Annem Ankara'da yeni bölüm! Kapıya gelen polis memurları herkesin hayatını değiştirdi
Başrollerini Bergüzar Korel ve Mehmet Günsür’ün paylaştığı, yaşanmış bir hayat hikayesinden uyarlanan BKM imzalı ‘Annem Ankara’ onuncu bölümüyle ekranlardaydı...

Dizinin önceki bölümünde; Rıza'nın ekmek bayiine gelmesinden rahatsız olan Zuhal, Hasan'ın ofisine gitti ve ona kendisinden sakladığı bir şey olup olmadığını sordu. Hasan'ın Zuhal'e anlatacak çok şeyi vardı... Benim sana itiraf etmem gereken bir şey var Zuhal

Başar'ın odasına girdiğini ve defterini aldığını öğrenen Vahide, küçük çocuğun çantasını karıştırırken ablası Aysel'e yakalandı. Bizim seninle artık bir konuşmamız lazım kızım... Çocukları okula gönderen Aysel, kardeşini karşısına aldı ve ona aklına takılan her şeyi sordu: Ben bir defter buldum kızım. Geçen Hasan ile konuştuklarınızı da duydum. Nedir bu kız çocuğu meselesi? Ne saklıyorsunuz kızım siz bizden?

Dizinin yeni bölümünde; Hasan'dan duydukları ile yıkılan Zuhal, kendini odaya kilitledi. Ablasının köşeye sıkıştırdığı Vahide ise bambaşka bir senaryo yazdı. Başar'ın okulundan gelen telefonu duyan Zuhal, vakit kaybetmeden okula doğru yola çıktı. Oğlunun sağlığından endişe eden Zuhal, Başar'ın iyi olduğunu görünce derin bir nefes aldı.

Zuhal, Burak ve Başar ile birlikte okuldan çıkmak üzereyken, hiç de beklemediği biriyle tanıştı: Güneş... Yılbaşı hediyesi konusunda Burak'a haksızlık yaptığını düşünen Güneş, Zuhal için hediye hazırladı. Hediyesini Burak aracılığı ile Zuhal'e ulaştırmak isteyen Güneş, ret cevabını alınca kendi işini kendisi halletti. Merhaba ben Güneş... Bu paket sizin için... Okuldan dönen Başar, teyzesi Vahide ile konuştu. Aysel ve Vahide'nin dört bir yanda aradığı defter yapraklarını uçak yapan Başar, sözleri ile teyzesini ağlattı.

Güneş'e doğruyu söylemek konusunda Hasan'a baskı yapan Sevinç, tanışma yemeği organize etti. Çocuklara alığı hediyeleri vermek için ekmek bayiine giden Hasan, Zuhal ile yeni bir tartışma yaşadı. Bir insanın kalbi varsa sever, vicdanı varsa babalık yapar Laf arasında Güneş'e sahip çıkacağını söyleyen ve akşamki yemekten bahseden Hasan, Zuhal'in keskin tavrı ile şaşkına döndü.


Suphi ve ailesini karşısında gören Mesude ne yapacağını şaşırdı. Konuşmanın ortasında gelen Derviş, Suphi'yi kızından uzak durması konusunda uyardı. Vakit geldi, Sevinç, Güneş ve Hasan akşam yemeğinde buluştu. Hasan, yıllarca çok uzağında büyüyen kızı ile vakit geçirdi. Hasan'ın Sevinç ile ortaklık kurmaya hazırlandığını öğrenen Rıza, Zuhal'in karşısına çıktı ve ona tehditler savurdu. Eğer tez elden vazgeçmezse, ona bedelini çok ağır ödeteceğim Bu vakitsiz karşılaşmalardan huzursuz olan Zuhal, bir kez daha Hasan'ın ofisine gitti ve bu duruma bir çare bulmasını istedi.

Rıza'ya engel olacağına dair söz veren Hasan, çocuklarla konuşacağını ve Güneş'in kardeşleri olduğunu anlatacağını söyledi. Ben anlatmazsam Sevinç anlatacak Kendini köşeye sıkışmış hisseden Zuhal, tek çıkış yolunun Sevinç ile konuşmak olduğunun farkındaydı...

İki kadın yıllar sonra karşı karşıya geldi. Zuhal, 16 yıl sonra hayatının ortasına bomba gibi düşen kadına sitem etti. Benim çocuklarım bu gerçekle yüzleşecek yaşta ve halde değiller. Bunca yıl sustunuz maden, yine susabilirdiniz... Sevinç'in ağzından çıkan cümleler Zuhal'in donup kalmasına neden oldu: Ya benim o kadar vaktim yoksa... Zühal'e ölümcül bir hastalığın pençesinde olduğunu anlatan ve sayılı günlerinin kaldığını anlatan Sevinç, kızını sadece Hasan'a emanet edemeyeceğini söyledi: Benim kızımı da kanatlarınızın altına alır mısınız? Onun bir ailesinin olduğunu bilirsem gözüm arkada kalmadan giderim

Dizinin final sahnesinde; Çocuklara gerçeği anlatmaya karar veren Zuhal, Hasan'ı eve çağırdı. Hasan tam konuyu anlatmaya başlamıştı ki, kapıya gelen polis memurları herkesin hayatını değiştirdi. Çalıştığınız inşaatta asansör düştü. 3 kişi öldü, yaralılar var... Sorumlu mühendis siz olduğunuz için bizimle emniyete gelmeniz gerekiyor Ellerine kelepçeler takılan Hasan'ın polis arabasına binişi herkes için yeni bir başlangıcı da beraberinde getirdi...