Gazete Vatan Logo

Arabeskçiden çeteye: İki tokat atıp gelin!

Plakçısı Mehmet Söğütoğlu ve Mehmet Kekova ile 225 bin dolarlık bir borç yüzünden anlaşmazlığa düşen Cengiz İmren, bu sorunu kapkaç baronu Fırat Delibaş'a havale etmiş

İstanbul'un en büyük kapkaç çetesini çökertmek için harekete geçen İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü, mahkeme izniyle elebaşı Fırat Delibaş ve adamlarının telefonlarını dinlemeye aldı. Telefon takibi, polisi çeteye götürmekle kalmadı; Delibaşla bağlantısı olan diğer isimleri de bir bir ortaya çıkardı. Bu isimlerden biri de, şarkıcı Cengiz İmren'di. Telefon konuşmaları; İmren'in Delibaş'a, İstanbul Plak'la arasındaki anlaşmazlığı çözmesi için başvurduğunu gösteriyor.

Esrarı ayakkabısına sakladı
Plakçısı Mehmet Söğütoğlu ve Mehmet Kekova ile 225 bin dolarlık bir borç yüzünden anlaşmazlığa düşen İmren, bu sorunu çözmek için Fırat Delibaşla irtibat kurmuş. Telefon görüşmeleri Cengiz İmren'in, Fırat Delibaş'ı Sarıyer'deki evinde sakladığını da açığa çıkardı. Bunun üzerine, İmren'in evine, son operasyondan 10 gün önce baskın düzenlendi. Operasyonu haber alan Delibaş, evden kaçarak yakalanmaktan kurtuldu. Yaklaşık 60 polisin katıldığı operasyonda İmren evde bulunan az miktardaki esrarı da ayakkabısının içine saklamıştı.

Korkma parayı alırız
27 Eylül 2003 saat 18.36
Bayram: Veysi ile Fırat birbirine düştüler. Şehmuz'un yeğeni Ramazan'ı vurdular.

C.İmren: Türkü Bar'da mı oldu?

Bayram: Evet

C.İmren: Mustafa Fırat'la ne konuşmuş. Ben ortada kaldım.

Bayram: Sen şartı söylemişsin. O şartı Mustafa'ya kabul ettireceğiz.

C.İmren: 160 bin doları sana veririm.

Bayram: Fırat araya girince 130 bin dolara işi bitireceğiz.

C.İmren: 3 aydır bekliyorum. Bugün benim doğum günüm üzülmek istemiyorum.

Bayram: 120 bin dolara kabul ettireceğiz. Sen kendini hazırla.

C.İmren: Kıza karşı mahcup düştüm. Gidip iki tokat atıp gelseniz ne olur.

Bayram: Şimdi geliyorum. 5 tane adam getiriyorum.

17 Ekim 2003 saat 04.43
(Polisin İmren'in evine yaptığı ilk baskının ardından)

C.İmren: Çok kötü olduk. Allah kurtardı. 60 tane adam geldi. Telefonu sakladım. Numaraları sildim. İhbar varmış. Onun buraya geleceğini kim biliyordu. Anlayamadım.

X kişi: Telefonu dinliyorlardır.

C.İmren: Kimseye söyleme Unkapanı'na bile gitmeyin. Hepsinin kafasında maske vardı. Ağır silahları vardı. 'Tüh elimizden kaçırdık' diye laflar ettiler. O arkadaş buralardan geçmesin Emniyet Müdürü geçmesin. Bu iş basına yansıyacak.

X kişi: Artık evden dışarıya çıkamayacağız. Birileri bizi gammazlıyor.

C.İmren: Allah'tan telefonumu almadılar. Bütün numaraları sildim. Seni sormadılar. Sadece Fırat'ı sordular.

18 Ekim 2003 saat 00.45
C.İmren: Neye karar verdiniz?

Devlet: Koymuş olduğun şartlar geçerli. Mustafa ile Mehmet problem çıkarmıyor. İş Mustafa'da bitiyor. 'Pazartesi günü stüdyoya girsin ne gerekiyorsa yapsın' dediler. Pazartesi günü gidip parayı alacağım..

C.İmren: Dikkat çekmemek için yanında bir bayanla gel. Şirketten 50-60 bin dolar aldım. Benim muhatabım kim olacak.

Devlet: Adamlar herşey tamam. Cengiz'in kefili Fırat'tır. Biz nasıl konuştuysak öyledir.

F.Delibaş: Mustafa ve Mehmet'le görüştük. 125 bin doları eski borca sayıyorlar. 50 bin dolar daha sana vermişler. 225 bin dolara mal oluyor. 50 bin dolar daha alacaksın.

C.İmren: Bunların dediğini yaparsam. Para kazanamam. 50 bin dolarla nasıl geçineyim.

F.Delibaş: Biz onlardan parayı alırız. Yeter ki sen korkma olaya gir.

Haberin Devamı