Erkekler çok zeki kadın sevmiyor

.
Güney Kore’nin fenomen dizilerinden Özür Dilerim Seni Seviyorum, yakında “Aşk Hikayesi” adıyla Fox TV’de yayınlanmaya başlayacak. Dizinin başrol oyuncularından biri de “yaşsız güzel” Zuhal Olcay! Bir yandan “Başucu Şarkıları 3” adlı yeni albümü ve “Kişiye Özel Shakespeare” adlı tiyatro oyununun hazırlıklarıyla ilgilenen Olcay, yeni bir evliliğe de yeşil ışık yakıyor...
eden Aşk Hikayesi’nde rol almayı kabul ettiniz?
Birincisi bunun bir adaptasyon hikayesi olması. Bu kadar başarılı bir diziden Türkçeye adapte edildiğinde farklı ama gene güzel tatlar çıkacağını düşündüm. Canlandırdığım Gönül Karanlı adlı anne çok kilit bir rol; naifliği de hoşuma gitti... Bir oğlun anneyi arayışının hikayesi bu. Aynı zamanda da içinde bir aşk hikayesi barındıran bir senaryo.
Dizilerde oynamak hem çok yorucu hem de çok eğlenceli demişsiniz. Uzun çalışma saatlerini göz önüne alırsak nasıl eğlendiğinizi merak ettim...
Aslında dizi çekmek son derece yorucu ve sıkıcı bir şey. Eğer onu eğlenceli bir hale getirmezseniz bu işi yapamazsınız. Maalesef ki sinema sektörü ülkemizde yeterince doyurucu değil (burada sadece maddiyatı kastetmiyorum); yeterince film çekilmiyor. Sonuçta işiniz oyunculuk ve bunu yapmak istiyorsunuz. Dolayısıyla bu isteğinizi dizilerle tatmin etmek zorundasınız.
Yeterince film çekilse dizilerde sizi göremezmiydik?
Sanmıyorum... O durumda bu kadar dizilerde oynama gereği hissetmezdim. Şu da var, dizi söz konusu olduğunda beni aşırı derecede yoracak rollerden kaçınıyorum. Tiyatro ve sinemada böyle bir şey söz konusu değil; müzikte de... Tüm enerjimi dizilere vermek istemiyorum.
Aşk başlıyor ve bitiyor; doğal bir süreç
Bitmiş bir şeyi sürdürmem
Asil ve kibar bir kadın mısınızdır hep?
Hayır, hiç değilim. Çok matrak taraflarım vardır. Ben bu matrak tarafımı anlatmak konusunda ümidimi kestim ama. Beni yakından tanıyanlar; “Ay biz sizi hiç böyle bilmiyorduk” diyor. Setteki makyöz bile “Zuhal Hanım en çok sizden korkuyorduk” dedi (Gülüyor)...
‘Aşkı bulunca yitirmenin hikayesi’ denmiş diziniz için... Başınıza geldi mi hiç?
İkili ilişkilerde aşkın birazcık tavsaması ilişkilerin bitme sebebi olabiliyor. Bu da çok doğal bir süreç; başlıyor ve bitiyor bu kadar net. Bitirir misiniz, bitirmez misiniz o artık kişiliklere kalmış. Ben bitmiş bir şeyi sürdürmem.
Aşk bittiği anda nokta koyar mısınız?
Evet, bence doğrusu da o zaten.
O halde sonsuz aşk palavra mı?
Aşkın bir süresi var... Bugünlerdeki Zuhal’e sorarsanız; aşk meselesini fazla abartıyouz gibi geliyor. Fazla anlam bahşediliyor; artık öyle bir anlam taşıdığına inanmıyorum. Aşk ve şehvet karıştırılıyor.
Üç defa evlenip ayrıldınız. Evlilik kurumuna inancınız devam ediyor mu?
Olsa da olur; olmasa da olur, bir zararı yok. Nasıl olsa
ayrılabiliyor insanlar.
Tekrar evlenir misiniz?
Bilmem, olabilir...
Göründüğüm kadar güçlü değilim
Çok güçlü bir kadın profili çizdiğiniz için erkeklere korkutucu mu geliyorsunuz?
Olabilir. Hep akıl verirler ya kadına, “Aman erkeğe ona ihtiyacın olduğunu, muhtaç olduğunu hissettir” diye... Ben öyle salak adamlardan istemiyorum.
Göründüğünüz kadar güçlü müsünüz?
Bence değilim... Ama kendi işini kendi görenlerdenim. Başıma tatsız bir şey geldiğinde çok hafif yalpalasam bile kalkar yoluma devam ederim. Düşmemek değil; yoluna devam edebilmektir güçlü olmak...
Yeni bir aşka gönül kapınız açık mı?
Niye kapalı olsun? Aşk gelirse gelir, geldiği anda başımızla beraber (Gülüyor)...
Yeni bir dizi, yeni bir tiyatro ve yeni bir albüm... Üç koldan geliyorsunuz !
Evet... Yeni albüm “Başucu Şarkıları 3” üç ay içinde çıkmış olacak. Bu arada konserler de devam edecek. 20 Mart’ta Jolly Joker’de konserim var.
Yaş almamak diye bir şey yok; çatır çatır yaş alıyorsun... Fakat bence kaç yaşına gelirse gelsin insanın enerjisi genç olmalı. Mesela Yıldız Kenter’le bir yerde otursanız onun enerjisine yetişmekte zorlanabilirsiniz.
‘Aynı meslekten
olan çiftler arasında rekabet oluyor’
Aşkın hız kesmesinin nedeni ne sizce?
İnsanların birbirini kanıksaması, birbirine gereken özenin gösterilmemesi, evliliklerde çocuk, eşler arası rekabet...
Siz yaşadınız mı böyle bir şey?
Sanatçı eşlerin arasında bir rekabet durumu söz konusu olabilir. Çok anlaşılır bir şey bu. Onun için sanatın aynı dalında olup da evlilik sürdüren insanların işi kolay değil. Çünkü bazen biri ilerliyor, diğeri geri kalıyor. Sonra gerideki depar yapıp öne geçiyor... Tüm bu gelgitlerden ilişkiler de nasibini alıyor.
Siz de aldınız o halde; malum boşanmayla sonuçlanan üç evliliğinizin ikisi (Selçuk Yöntem, Haluk Bilginer) sanatçılarla yapıldı.
Selçuk’la evlendiğimde çok çocuktum. Daha sonraki evliliğimde de o dengeyi tutturmanın zor olduğunu gördüm, herkesin harcı değil... Daha ilerde hayallerinizin, amaçladığınız şeylerin aynı olması lazım. Onlar aynı olmamaya başladığında ilişki bitiyor.
Son evliliğinizde hayalleriniz mi farklıydı yani?
Tercihler farklılaşmaya başlıyor.
“Haluk’un yolu açık olsun”
Eski eşimle merhaba dışında bir diyaloğum yok. Karşılaştığımız yerde konuşuruz elbette ama o kadar; herkesin yolu açık olsun.
‘Erkekler pohpohlanmak istiyor’
Erkekler çok zeki kadın sevmiyor mu?
Böyle bir şey var, bunu hepimiz biliyoruz.
Neden?
Erkekler önemsenmeyi, şımartılmayı, pohpohlanmayı çok seviyor. Erkeklerin bir tarafı hep 7 yaşında bilemedin 10 yaşında erkek çocuğu gibi kalıyor. Dolayısıyla erkeklerin böyle şeyleri istemesini anlayabiliyorum. Onların bu yönlerini besleyerek o erkekle olmayı seçen kadınlar var; bir de bunların hiç birine metelik vermeyip ‘gerekirse yalnız yürürüm’ diyen kadınlar var. Aslında erkekler aşağı yukarı aynı; kadınlar farklı galiba.
Göründüğüm kadar güçlü değilim
Çok güçlü bir kadın profili çizdiğiniz için erkeklere korkutucu mu geliyorsunuz?
Olabilir. Hep akıl verirler ya kadına, “Aman erkeğe ona ihtiyacın olduğunu, muhtaç olduğunu hissettir” diye... Ben öyle salak adamlardan istemiyorum.
Göründüğünüz kadar güçlü müsünüz?
Bence değilim... Ama kendi işini kendi görenlerdenim. Başıma tatsız bir şey geldiğinde çok hafif yalpalasam bile kalkar yoluma devam ederim. Düşmemek değil; yoluna devam edebilmektir güçlü olmak...
Yeni bir aşka gönül kapınız açık mı?
Niye kapalı olsun? Aşk gelirse gelir, geldiği anda başımızla beraber (Gülüyor)...
Yeni bir dizi, yeni bir tiyatro ve yeni bir albüm... Üç koldan geliyorsunuz !
Evet... Yeni albüm “Başucu Şarkıları 3” üç ay içinde çıkmış olacak. Bu arada konserler de devam edecek. 20 Mart’ta Jolly Joker’de konserim var.