Gazete Vatan Logo

İşte Apo kararı

VATAN, AİHM'in bugün Türkiye saatiyle 11'de açıklanan 85 sayfalık kararın önemli ayrıntılarına ulaştı

Ankara'nın uzun bir süredir gerginlikle beklediği kritik Apo kararı bugün açıklanıyor. Dün ulaştığımız bilgilere göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi'nin kararı Türkiye aleyhine oldu. Karar gerekçesinde Abdullah Öcalan'ın Türkiye'deki yargılanmasının adil olmadığı, yargılayan mahkeme heyetinde askeri yargıç bulunduğu, bunun AİHM konvansiyonunun 6'ncı maddesini ihlal anlamına geldiği belirtildi. Ayrıca Öcalan'ın avukatları ile ilk temas ve sonraki görüşmelerinde engeller yaşadığı, yargılama esnasında küçük düşürücü muameleye tabi tutulduğu ve bunun AİHM konvansiyonunun 3. maddesini ihlal anlamına geldiği söylendi. Apo'ya yeniden yargılanma yolu, ilk olarak 12 Mart 2003'de açıldı. AİHM, Türkiye'nin adil yargılama yapmadığı gerekçesiyle Apo'nun yeniden yargılanmasına hükmetti. Ancak, Türkiye adil yargılama yapılmadığı hükmüne itiraz ederken, Öcalan'ın avukatları ise kararı yetersiz bularak Türkiye'nin mahkumiyetinin ağırlaştırılmasını istedi. Bunun üzerine Haziran 2004'te AİHM yeni bir duruşma yaptı ve taraflar tekrar dinlendi. Bugün açıklanacak olan karar metninde, AİHM'in 2003'te aldığı karardaki gerekçelerin hemen hiç değiştirilmediği dikkat çekiyor. 85 sayfalık mahkeme kararının ilk 76 sayfasında verdiği hüküm ve gerekçeler yer alırken, son sayfalarda mahkeme heyetinin değerlendirmeleri bulunuyor. Öcalan davasına bakan AİHM Büyük Dairesi 17 hakimden oluşuyor. 2003 kararını veren 7 kişilik heyet, bu ekibin de içinde.

İşte AİHM'in gerekçeleri: Öcalan Türkiye'ye getirildiğinin ertesi günü, avukatı Feridun Çelik göz altına alındı.

* 17 Şubat 1999'da Böhler, Frakken ve Koppen isimli avukatların Öcalan'la görüşmek üzere Türkiye'ye girmelerine kamu güvenliği gerekçesiyle yasak koyuldu.

* Davacı (Öcalan), 25 Şubat 1999'da 16 avukatından ikisisiyle konuşabildi. İlk görüşme bir hakimin ve maskeli güvenlik güçlerinin gözetiminde yapıldı. Güvenlik güçleri görüşmenin 20 dakikadan fazla süremeyeceği talimatını verdi. Bu konuşmanın teyp kaydı DGM'ye verildi.

* Davacı, tarafsız ve bağımsız bir mahkeme tarafından yargılanmadı. Polis sorgularında avukatlarının desteğinden yoksun bırakıldı. Avukatlar dava dosyasındaki bilgilere duruşmalardan çok kısa bir süre önce ulaşabildi. Savunma hazırlamak için yeterli zamanları olmadı. Avukatları ile görüşmesine sıklık ve görüşme süresi olarak aşırı sınırlamalar getirildi.

* Ölüm cezası ile yargılandı. Ölüm cezasının sonradan kaldırılmış olması adil bir yargılama için yeterli değildir.

* Askeri savcı yargılamanın çok ileri bir noktasında geri çekildi.

Türkiye'nin itirazları: Ölüm cezası kaldırıldı.

* Askeri savcı davadan çekildi.

Bundan sonra ne olacak?
* Öcalan'ın avukatları kapatılan DGM'ler yerine kurulan özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuracak. 11. Ağır Ceza Mahkemesi yeniden yargılama talebini reddederse, avukatlar bu kez İstanbul özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz edecek.

* İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nin de itirazı reddetmesi halinde başvurulacak tek yol Adalet Bakanlığı'ndan kararı "yazılı emir yolu" ile Yargıtay'a taşımasını talep etmek. Bakanlık bu başvuruyu kabul eder ve Öcalan'ın yeniden yargılanması talebini Yargıtay'a taşırsa, konu ile ilgili kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesi verecek.

* Bütün bu hukuki sürecin başında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Öcalan'ı yeniden yargılama kapsamı dışında bırakan CMUK maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasını ciddi bulursa maddenin iptali için konuyu doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne de götürebilir. Anayasa Mahkemesi düzenlemeyi iptal ederse Öcalan'ın yeniden yargılanması yolu açılacak.

Karara uymazsak ne olur?
Dışişleri: Bedeli ağır olur!
Ankara'da gergin bekleyiş sürerken bir yandan da 'yeniden yargılayın' kararına uyulmadığı takdirde olacaklar konusunda çeşitli senaryolar hazırlandı. Kararın bugün açıklanacak olmasına karşın, Türkiye'nin önünde, yeniden yargılama sürecinin başlatılması konusunda prosedürden kaynaklanan biraz zaman var. Büyük Daire'nin açıklayacağı karar ile ilgili olarak Türkiye'ye ne yapması gerektiğini Bakanlar Komitesi'nin önereceğine dikkat çeken kaynaklar şunları söylüyor: "Konu büyük bir olasılıkla temmuz ayında ele alınır ve eylüle kalır. Bu da kamuoyunun hazırlanması, gerekli yasal değişiklikler yapılması ve hükümetin muhalefet liderleriyle mutabakata varmasına gerekli süreyi tanır." Öte yandan, edinilen bilgilere göre Dışişleri Bakanlığı hükümete "jet hızıyla" hareket edilmesini önerdi. "Mahkemenin kararına uyulmamasının bedeli ağır" olur diyen Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin karşılaşacağı yaptırımları şöyle sıraladı:

* Önce Türk Devleti mektup ile uyarılır.

* Ardından Bakanlar Komitesi ara kararlar alarak Türkiye'yi uyarır. Leyla Zana ve eski DEP'liler konusunda dört kere uyarılmıştık.

* Türkiye henüz yeni çıktığı Bakanlar Komitesi denetimine yeniden alınır. Bu baskılar Türkiye'nin Konsey'den atılmasına kadar varabilir.

* Dört bir yandan tehdit ve baskılar yükselir.

* Batıda Zana ve eski DEP'lilerde olduğu gibi artan bir "Öcalan sempatisi" başgösterir.

* AB sürecimiz olumsuz etkilenir. İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin AİHM kararlarını uygulamadığı belirtilir ve AB, müzakere sürecine yeni bir kriter ekleyebilir. Müzakerelere başlayabilmek için denetimden çıkmamız gerekiyordu. Yeniden dahil edilirsek süreç sekteye uğrar.

Komutanların Apo yorumu
1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon: Halkın vicdanında mahkum olmuştur
Bu ceza halkımızın vicdanında verilmiştir. Anayasamızda belirtilen şekilde duruşmaları yapılmış ve cezası kesilmiştir. Halkın vicdanının daha üstünde bir merci olup olmadığını ben bilmiyorum. Ama esas cezayı veren halkın vicdanıdır. Teröristbaşının cezası, 70 milyonluk Türk halkının vicdanında yerini bulmuştur."

Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt: Terörist başıyla ilgili biz tarafız
Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı'nda incelemelerde bulunan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, "İlgi alanımızda değil. Asker daima açıkladı. Terörist başıyla ilgili konuda biz tarafız. Bizim duygu ve düşüncelerimizi tüm Türkiye biliyor. Buna ekleyecek hiçbir şey yok" dedi.

Haberin Devamı