Halkın tiyatroya gitmesi için popüler isimleri bir araya getirdik
´TV karşısında hazır lokma yemeye alışan kesimi tiyatroya çekeceğiz´
Son günlerde yükselişe geçen tiyatro sanatı, yepyeni oyunları sahnelerde izlememize zemin hazırladı.
Tiyatro ŞenAy da, Aşk Kokusu oyunuyla popüler isimleri bir araya getirerek dizi tadında bir komedi sunuyor. Oyun günümüzün gençliğine gönderme yaparak kendini bulmaya çalışan 2 arkadaşın, kareteci Çağla ile çekişmesini anlatıyor. Ayrıca nam-ı değer Issız Adam Cemal Hünal’ı da bu oyun sayesinde ilk kez tiyatro sahnesinde izleyeceğiz. Onur Şenay, Akasya Asıltürkmen ve Cemal Hünal ile özellikle halka hitap ettiğini vurguladıkları oyunları Aşk Kokusu’nu konuştuk.
* Aşk Kokusu’nu sahneye çıkarmaya nasıl karar verdiniz?
Onur Şenay: Neil Simon, 1968’lerde Amerika için bu oyunu yazmış. Kokudan yola çıkarak, insanların aşık olması üzerine bir hikaye ile karşılaşacaksınız. Kokuların, insanların hayatını nasıl etkilediğini ve yine kokular sayesinde fiziki hareketlerimizin nasıl değiştiğini anlayabilmenizi sağlayacak bir oyun. Bazı kokuları duyduğumuz zaman hareketlerimiz de bir enteresan hale gelir. Bu oyunun da başlangıç noktası bu. Aşkın kokusunu duyan erkeğin istediği kişiyi elde etmek için yapamayacağı şey yoktur.
* Koku duygusunu tiyatro da çok daha rahat mı hissediyoruz?
Akasya Asıltürkmen: Tabii ki, böyle hissiyatlar özellikle seyirci ile etkileşimi çok daha fazla oluyor. Oyun konusu itibariyle koku dışında, 60’ların sonundaki kişisel ve fikir ayrılıklarının yoğun olduğu bir döneme işaret ediyor. Aşk motifi var ama düşünce çatışmaları bizim oynadığımız metinde orijinaline göre çok daha düşük. Ulusalcı bir kız, gayet materyalist bir adam ve iş dışındaki bir hayatta faaliyet gösteremeyen bir adam... Bu kişilikler bir araya geliyor ve aralarında olaylar gelişiyor. Onur’un karakteri doğal bir şekilde kızın kokusundan etkileniyor.
* Bu sayede görüntü klişesini mi yıkıyorsunuz?
Akasya: Öyle de denilebilir. Ama metni biz tamamen değiştirdik.
Onur: Oyunu New York’tan alıp Kurtuluş’a getirdik. Çatı katındaki bir odaya yerleştirdik. İsimler değişti, şayet konu da biraz değişti. Metin neyse aynısını oynamıyoruz. Kendi dilimize ve hayalimize göre metne müdahalede bulunduk. Bu oyunu izlediğiniz zaman yurt dışından bir koku almayacaksınız. Tamamen bizden olduğunu hissedeceksiniz.
Cemal narkoz altındaydı ve hemen rolü kabul etti
* Sizin bir araya gelmeniz nasıl gerçekleşti?
Onur: Metin elime geçtiği zaman, hemen oynamak istedik. Cemal ile çocukluk arkadaşıyız, şayet Akasya ile de çok eski arkadaşız. Beraber bir şeyler yapmak çocukluğumuzdan beri hayalimizdi. Cemal de narkoz altında olduğu için (Cemah Hünal kısa bir süre önce bindiği attan yüzüne darbe yediği için hastaneye kaldırılmıştı) pek hayır diyecek durumda değildi.
Cemal Hünal: Ben kafatasımı yeni kırmıştım, ağır bir halde hastanedeydim. Onur geldi, “Tiyatro yapalım” dedi. Zaten feci halde olduğumu için kabul ettim. Onur’u yıllardır tanıyorum ve yapmak istediklerini bilirim. Bu oyunda rol
almayı istemek için çok fazla nedenim vardı. Sahnede olmak benim için inanılmaz bir fırsat oldu.
* Müziklerini Kenan Doğulu yapıyor, fotoğrafları Mehmet Turgut çekiyor ve Issız Adam olarak belleklerimize kazınmış Cemal Hünal rol alıyor. Bu kadar çok popüler öğeyi bir araya getirmek oyun için risk değil midir?
Cemal: Oyun popüler bir oyun ve biz zaten başka bir şeyin arkasına saklanmadık ki...
Akasya: O sadece çok snob bir kitlenin tanımı olur. Onları değil halkı hedefliyoruz. Zaten Anadolu’da oynamayı planladığımız bir oyun. Onları dezavantaj olarak görmek sadece kötü niyetli insanın yapabileceği bir şey olabilir. Böyle bir lüksümüz var ki bu insanları bir araya getirebiliyoruz.
Cemal: Bu detaylar sayesinde halka ulaşmak çok daha kolay olacak. Zaten televizyon sayesinde o kadar fazla hazır lokma yemeğe alışkınlar ki... Her gün evde onlar için bir dram var. Turneye çıktığımızda insanlara tamamen gerçek duygular üzerine kurulmuş tiyatroyu izletme şansı bulacağız. İnsanların tiyatroya gitmeleri için daha fazla mazereti bir araya getirdik. Televizyon izlemek yerine tiyatroya gitmek çok daha hayırlı bir hareket. Daha popülerleştirdik sahneyi sadece.
* Aşk Kokusu seyircisine ne vadediyor?
Onur: Eğlenme ve düşünmeye gerçekten niyetiniz varsa eğer onları bu tiyatroda dışarıya çıkaracaksınız. Bu oyundaki karakterlerle kendiniz aranızda kuracağınız bağ çok güçlü olacak.
Bu oyundan, televizyona şahane sit-com olur
* Metnin 60’lı yılların sonunda yazıldığını düşünürsek eğer, o dönemde devrim ve hayatı değiştirmek çok önemli ayrıntılardı. Siz günümüze getirdiğinde aynı detayları buldunuz mu?
Cemal: Aynı şekilde değişim döneminde yaşıyoruz. Şimdi insanlar çok daha hızlı bir şekilde değişiyor. Büyümeye başlayan tüketim toplumu var. Söz konusu Onur’un karakteri dizilere senaryo yazan bir adam ve ben onları pazarlıyorum. Akasya da milli sporcu. Hepsi sürünüyor ve toplumda yer edinmeye çalışıyor. Kendi doğasında gelişen bir komedya. Fakat karakterler gerçek karakterler. Sit-com komedisi de denilebilir. En önemlisi ise güncel.
Onur: Türkiye’deki genç motifini çok iyi yansıtıyoruz. Oyundaki karakterler de kendini ispat etmeye çalışıyor.
Akasya: Oyunun genelinde kendine göre çok daha ciddi bir iş peşinde olan insanlar var. Benim canlandırdığım karakter gerçek ulusalcı ve vatan, milletçi...
* Dövüş sporlarında erkek ego manyası yüksektir. Neden özellikle karateyi seçtiniz?
Cemal: Karate karşılaşmalarında kadınlar çok daha fazla.
Akasya: Bir süre adı Çağla olan karateci bir kızla çalıştım. İzmit’te deprem olduğu dönemde karateci olmaya karar vermiş. Birkaç kez Milli olup Avrupa şampiyonasında ülkemizi temsil etmiş. Özellikle küçük bölgelerdeki insanlar bu tarz sporlarla daha çok ilgileniyor. Kendisini korumak ve bir şeylerle ilgilenmek istemiş. Orijinal metinde kız yüzücüdür. Sporcularda ciddi bir ulusalcılık söz konusu.
* Erkek karakterler nasıl?
Akasya: Ulusalcı değiller ve kızla
çok zıtlar.
* Bu oyundan sit-com olabilir mi?
Akasya: Bence fikir anlamında öyle bir alt yapıya sahip. Bu oyundan televizyonda şahane bir sit-com izleyebilirdiniz.
* Peki, iki erkek bir kadın denkleminde kim karlı çıkıyor?
Cemal: Her zamanki gibi kadınlar. Ayrıca çok süratli bir oyun ve her oyuncu ön planda...
Tuzunuz kuruysa odalarda tiyatro yapmak çok daha kolay
* Kişisel olarak baktığınızda aşkın kokusu sizin için ne ifade ediyordu?
Akasya: Tamamen hormonsal bir şey... Koku, artık unuttuğumuz ve zihnimizde bulduğumuz bir bilgi. Hayatımdaki birçok şeyi koku ile kodlarım.
Onur: Birisinin büyüsüne kapıldığımız zaman o kokuyu sadece kendimiz hissederiz.
Akasya: Sevgiliden ayrılırsın önce kendisi gider sonra kokusu... Mehmet Turgut koklayan insanları çekmeye başladı. Kenan’ın “Havada Aşk Kokusu Var” şarkısından esinlendik. Oyunun ismi de baskım sonucunda oldu.
* Oyunda yer alan şarkıları nasıl toparladınız?
Akasya: Kenan Doğulu mevcut şarkılarını da bu oyunda kullandırmak istedi.
Onur: Kenan ile burada bir araya geldik, metinleri okudu ve şarkılarla da duyguyu seyirciye geçirmemizi sağladı. Kendini kanıtlayan isimleri bir araya getirdik.
* İtalyan sahnede uzun zamandır böyle bir gençlik oyunu izlemediğimiz durumu doğru mudur?
Akasya: Aynen dediğiniz gibi. Zaten tuzunuz kuruysa odalarda tiyatro yapmak çok kolay, bir de güzel pazarlama yöntemleri var bu oyunların. Ne derseniz deyin İtalyan sahnede böyle bir paylaşım yapmak çok daha güzel...
* Cemal Hünal ilk kez tiyatro sahnesinde. Heyecanlı mısınız?
Cemal: Tabii ki ciddi bir heyecan var. Ayrıca bu hiçbir şekilde dizi ya da sinema filmi yapmaya benzemiyor. Olmayınca “Hadi baştan alalım” gibi bir şey deme hakkım bile yok. Burada enerjiyi durmadan ayakta tutuyorsun ve seyirciden aldığın soluğu onlara iade etmelisin. Bu his inanılmaz mutluluk verici.
Program
Ali Poyrazoğlu Sahnesi
3 Kasım Çarşamba 20.30
7 Kasım Pazar 15.30
Kadıköy Halk Eğitim Sahnesi
20 Kasım Cumartesi 20.30