Demirel'in kaçırılması için yolu MİT açacaktı! (2)
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını durdurmak için dört İngiliz'in kaçırılmasının üzerinden tam 33 yıl geçti. Rehineler ve Mahir Çayan ile birlikte 13 kişinin öldürüldüğü Kızıldere olayının üstünden de... O gün Kızıldere'den tek kurtulan ve sonra yargılanıp 14 yıl hapis yatan Ertuğrul Kürkçü'ydü. Kürkçü, 70'lerin kanlı eylemleri üzerindeki sis perdesini aralıyor...
O günler daha yaratıcıydı
* Bütün olanlardan sonra, devrimci hareketin başarılı olduğunu söyleyebilir misiniz?
Tarihin o döneminde insanlar ancak bir şeyler feda edebilirlerse politik denklemleri bozabileceklerine inanmışlardı. Ancak bir grup insan kendini devrim için feda edebilirse, halkın çoğunluğu devrimin gerçek olabileceğine inanır. İnsanlar bu "feda"nın anlamını
anladılar. Ve buna göre hayatlarına başka bir yön vermeye giriştiler. Özellikle 1974-80 arasında insanlar bu standarda göre davrandılar. 1980 darbesiyle önü kesilene kadar Türkiye toplumu, kendi haklarını aramak ve kendini ifade etmekte bugünle karşılaştırılamayacak kadar yaratıcı ve özgürlük sahibi oldu.
Bu gerilim şiddeti başlatır
* Bugün yirmili yaşlarda olsaydınız, aynı şekilde düşünüp, aynı şeyleri yapar mıydınız?
Bizim yaptığımız sadece Türkiye'ye özgü değildi. Amerika hakimiyeti altındaki ülkelerin hepsinde birbirine benzeyen kurtuluş hareketleri vardı. O nedenle bu global bir dalgaydı. Bugün bütün bunlar tekrar edilebilir olsaydı edilirdi zaten. Bugün, bu yolla, sosyal, politik ilişkilerde bir dönüşüm imkânı görünmüyor. Herkes haksızlıkların barışçı yollardan çözülmesini ister. Fakat dünyada o kadar az sayıda zengin, o kadar çok sayıda serveti elinde tutuyor ve o kadar çok yoksul var ki, bu gerilimin, şiddeti başlatacağını görebiliyoruz.
Ben ters tavır beklerken...
* İngiliz teknisyenleri kaçırmadan önce Süleyman Demirel'i kaçırma girişiminiz varmış da, çok kilolu diye vazgeçmişsiniz sonra...
Yok. O bir latifedir herhalde. O dönem Demirel dahil pekçok isim gelmişti gündeme. Bir yandan takip sertleşiyor, diğer taraftan Deniz'lerin idamı yaklaşıyordu. Bir şeyler yapılmalıydı.
* Bir de ilginç bir nokta var. Dönemin MİT Bölge Başkanı Eyüp Özalkuş size, "Demirel'i kaçıracağınızı bilseydik yolunuzu açardık" demiş. Bunda gerçek payı var mıydı?
Sorgudayız. Adam "Demirel'i kaçıracak mıydınız" diye soruyor. "Bunu düşünmüştük" dedim. Ters bir tavır bekliyorum. "Bize söyleseydiniz pekâla yolu açardık" dedi. Hakikat payı şundan var: Faruk Gürler'in cumhurbaşkanlığına Demirel karşı oy kullandığı gün, Demirel'in evinin önündeki korumaları kaldırdılar. Bunda bir tutarlılık var.
Asker yabayı saplayacağı sırada doğruldum
* Kızıldere'de İngilizler'in öldürülmesi sırasında orada mıydınız?
Oradaydım ama o insanların öldürüldüğü an yanlarında değildim. Çok büyük bir hengâme vardı. Ben çatıdan aiağıya yuvarlanırken onların vurulduğunu işittim Kimin karar verdiğini bilmiyorum. Biz onlara ne yapacağımız konusunda bir karar da vermiş değildik.
* Askerler çevrenizi kuşatmadan önce verilmiş bir karar yok muydu İngilizler için?
Yoktu. Biz Mahir'le çatıdaydık. Ateş açılınca ben kendimi aşağıya attım. Merdivenden yuvarlanırken üzerime kanlar akmaya başladı. Yukarıda Mahir'in vurulduğunu görünce arkadaşlar harekete geçtiler.
* Cihan'lar (Alptekin) vurdu demişsiniz
Öyle bir şey söylemedim.
* Cihan Alptekin'in anlası Nuran hanım Haftalık Dergisi'ne yaptığı açıklamada şöyle diyor: "Ertuğrul'un Kızıldere'de yakalandığında yaptığı açıklama var. Sonra cezaevinde onunla yapılan söyleşilerde yaptığı açıklamalar. Bunlar arasında çelişkiler var. Kaçırılan İngılızler'i Cihan'ların öldürdüğünü söylüyor Ertugrul. Orada Ertuğrul'un yalan söylediğine inanıyorum. Yaşamını bu yalana borçlu olabilir."
Cihanlar'ın vurduğunu söylediğimden emin değilim. Ben şimdiye kadar kimin vurduğunu görmediğimi söyledim. Bir yakınının ölümü üzerindeki duyguları onu öfkelendirmiş olabilir. Ben böyle bir şey demedim. Ortada yalan yok. Dışarıdan ateş açtılar. Mahir vuruldu. Buna karşılık İngilizler öldürüldü.
* Siz çatıdan atladıktan sonra saklandığınız samanlığa nasıl geldiniz?
Yaylım ateşlerinden sonra içerde İngilizler öldürülmüş. Mahir ölmüş. Cihan yaralı, Ömer yaralı.. Diğer arkadaşlar kevgir gibi olmuş. Evin koridorunda toplandık. Erzak çuvallarıyla kapıyı örttük. Birarada duruyoruz. Eve askerler saldıracak. El bombalarının pimini çektik. Ben de samanlığa doğru açılan bir kapının önündeki erzak çuvallarından siperin arkasındayım O arada havan atışlarına başladılar. Evin tavanı üzerimize düşmeye başladı. Bu arada mermilerden biri arkadaşlara isabet etti onların elindeki bombalar da patladı. Kendimi samanlık tarafına savurdum, bir direğin arkasına geçtim. Bir sure sonra ateş kesildi. Eve doğru insanlar yaklaşmaya başladılar. Samanlığı şöyle bir taradılar, sonra çatıya ateş açarak içeri girdiler. Onların elindeki bilgiye göre evde 10 kişi var. Halbuki biz 11 kişiyiz. Bazı arkadaşların yüzleri tanınmaz hale gelmiş. Bunlardan birisini de ben sanmışlar. Ertesi gün babam cenazeyi almak için gelince "Oğlum bunların hiç biri değil" diyor. Ertesi gün öğle üzeri tekrar geldiler. Ben hâlâ kuşatma olduğunu sandığım için samanlıkta saklanıyordum. Asker yabayı saplayacağı sırada doğruldum.
* O anda sizi neden vurmadılar?
Operasyonu yapan ekiple sonradan gelenler aynı ekip değil.
* Yakalandığınız anda size karşı davranışları nasıldı?
Hayret, merak ve biraz da çekingenlik vardı askerlerde. O arada kötü bir davranışla karşılaşmadım.
* Sonra işkence gördünüz mü?
Sorguda evet.
Dipnot
Kızıldere Davası
Kürkçü, 12 Mart 1971'den sonra 14 yıl hapis yattı, 1996'da ÖDP'nin kuruluşunda rol oynadı. 10 Ocak 1972'de Askeri Yargıtay; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamını onayladı. Bunun üzerine 27 Mart'ta Ünye'deki NATO Hava Üssü'nden üç İngiliz teknisyen Mahir Çayan ve arkadaşlarınca kaçırıldı. Güvenlik güçleri 30 Martta Niksar'ın Kızıldere Köyü'ndeki eve operasyon düzenledi. Aralarında Çayan'ın da bulunduğu 10 eylemci öldürüldü.