Gazete Vatan Logo

Godzilla çapraz ateşe düştü...

Godzilla çapraz ateşe düştü...

Radyasyonun ve kontrolsuz nükleer santrallerin yarattığı ‘ucubeler’le ilgili yazılmış sayısız distopik hikaye sayabiliriz. Godzilla 2014 ise zaafları epey fazla olsa da canavarlar savaşı sahnelerinin yarattığı adrenalin ve kıyamet atmosferinin başarısı ile fanlarını epey tatmin edecek bir yapım.

Hikaye kısaca şöyle: Joe Brody, on beş yıl önce çalıştığı nükleer reaktörde karısının ölümüne neden olan faciayı yıllardır saplantılı biçimde araştırmaktadır. Joe oğluyla beraber torununu görmeye gideceğine söz verir ama son bir kez reaktörün olduğu karantinalı bölgeyi ziyaret ederler. Tesadüf bu ki, Joe bu ziyaret esnasında facianın asıl sebebinin hükümet tarafından örtbas edildiğini anlar. Reaktörden beslenen dev bir ucubeyi farkederler. Gözlem altında tuttukları ucubeye MUTO adını vermişlerdir. MUTO uyandığı zaman şamata da başlar. Amerikan ordusu canavar karşısındaki panik ve çaresizliğini gizlemekten aciz kalır. Godzilla ise canavarların feriştahıdır. MUTO’nun amacının çiftleşme olduğu anlaşıldığı anda ise ordu Godzilla’yı saflarına alır. MUTO’nun yumurtadan çıkmayı bekleyen bebekleri dünyaya salınmadan Godzilla kahramanca dişi ve erkek ucubelerle çarpışmaya başlar.



Canavarlar oyuncuların önünde

Godzilla’nın yabana atılmayacak bir yıldız kadrosu var fakat canavarlar o kadar görkemli ki onların gölgesinde varlık gösteremiyorlar. Canavarların karakter gelişimine daha fazla ağırlık verilmiş. Breaking Bad’le kalbimizi fetheden Bryan Cranston yine tuhaf bilimadamı olması itibariyle diziye gönderme yapıyor sanki. Sonuç olarak filmin en büyük zaafının hiçbir ilginçliği olmayan ve Cranston dışında dikkat çekici hikayesi olmayan karakterlerin yüzeyselliği...