Gazete Vatan Logo

Köydeki herkes delirdi! Akıl hastanesi bile fayda etmedi, sebebi dünyayı şaşkına çevirdi

Fransa'daki bir köy, sabah olduğunda adeta tımarhaneye döndü. Herkes garip davranıyordu. 11 yaşındaki çocuk büyükannesini boğmaya çalışırken, biri kendisinin öldüğünü, diğeri de ejderhalar gördüğünü söylüyordu. Çığlıklarla kendini camdan atan bile vardı. Yüzlerce kişinin aklının kaybetmesine, 7 kişinin de ölümüne sebep olan şey ise herkesi şaşkına çevirdi...

Köydeki herkes delirdi! Akıl hastanesi bile fayda etmedi, sebebi dünyayı şaşkına çevirdi

Derleyen: Özge Seren Doğu / ozge.dogu@gazetevatan.com

Fransa’nın Gard bölgesinde küçük bir köy olan Pont-Saint Esprit’te insanlar olacaklardan habersiz normal bir güne uyandıklarını sanıyorlardı. Yine her zamanki gibi sıradan bir gündü. Tarihler 14 Ağustos 1951’i gösteriyordu. Herkes geçimlerini sağlamak için işinde gücünde olan insanlardı. Günlük ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla evden çıkıyor, akşam da eve dönüyorlardı.

KÖYDE YAŞAYANLAR AKLINI KAYBETTİ!

15 Ağustos sabahı ise her şey korkunç bir şekilde değişmişti. Uyanan herkes garip bir şekilde hareket ediyordu. Köy adeta delirmişti. Halüsinasyonlar görüyorlar ve inanılmaz davranışlar sergiliyorlardı. Aklını kaybetmeyenler ise mide bulantısı, kusma, kasılma, baş ağrısı ve uykusuzluktan şikayet ediyordu.

11 YAŞINDAKİ ÇOCUK BÜYÜKANNESİNİ BOĞMAYA ÇALIŞTI

İşçi Gabriel Validire kendisinin öldüğünü, oda arkadaşının da kafasının bakırdan yapıldığını ve karnını yılanların yediğini ifade ediyordu. O tarihte 11 yaşında olan Charles Granjhon adındaki çocuk ise evinden koşarak çıkıp büyükannesini boğmaya çalışmıştı. Köylülerin bazıları ejderha gördüklerini söylerken, bazıları yılanların kendisine saldırdıklarını iddia ediyordu. Aynı gün evinden çıkan bir kadın ise kendisine kaplanların saldırdığını söylüyordu.

Haberin Devamı

50 KİŞİ AKIL HASTANESİNE YATIRILDI AMA...

Köydeki herkes akılalmaz hayaller görüyordu. 300 kişinin aklını yitirmesine sebep olan bu durum karşısında yetkililer harekete geçti. 50 kişi kontrol edilemedi ve akıl hastanesine yatırıldı.

Hastaneye yatmaları da çözüm olmamıştı. Bir kişi doktorlara kalbinin yerinden çıktığını ve onu yerine koymaları gerektiğini söylüyordu.

ÇIĞLIKLAR ATARAK AŞAĞIYA ATLADI

Olayın başlamasından 8 gün sonra ise akıl hastanesinde yatan bir hasta, çığlıklar atarak kendisini ikinci kattan aşağı attı. Ardından koşmaya başladı. Kaçarken söylediği şey ise, ‘Ben bir uçağım’ oldu.

7 KİŞİ DE HAYATINI KAYBETTİ

Köy tam bir tımarhaneye dönmüştü. Olay sonucunda 7 kişi de hayatını kaybetmişti. Lanetli ekmekler, sadece insanları etkilememişti.

Haberin Devamı

Ekmekleri yiyen köpeklerin taşları yemeye çalışırken dişleri kırılmıştı. Ördekler ise penguen gibi yürüyerek penguen sesleri çıkarıyorlardı.

KÖY HALKI NEDEN DELİRDİ?

Dr. Gabbai,Dr. Lisbonne ve Dr. Pourquier olayı araştırmaya başladı ve ardından köy halkının delirmesine ilişkin bir makale yayınladı.

Makaleye göre olayın başlangıç noktası bir fırın tarafından dağıtılan ekmeklerdi. Yani ekmeği yiyen insanlar bu hale geliyordu. Ekmekten yenilen miktar ise insanların davranışlarındaki seviyeyi belirliyordu. Az yiyenlerde 6 ile 48 saat arasında mide bulantısı, kuvvetli baş ağrısı, uyuyamama gibi semptomlar görünüyordu. Çok yiyenler ise kontrol altına alınamıyordu. Ciddi, hatta ölümcül boyutta olanlar da vardı. Bunlar 10–12 gün sonra delirmeye başlayanlardı. Tüm köy zehirlenmişti. Buna neden olan şey ise ekmeğin içerisine karıştırılan ergot mantarıydı.

DÜNYADAKİ EN GÜÇLÜ HALÜSİNOJEN MADDE

LSD'nin ana maddesi olarak bilinen ergot mantarı, dünya üzerindeki en güçlü halüsinojen maddelerden bir tanesi olarak biliniyordu. İnsan beyninin üzerinde inanılmaz etkileri vardı. 

Tüm suçlu fırıncı Roch Briand olarak gözüküyordu.

Fakat sonraları akıllara 'Ergot mantarı ekmeğin içine karıştırılsa bile işlenmemiş halde bu kadar güçlü etki yaratabilir mi?' soruları geldi. Bu sebeple ekmeklere direk olarak LSD karıştırıldığı iddiası kuvvetlendi.

TÜM KÖYÜN CIA DENEYİNE KOBAY OLDUĞU TEORİSİ

Olayın ardından birkaç yıl geçti ancak bütün bu yaşananların gizemi bir türlü çözülemedi. Bu yüzden ortaya yeni teoriler de atılıyordu.

Bu teorilerden en güçlüsü ise tüm köyün CIA'nın MK-Ultra adını verdiği ve zihin kontrolünü amaçladığı deneylere kobay olduklarıydı.

13. KATTAN ATLAYARAK İNTİHAR ETMİŞTİ

Çünkü Soğuk Savaş döneminde de CIA zihin kontrolüne önem veriyordu ve bunun için onlarca deney yapmıştı. Hatta birinde Frank Olson adlı kobaya yüksek oranda LSD verilmişti ve bunun sonucunda Olson, bilincini kaybetmişti. Sonrasında ise kaldığı otelin 13. katından atlayarak intihar etmişti.

Haberin Devamı

FIRINCIYA TALİMAT MI VERİLDİ?

O zamanlarda LSD zihin kontrolü sağlayabilir mi diye düşünüp- fırıncıya talimat vererek farklı miktarlardaki LSD’nin insan zihni üstündeki etkisi analiz edilmiş olabilirdi.

NOTLAR ORTAYA ÇIKTI: TOPLU DELİRMENİN SEBEBİ...

Zaman geçtikçe yaşananlar bambaşka bir boyut kazandı. Bir CIA ajanı ile ilaç firması arasında geçen görüşmenin notları ortaya çıktı. Bu notlarda kasabadaki toplu delirmenin tek sebebinin LSD olduğu belirtiliyordu.

LSD ÜRETEBİLEN TEK İLAÇ FİRMASI KÖYE 100 KM UZAKTAYDI

İşin ilginci ise Avrupa’da LSD üretebilen tek ilaç firması bu köye 100 kilometre uzaktaydı. Ayrıca CIA’in de bu firmayla MK-Ultra deneylerinde birlikte çalıştığı da bilinen bir gerçekti.

Lanetli ekmek olayı bugün bile hala gizemini koruyor. CIA bu iddiaları hiçbir zaman kabul etmedi. İddiaların hiçbiri kanıtlanmış olmadığından 15 Ağustos günü o köyde yaşananlar hala büyük bir sır…

Haberin Devamı

"BİR DAHA AYNI ŞEYİ YAŞAYACAĞIMA ÖLÜRÜM"

16 Ağustos 1951'de postacı olan Leon Armunier, Fransa'nın güneyindeki Pont-Saint-Esprit kasabasında yaşanan korkunç olayla ilgili yıllar önce açıklamada bulunmuştu. Armunier, sokakta gezinirken aniden mide bulantısı yaşadığını ve vahşi halüsinasyonlara kapıldığını söyledi. Yaptığı açıklamada geçmişe dair şu ifadeleri kullandı:

Korkunçtu. Küçüldüğüm duygusuna kapıldım, alevler içinde, kollarıma yılanlar dolanmış gibiydi.

Leon, bisikletinden düşmüş ve hastaneye götürülmüştü. Orada ona deli gömleği giydirilmiş, ve yataklarına zincirlenmiş üç gençle aynı odada kalmıştı. Bazılarının pencereden atlamaya çalıştıklarını, çığlıklarını ve metal yatakların sesini unutamadığını da söyledi: 'Bir daha aynı şeyi yaşayacağıma, ölürüm daha iyi.'