Oğlum bir Sabancı gibi büyümüyor!
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'nın eşinden boşanan kardeşi Yakup Sabancı, oğlunu istemesinin gerekçelerini şöyle sıraladı:
* "Sabancı Ailesi'nde çocuklar eşit imkanlarla en iyi eğitimi alır, para şımarığı olmaz, özetle iyi insan, iyi vatandaş, başarılı işadamı veya iş kadını olur..."
* "Oysa şu an annesinde olan oğlum kötü şartlarda yetişiyor. İleride kuzenlerinin kendisinden her bakımda önde olduğunu gördüğünde ruhsal sarsıntılar geçirecek ve isyankar olacak"
* Eşi Selda Eralp'ten 9 Kasım 2000 yılında boşanan, Yakup Sabancı, Sarıyer Aile Mahkemesi'ne başvurarak oğlu ihsan Erol'un velayetinin kendisine verilmesini istedi.
Boşanmanın kesinleşmesinden sonra anne Eralp'ın, İstanbul'dan ayrılıp izini kaybettirdiği öne sürülen dava dilekçesinde, "Yakup Sabancı, 5 yıl süreyle mahkemenin belirlediği günlerde, çocuğuyla kişisel ilişkiyi maalesef kuramamıştır. Selda Eralp, çocuğu önce istanbul banliyölerine, sonra Marmaris'e, daha sonra da Ankara'ya kaçırmıştır. Bu sürede çocuk büyümüş, 11 yaşına gelmiş ve davacı, 2 yaşındayken kendisinden kopartılıp kaçırılan yavrusundan uzakta kalmıştır. Kendisi için nasıl bir baba imajı yaratıldığını dahi gözlemleyememiştir" denildi.
Dilekçede, baba ile oğulun, 2003 yılında açılan "şahsi münasebet" davasının 26 Mayıs 2005'te kesinleşen mahkeme kararının ardından birbirlerini görmeye başladıkları ifade edildi. Baba ile oğlunun ayrı şehirlerde olması nedeniyle görüşmelerin sınırlı olduğunun kaydedildiği dilekçede, İhsan Sabancı'nın "Atatürk hakkında korkunç irticai fikirlerin filizlendiği, uyuşturucu kullanılan bir ortamda yaşadığı dehşetle gözlemlenmektedir" denildi.
Dilekçede, babası tarafından velayeti istenen ihsan Erol'un, şu anda ergenlik öncesi çağda bulunduğu belirtilerek, "ileride kuzenlerinin kendisinden bilgi, görgü, eğitim, meslek ve diğer nitelikler açısından önde olduğunu gördüğünde, zaten doğduğundan bu yana sağlıksız bir ortamda yetişmiş genç adam, ruhsal sarsıntılar geçirecek, isyankar olacak ve bundan gerek kendisi, gerek Sabancı Ailesi ve gerekse de Türkiye için telafisi mümkün olmayan zararlar doğacaktır" saptamasında bulunuldu. "Ne yazık ki kötü niyetli ve suçlu kişilerin alenen ortalıkta dolaştığı bir dönemdeyiz. Ergenlik çağına giren müşterek çocuk, Ankara'da her türlü kontrol ve korumanın dışındadır. Soyadından dolayı, kötü niyetli ve şantajcı kişiler için her an boy hedefidir."