Gazete Vatan Logo
GündemEylem Tok ve Timur Cihantimur davasında yeni gelişme! Oğuz Murat Aci'nin eşi şikayetini geri çekti

Eylem Tok ve Timur Cihantimur davasında yeni gelişme! Oğuz Murat Aci'nin eşi şikayetini geri çekti

Eylem Tok ve Timur Cihantimur davasında yeni gelişme! Oğuz Murat Aci'nin eşi şikayetini geri çekti

Eyüpsultan'da, geçen yılki trafik kazasında ölen Oğuz Murat Aci'nin eşi Şükriye Aci, aralarında ABD'ye kaçan Timur Cihantimur'un annesi Eylem Tok ile babası Bülent Cihantimur'un da bulunduğu 4 şüpheli hakkındaki şikayetinden vazgeçti.

Şükriye Aci'nin avukatı Ahmet Aslan tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan şikayetten vazgeçme dilekçesinde, Şükriye Aci'nin bu olaydan kaynaklı maddi ve manevi zararının, kazaya sebep olan suça sürüklenen çocuk Timur Cihantimur'un babası Bülent Cihantimur tarafından karşılandığı belirtildi.

Dilekçede, "Bu sebeple müvekkil, şüpheliler Ayşe Ceren Saltoğlu, Adem Kızıltepe, Bülent Cihantimur ve Eylem Tok'a yönelik şikayetinden vazgeçmiş olup, adı geçenlerin soruşturmaya konu olaydan ötürü yargılanması muhtemel davaya katılma talebi de bulunmamaktadır." ifadesine yer verildi.

Anne-baba şikayetten vazgeçmedi

Kazada hayatını kaybeden Aci'nin anne ve babası ise şikayetten vazgeçmediğini bildirdi. Aile Avukatı Hacı Orhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Televizyonda çıkan haberlerde acı ailesinin şikayetinden vazgeçti yazıyor. Rahmetlinin eşi Şükriye Aci, maddi-manevi zararlarının karşılandığını söyleyerek şikayetten vazgeçmiştir. Diğer müştekilerin şikayeti devam etmektedir" ifadelerine yer verdi.

Haberin Devamı

Konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı'na açıklamada bulunan baba Özer Aci gelininin telefonlarına çıkmadığını ve süreci basın aracılığıyla öğrendiğini belirtti.

Özer Aci açıklamasında, "İlk çıkan haberlerde sanki aile olarak vazgeçmişiz gibiydi. Bunu özellikle belirtmek istiyorum, ben bir davadan vazgeçmiş değilim. Kanunlarımız çerçevesinde yasal mirasçı oğlu ve gelinim. Bu çerçevede eşi ve çocuğu bu davadan vazgeçmiş. Üzülerek belirteyim. Maddi ve manevi haklarından vazgeçtiğini belirtmiş, bizim Şükriye Aci. Acaba çocuğu için yaptığı bu hamleyi neden benden gizli yaptığını kendisine sizin aracılığınızla sorarım. Benim yüzüme karşı avukatımla bir olup gelinimi dolandıracakmışım veya torunumu dolandıracakmışım. Şimdi o, torunumun büyükbabasını dolandırmadı mı? Avukatıyla bir oldu. O parasında boğulsun onun. Ne kadar dayanacağını, ne olacağını sağ olan herkes görecek." dedi.

Torununun 20'li yaşlara geldiğinde annesine yazıklar olsun diyeceğini ifade eden Aci, "Telefonlarıma çıkmıyor. Çıkmadığı için de bugün basın aracılığıyla öğrendim. Üzüldüm. Böyle bir şey yapacağını tahmin ediyordum. Hayatta bir insanın çevresinden, ailesinden, devletinden gizli yapmış olduğu bir şey yanlıştır. Aile olarak, benim soy adımı taşıyarak, benim torunumu, her ne kadar küçük olduğundan dolayı bakıyorsa bile ancak gizlediği için yaptığı şey külliyen yanlıştır. Şu an benim gönül rahatlığıyla onu da savunuyor olmam lazım ama savunacak bir şey yok. Yarın öbür gün, çocuğu için yaptığı bu hamlede, aldığı parayı acaba 19-20 yaşındaki bir gence; 'Yavrum senin babanın kanını sattım, seni böyle yaşattım' dediğinde acaba o çocuk annesini tebrik mi edecek yoksa merhametiyle, vicdanıyla annesinin karşısına geçip 'Yazıklar olsun anne' mi diyecek? Ben 61 yaşındayım. Şu ana kadar aç açıkta kalanı görmedim. Ufacık gayret edip, çalışan, onuruyla para kazanıyor. Para nedir ki? Kendisi mağdur olduğunu söylüyor. Evliliği döneminde kira mı ödemiş, elektrik, su, doğal gaz parası mı ödemiş? Almış olduğu oğlumun hayat sigortası parasını ne yapmış?" şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

"Oğlumun kanını kaça sattığını bilmiyorum"

Haberin Devamı

Gelininin ne kadar para aldığını bilmediğini söyleyen Aci, "Ne kadar ücret aldığını, kaç para aldığını, kaça oğlumun kanını sattığını bilmiyorum. Ama mevzu onun para alması değil, onun üzerinden avukatların para alması. 3 günlük avukatlara kandı. Şükriye Hanım'a karşı bir girişimim olmaz. Ancak çocuğum ve torunumla ilgili girişimim olur ve olacaktır da. Devam edeceğim. Sahip çıkacağım. O her ne kadar göstermeyip, kaçırsa da, telefonlarıma çıkmasa da şurada birkaç sene var. O çocuk da telefon sahibi olacaktır. Muhakkak büyükbabasının telefonuna cevap vereceğine inanıyorum. Onun mayası bendendir." dedi.

Kendisine bu süreçte herhangi bir teklif yapılmadığını ifade eden Aci, "Şükriye Hanım hiçbir zaman bana gelin olmadı. Gelin olsaydı böyle yapmazdı. Ben avukatımla beraber olup gelinimi dolandıracakmışım diye beyanda bulunmuş. Peki kendisi ne yaptı? Avukatıyla bir olup beni dolandırdı. Benden gizli iş çevirdi. Bana açıkça bir teklif gelmedi. O insanların bir lokması boğazımdan geçmesin. Her seferinde şunu dile getirdim. 1,5 yaşında yetim kalan çocuğun hakkını onlara yedirmem, dedim. Sözümün arkasındayım. Ama Şükriye Hanım benim değil kendisinin çözmesi gerektiği yolunda hareket etti. Kendi tercihidir. Bu saatten sonra davaya gelmeyecekmiş, suçlular az ceza alacakmış, o vebalde yaşasın. O paraların içerisinde boğulsun. Bakalım o paralar onu ne yapacakmış." ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Yarından itibaren konuyu kamuoyuna duyurma yoluna gideceğini söyleyen Aci, "Şu an kamuoyunda benim acımı acısı olarak paylaşan vicdanlı, merhametli binlerce insan var. Kamuoyu vicdanını doğru bilgilendireceğim. Bugüne kadar hakkında hiçbir şey konuşmadım. Yarın sabah itibarıyla sizler aracılığıyla doğru neyse onu söyleyeceğim. Ben davamdan vazgeçmediğimi tekrar tekrar anlatacağım. Yapacağım ilk şey budur." dedi.

Avukattan açıklama

Avukat Aslan, Şükriye Aci'nin, aralarında ABD'ye kaçan Timur Cihantimur'un annesi Eylem Tok ile babası Bülent Cihantimur'un da bulunduğu 4 şüpheli hakkındaki şikayetinden vazgeçmesinin ardından yazılı açıklama yaptı.

Müvekkilinin, kaza sonrası oğluyla annesinin evine taşındığını ve çalışmaya başladığını aktaran Aslan, şunları kaydetti:

"1 yaşındaki çocuğuyla olayın en büyük mağduru olan Şükriye Aci, kazadan sonra kendisinin ve çocuğunun hakları, duygu ve düşünceleri dikkate alınmaksızın tazminat pazarlıkları yapıldığını somut delilleriyle öğrenmiş, şahsının ve oğlunun haklarını korumak üzere kendi başına hukuki mücadele verme yolunu tercih etmiştir. Müvekkilin bu olayları öğrenmesine vesile olan somut deliller, hakkındaki asılsız ve incitici iddiaların sürdürülmesi halinde kamuoyunun ve resmi makamların takdirine sunulacaktır. Kazaya dair ceza soruşturmalarının sürdüğü ve kazada yaralanan kişiler ile Şükriye Aci tarafından maddi ve manevi tazminat davası açma hazırlığı yapıldığı esnada, yurt dışında tutuklu olduğu bilinen suça sürüklenen çocuğun ailesi tarafından kazadan kaynaklı zararları giderme girişiminde bulunulması üzerine, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 35/A maddesi hükmü çerçevesinde yürütülen müzakereler neticesinde uzlaşmaya varılmış, mağdurların maddi ve manevi tazminata ilişkin talepleri karşılanmıştır."

Şükriye Aci ve kazada yaralanan 4 kişinin, avukatları aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe sunarak şikayetlerinden vazgeçtiklerini belirten Aslan, soruşturmaya konu suçların takibinin şikayete bağlı olmadığını, adli sürecin devam edeceğini kaydetti.

Aslan, Aci'nin kanuni sınırlar çerçevesinde haklarını temin etmeye çalıştığını aktararak, şöyle devam etti:

''Bu gelişmenin, 'Müvekkilin çok iyi yaşamsal şartlara sahip olduğu, son model arabaya bindiği, para hırsıyla böyle davrandığı' gibi gerçek dışı iddialar eşliğinde kamuoyuna sunulması art niyet eseridir. Bilhassa sosyal medyada, bu elim kaza sonucu henüz 28 yaşındayken eşini kaybeden ve 1 yaşındaki çocuğuyla yaşam mücadelesi veren müvekkilimizin kendine özgü şartları bilinmeksizin yapılan tahkir edici yorumların sahipleriyle ilgili hukuki yollara başvurulacaktır.''

Olay

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024 günü seyir halindeki 3 ATV aracından biri arızalanmış, yol kenarına çekilen arızalı araç tamir edilmeye çalışılırken aynı yönde ilerleyen iki araçtan biri, buradaki 3 ATV'ye çarpmış, yaralanan 5 kişiden Oğuz Murat Aci hayatını kaybetmişti.

Kazaya neden olan 17 yaşındaki sürücü Timur Cihantimur'un, olay yerine gelen annesi Eylem Tok'un aracıyla buradan uzaklaşıp, annesiyle önce Mısır'a, ardından ABD'ye gittikleri tespit edilmişti.

Şüphelilerin iadesi için geçici tutuklama talebi evrakı, Adalet Bakanlığınca ABD yetkili makamlarına iletilmiş, Adalet Bakanı Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cihantimur ile annesi Tok'un, Boston'da çıkarıldıkları mahkemece tutuklandıklarını bildirmişti.

Soruşturma kapsamında şüphelinin babası Bülent Cihantimur'un iş yerinde çalışan kurumsal iletişim uzmanı Ayşe Ceren Saltoğlu 12 Mart 2024'te "suçluyu kayırma" ile "delileri gizleme" suçlarından tutuklanmış, Cihantimur ve kazadan sonra yaralılardan birinin kayıp telefonunu emniyete teslim eden Adem Kızıltepe hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.

Baba Bülent Cihantimur da "suçluyu kayırma" suçundan "şüpheli" sıfatıyla ifade vermişti. Hakimlik, Bülent Cihantimur hakkında "imza atma" şartını içeren adli kontrol tedbiri uygulanmasını kararlaştırmıştı.

İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, soruşturma kapsamında tutuklu olan Ayşe Ceren Saltoğlu'nun 18 Nisan 2024 tahliyesine karar vermişti.

Bakan Tunç, 11 Şubat'ta sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ise İstanbul'daki ölümlü trafik kazası sonrasında gittikleri ABD'de tutuklanan Eylem Tok ve Timur Cihantimur'un Türkiye'ye iadelerine karar verildiğini bildirmişti.