Gazete Vatan Logo

Yüksek CEO maaşları yabancı şirketleri şaşırtıyor

Bugüne kadar 1.000’in üzerinde şirkete hizmet verdiler

20 yıldır birlikte çalışan Ayşe Öztuna Bozoklar ve Nilgün Aygen Pica, yönetim ve danışmanlık şirketi Profil International’in ortakları... Bugüne kadar 1.000’in üzerinde şirkete hizmet verdiler. Hem tepe yöneticiler buluyorlar hem de doğru yere doğru insanı yerleştirme konusunda uzmanlar. Türkiye’de iş dünyasını değerlendiren iki ortağa göre, Türkiye’de yönetici bulmakta zorlandıklarını söyleyen yabancı şirketleri en çok şaşırtan şey CEO’ların yüksek maaşı...

Ayşe Öztuna Bozoklar ve Nilgün Aygen Pica yönetim ve danışmanlık şirketi Profil International’in ortakları... Tam 20 yıldır birlikte çalışıyorlar. Şirketleri Profil’i kurduklarında 22 yaşındaydılar ve o dönemde İstanbul’da bu işi yapan şirket sayısı yok denecek kadar azdı. Bu iki başarılı kadın, son 20 yıldır gösterdikleri performansla iş dünyasının aranan isimleri oldu. Şirketlere hem tepe yöneticiler buluyorlar hem de doğru yere doğru insanı yerleştirme konusunda uzmanlar. Profil International’in yanı sıra üst düzey yönetici bulma alanında uzman olan Odgers Berndtson’un da yönetici ortaklığını yapıyorlar. İstanbul dışında Almanya, Avusturya ve İsviçre’de de ofisleri var. Nilgün Aygen Pica Almanya ofisinin başında duruyor.

Ayşe Öztuna Bozoklar ve Nilgün Aygen Pica’yla Pazarın Patronları’nda iş dünyasının yeni yönetcilerini, Türkiye’nin potansiyelini ve bu iki kadının başarı öyküsünü konuştuk. Bu arada herkesin Kurban Bayramı’nı kutlarım, iyi bayramlar olsun...

- Bu yıl 20’inci yılınızı kutluyorsunuz. Sizinle görüşmeden önce sizi iş dünyasından yakın bulduğum kişilere sordum. Herkesin sizinle bir anısı var.

N.A.P: Biz çok genç yaşta başladık bu işe. Türkiye’de insan kaynakları işi 1990’lı yıllarda bilinmezdi. Kurulduğumuzda Türkiye’de insan kaynakları alanında 3 şirket ve toplam 6 danışman vardı.

A.Ö.B: İnsan kaynakları işi diye bir tanım yoktu. Objektif bir değerlendirme yapılmıyordu işe alımlarda.

- CV okuyup, mülakat yapılmakla sınırlıydı sanırım...

N.A.P: Evet, biz defalarca ilkleri yaptık. Birincisi Türkiye’de bilimsel değerlendirme metodlarıyla insan kaynakları danışmanlığına başlayan ilk şirketiz. Test ya da değerlendirme yapılmazdı.

A.Ö.B: İlan, mülakat ya da tanıdıklar aracılığıyla işe yerleştirme yapılırdı. Personel müdürü karar verirdi yeni personele...

N.A.P: Bu koltuklarda oturanların çoğu da eski askerdi.

A.Ö.B: Bir de genelde patronlar mülakat yapıyordu.

Bizi ilk anlayan Cem Boyner’di

- İlk işiniz neydi, ilk hangi patronun karşısına çıkmıştınız?

N.A.P: Cem Boyner... Bizi ilk anlayan kendisidir. Zamanında Alaeddin Asna’yla görüşmüştük. Kendisi o zaman bizi Cem Bey’e tavsiye etti. Cem Boyner bize bir şans verdi. Biz Cem Bey’in asistanını bulduk ve bulduğumuz kişi şu anda aynı grupta yönetici, Amerika ofisinin başında. Böyle bir sisteme ilk açılan Boyner oldu. Sonra Pepsi’yle çalıştık, daha sonra da Eczacıbaşı Holding geldi.

- Çok genç olmanız dezavantaj olmuş muydu? Size güvenebildiler mi?

N.A.P: Zor oldu. Rakiplerimiz de vardı ve hepsi 50 yaş üstü erkek rakiplerdi. Biz Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirmiş gençler olarak görüldük. İki genç kız, bizi çok iyi dinleyenler de oldu...

- Çok güzel bir örnek sizin girişimcilik öykünüz. İki kadın ortak, tam 20 yıl.

N.A.P: En büyük başarınız ne? diye sorulduğunda ‘ortaklığımız’ derim. Bugün her şeyimiz gitse bizden, bize bizi bırakın biz her şeyi yeniden yaparız.

- Sizin gibi örnekler var ama genelde erkek... Kadın ortaklıkları çok uzun süreli olmuyor...

A.Ö.B: Bu söylediğiniz çok doğru. Biz bunu başardık. Bizim rakipler hep bilinir kişilerdi. Biz hep büyüdük. İşlerimiz hep gelişti. 20 yılda, 2001 yılı hariç her yıl büyüdük.

- Tepe yönetici bulmanın en zor yanı nedir?

A.Ö.B: Yetenek bulmak dünyada da zor. Deneyimli yönetici ve yetenek diye bakınca uluslar arası büyümelere de bakıyoruz. Hızlı bir değişim yaşandı. Üst düzey yöneticiler çok sorumluluk alıyor ve çok çalışıyor.

- Çok kazanıyorlar ve o paraları kazanacak zamanları yok mu?

A.Ö.B: Yeni nesil liderler nasıl nereden çıkacak? Biz de buna bakıyoruz. Çin’e kimleri gönderecek? Amerika’da savaş sonrası kuşaktan şu anda emekliye ayrılan 11 milyon kişi var. Uluslararası şirketlerin değişimi, dönüşümü var. Muhtar Kent dünyanın en önde gelen şirketlerinden birinin en üst yönetimine yerleşti, çünkü bu tesadüf değil, zamanı geldi.

- Yabancı şirketler Türkiye’ye geldiklerinde yönetici bulmakta çok zorlandıklarını söylüyorlar. Bunun nedeni nedir?

A.Ö.B: ‘Biz Türkiye’de neden bu kadar yüksek CEO ve genel müdür maaşı veriyoruz?’ diyorlar.

- Avrupa’dan yüksek mi?

N.A.P: Yüksek... Avrupa’da 55 yaşında ürün müdürü olmak sorun değil. Türkiye çok genç İstanbul başka bir ülke. Yabancı şirketler artık bunu görüyor. Bazı ülkelerden daha büyük İstanbul. Biz bunu anlatıyoruz.

A.Ö.B: Biz ‘Maaşları karşılaştırmayın’ diyoruz. İstanbul’u anlatıyoruz, çocukların okuma masraflarını anlatıyoruz. İstanbul yönetilmesi gereken bir şehir. Alt ve üst kademe arasında fark çok. Makas çok açık. En çok da buna şaşırıyorlar. Bir çocuk yılda 600 euro’ya yurtdışında okuyor, İstanbul’da kolejler 31-32 bin lira... Bunları anlatıyoruz. Çok şaşırdılar.

N.A.P: Yönetici gidip ev yatırımı yapmak zorunda değil yurtdışında, oysa Türkiye’de var. Sosyal güvenlik sistemi de çok farklı. Biz telafi paketi diyoruz buna. Türkiye çok sayıda şirket için hab oldu. Yabancı şirketler birçok ülkeyi buradan yönetmeye çalışıyor.

Yeni Muhtar Kent örnekleri çıkacak

- Türkiye’den daha çok uluslar arası yönetici çıkacak diyebilir miyiz?

N.A.P: Evet. Tüm dünyada yönetici açığı çok ciddi hissediliyor. Türkiye’den de daha çok insan çıkacak. Muhtar Kent örnekleri artabilir.

A.Ö.B: İş yapış biçimi değişiyor. Aile yönetimleri Türkiye’de çok aktif. Duygusallık yaşanıyor aile şirketlerinde. Kurumsal yönetim eksikliği var.

N.A.P: Almanya’da 150 yıllık aile şirketlerinden söz ediyorsunuz. Bizim en deneyimli şirketlerimiz 50-60 yıllık gibi. Bunu aşan çok az şirket var. Yurtdışında aile şirketleri yönetimi devrediyorlar ama Türkiye’de bu çok zor.

A.Ö.B: Türkiye’de şirketlerin geçmişi de yurtdışı gibi değil. 2 ve 3’üncü kuşak yeni görülüyor. Borusan müşterimiz başarılı bir şirket 60 yıllık, Abdi İbrahim önümüzdeki yıl 100’üncü yılını kutlayacak... Bunlar gibi. Devamlılık çok önemli.

- CEO profiline dönersek... Türkiye’de büyük şirketlerin özellikle de yabancı şirketlerin CEO’ları Türkiye dışında bölgeden de sorumlu, Türki Cumhuriyetleri gibi... Hayatları havaalanlarında geçiyor gibi. Bir kişi 5-6 ülkeden sorumlu olabilir mi?

A.Ö.B: Ekonomik çözüm için CEO’ların bölgeleri büyüdü. Bir kişi bu kadar işten sorumlu olabilir mi? Bunun arkasından gelen konu da şu: ‘Eşimle boşanıyorum, çocuğumla görüşemiyorum.’

- Mutsuzlar mı?

A.Ö.B: Çok azı olumlu yanıt verir. Çok çalışıyorlar. Cem Boyner söyledi bizim filmimizde, ‘Biz çok çalıştık’ dedi. Evet, çok çalıştık ama önemli olan çok çalışıp ne ürettiğimiz. Böyle bakınca daha programlı ve planlı olmalıyız.

N.A.P: Ben yurtdışından bakıyorum. 6-7 kişi bir işin üzerinde Türkiye’de. Bu işi 2 kişi yapabilir. Ama plansızlık sorun. Başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşuyor insanlar. Biz Almanya’nın en önemli şirketlerine danışmanlık veriyoruz. Avrupa’da 3 ofisimiz var. İsviçre ve Viyana’da da ofisimiz var. Almanya’da alanımızda ilk 3 şirketten biriyiz.

A.Ö.B: Bize ‘Orada herhalde Türk müşterilerle çalışıyorsunuz’ diyorlar, hayır orada tek Türk müşterimiz var o da İş Bankası.

- Dünyada yönetici açığı var dediniz biraz önce... Bu çok önemli dünya çapında yeni oyuncular çıkarmak için bu bir fırsat. Türkiye’de yetişen liderlerin şansı nedir?

A.Ö.B: 10-15 yıla bakarsak araştırmalar da bunu gösteriyor Türkiye dünyadaki yönetici açığını kapatacak ender ülkelerden biri. Genç nüfusumuz avantaj. Türkiye’nin çok şansı var. Bize benzeyen tek ülke, İran ama onun da yurtdışına yönetici transferi mümkün değil. Türkiye avantajını çok iyi yönetmeli.

1.000 şirkete hizmet verdik

- İşe başladığınız dönemle şimdiki dönem de çok farklı. Siz dünyayı çok yakından takip ediyorsunuz, dünyanın en önde gelen şirketlerinin yöneticilerini tanıyorsunuz... Türkiye’den isimler öneriyor, Türkiye’ye isimler getiriyorsunuz. Türkiye’de aile şirketleri çok güçlü. Profesyonel yönetici yerleştirmek hâlâ çok zor değil mi? Neler yaşıyorsunuz?

A.Ö.B: Çok zordu eskiden işimiz, kendimizi anlatıyorduk, şimdi çok şey değişti ama hâlâ kolay değil. Aile şirketlerinde profesyonel yönetici bulmak hâlâ zor. Çok derinlemesine sorumluluk aldık bazı konularda. Mesela kuruluşundan itibaren 600 kişiyi işe aldığımız, şirketi kurduğumuz oldu. Çok fazla grubu başından itibaren kurduk.

- Bugüne kadar kaç şirkete hizmet verdiniz?

N.A.P: 1.000 şirketi geçti.

A.Ö.B: Ayrıca 15 bin civarında başarıyla tamamlanmış proje var. CEO kazandırmak da var bunların içinde , 100 kişilik satış temsilcisi ekibinin kurulması da var..

Haberin Devamı