Orijinal Erzincan tulum peyniri nasıl olmalı? Taklitlere dikkat!
Erzincan'ın meşhur tulum peyniri, yüksek rakımlı yaylalarda doğal yöntemlerle üretilen ve coğrafi işaretle korunan bir lezzet. Ancak üreticiler, peynirlerinin taklit edilmesinden şikayetçi. Erzincanlı tulum peyniri üreticisi Nurettin Yıldırım, 'Erzincan tulum peyniri bölgemizde, Erzincan'ın merkezinde, ilçelerinde, üreticilerimiz yüksek rakımlı yaylalara, zirvelere çıkıyor. Akkaraman koyun sütünden doğal şırdan mayası kullanılarak üretilen bir peynirimizdir. Peynirimizin güzelliği yüksek rakımlı yaylaların doğasından, bin bir çiçek otundan, çiçeğinden gelen bir lezzettir. Hayvanlarımız doğal beslenir, sütünü bize verir. Almış olduğumuz bu sütü biz doğal yapmış olduğumuz şırdan mayasıyla mayalayıp, kemah tuzuyla tuzlayıp üretim yapmaktayız' dedi.

Erzincanlı üreticiler, tulum peynirinin üretiminde kullanılan doğal malzemeler ve geleneksel yöntemler hakkında bilgi verdi. Peynirin lezzetinin, yüksek rakımlı yaylaların zengin bitki örtüsünden ve doğal beslenen hayvanların sütünden geldiğini belirttiler.

Üreticiler, özellikle hazır mayaların kullanılmasıyla peynirin lezzetinin kaybolduğunu ve peynirin rengini taklit ederek tüketicileri yanıltmaya çalıştığını ifade etti.Erzincanlı tulum peyniri üreticisi Nurettin Yıldırım konu ile ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Erzincan tulum peyniri bölgemizde, Erzincan'ın merkezinde, ilçelerinde, üreticilerimiz yüksek rakımlı yaylalara, zirvelere çıkıyor. Akkaraman koyun sütünden doğal şırdan mayası kullanılarak üretilen bir peynirimizdir.

Peynirimizin güzelliği yüksek rakımlı yaylaların doğasından, bin bir çiçek otundan, çiçeğinden gelen bir lezzettir. Hayvanlarımız doğal beslenir, sütünü bize verir. Almış olduğumuz bu sütü biz doğal yapmış olduğumuz şırdan mayasıyla mayalayıp, kemah tuzuyla tuzlayıp üretim yapmaktayız. Şırdan mayası dediğimizde, bildiğimiz doğal şırdanı yine yöremizde, yaylalarımızda topladığımız kekik otu, işte nohutla mayamızı yapar ve şırdan mayasıyla mayalarız. Bu çok doğal, etkin ve güzel bir mayadır. Yani hazır mayalara benzemez. Hazır mayayla denediğimiz zaman peynirimizin lezzeti kayboluyor.

Biz yaylalardan günlük almış olduğumuz teleme peyniri mandıramızda 2 gün dinlendirip, merkeze fabrikamıza indiriyoruz. Fabrikamızda tekrar bu ürünü, suyunu doğal olarak attırıyoruz yani peynir altı suyunu. Kuruma aşamasına geldikten sonra bunu telememizi eziyoruz. Ezdikten sonra yöremize ait coğrafi tescili almış Kemah tuzuyla tuzluyoruz. Yine pamuktan yapılmış bez torbalara bunu sıkı basıyoruz. Bunu yine bir 15 gün dinlendiriyoruz. Her 3 günde bir ya da 2 günde bir ters yüz yapıyoruz. Hem tuzunu alsın, lezzetini alsın hem de suyunu atsın diye. Ondan sonra deriye basıyoruz bidona basıyoruz. Bunu soğuk hava depolarımıza diziyoruz olgunlaşmaya bırakıyoruz. Ne kadar olgunlaşıyor, 4 ay. Peynirimiz 4 ay olgunlaştıktan sonra tam kıvamına gelmiştir. Ondan sonra olgunlaşan her partiyi açıp paketliyoruz. Küçük paketlerde yarım kilo, bir kilo vesaire, isteğe göre sofralarınıza gönderiyoruz.

Bizim sıkıntılarımız da bizim taklidimizi Türkiye'nin her noktasında, her ilde herkes yapıyor. İşte Erzincan Tulum peyniriyle hiç alakası olmayan bir peyniri benzetip, işte biri yaprak diyor, öbürü torba diyor ama satış yerlerinde de kağıda "Erzincan Tulum Peyniri" diye yapıştırıyorlar. Tüketicilerimiz bazen dikkat ediyor ama çoğunlukla dikkat edilmiyor. Bu tamamen bir emek hırsızlığıdır. Biz bunun önüne geçemiyoruz. Bu işte Erzincan'da yapıldığı zaman önüne geçiliyor, bakıyorsun Rize'de yapılıyor ya da Antalya'da yapılıyor. Türkiye'nin her tarafında bu yapılıyor. Tulum peynirinin rengini benzetiyorlar ama lezzetini, aromasını, gerisini benzetemiyorlar. Bizim peynirimiz coğrafi tescil almış, güzel, yöresel bir üründür. Kendine has kokusu, rehası, rengi vardır. Ama insanlarımız çok rahat, rengini benzetebiliyorlar, rengini benzettikten sonra götürüyorlar, tadı ve gerisi olmayınca çöpe atarlar, bize küserler. Erzincan tulum peyniri böyleyse biz bir daha tüketmeyelim diyorlar. Aslında Erzincan Tulum Peyniri çok güzel bir üründür. İşte kahvaltılarda, cevizle, üzümle, yani biz bu ürünü 4 mevsim, 3 öğün sofralarda yesek doymayız, bırakmayız.''