Çeşme’de unutamayacağım 3 gün...
Annem İzmirli’ydi ama ben İzmir’in harikulade beldesi Çeşme’yi yeni keşfettim
Annem İzmirli’ydi ama ben
İzmir’in harikulade beldesi Çeşme’yi yeni keşfettim. Aya Yorgi’nin sakin sularında yüzerken bu koyun ilginç hikayesini öğrendim, üstelik Çeşme’nin eşsiz midye dolmalarına da doydum
İzmir’e çok ender yaptığım yolculukların ilkinde 40 günlüktüm. Annemin, beni ailesine takdim etmek için taşıdığı dantel kundağı hâlâ saklarım.
Yıllar sonra, uzun aralıklarda sadece sevdiğim birkaç kuzenimi görmek için uğradığım İzmir’e özellikle seçim zamanlarında hayranlık duyarım. Çünkü Atatürk’e ve sivil toplum örgütlerine bağlılığı ile tanınan İzmirli kadınlar eşlerine destek vermesini çok iyi bilirler.
Geçen hafta, ilk kez, İzmir’e uğramadan 3 gün Çeşme’de kaldım. Kalmak bir yana, Çeşme’nin güzelliklerini yaşadım.
Üç gün kaldığım Sheraton Oteli’nin nefis kumsalını döven iri dalgaları görünce Otel’in Halkla İlişkiler Müdürü Cihangir’e acele beni sakin bir koya göndermesini rica ettim. On beş dakika sonra Aya Yorgi Koyu’nun inanılmaz durgun, temiz ve nefis denizinin içindeki beyaz kumlarda yürüyüşe, sonra yüzmeye ve tekrar tekrar yürüyüşe başladım.
CÜZZAMLILAR GEZERMİŞ
Üç saatlik deniz maceramdan sonra koydaki çok şık bir barda buzlu şeftaliyi, arkadan buzlu çileği içerken adının “Sole Mare” olduğunu öğrendiğim barın sahibi yanıma geldi.
Selim Kaptan aslında çiftçilik yaptığını, bu barı sadece maddi olanak sağlamak için üç yıldan beri işlettiğini söyledi. Selim Kaptan’dan deniz mahsullerinin çeşitlerini dinlerken Aya Yorgi’nin öyküsünü de öğrendim.
Rivayete göre bu koyda 10-12 kilise varmış. Adı Yorgi olan başpapaz kiliselere getirilip bırakılan cüzzamlı hastalara bakarmış. O nedenle koyun adı Aya Yorgi olmuş. Şu anda tamir gören duvarların önünde üç ayrı bar var. Sole Mare’nin içinde spor meraklıları için sahalar ve nefis yemeklerin kalitesini hiçbir zaman bozmayan Mezzalluna lokantası var.
TEKNELERİN GİRMESİ YASAK
Aya Yorgi Koyu’nun bir özelliği de denizinin temizliği. Bunu da sahil güvenliğinin titiz çalışmasına borçlu olduklarını söyleyen Selim Kaptan teknelerin, koyun içine girmemesi için açıkta dubalar koymuşlar. Sintine boşaltanlar çok büyük ceza yiyeceklerini bildikleri için içeri girmiyorlarmış.
Çeşme’ye gitmişken yaz aylarının büyük bir bölümünü burada geçiren Muhtar ve Defne Kent’i de evlerinde ziyaret ettim.
Harikulâde bahçenin bir bölümünde Beverly Hills’dekileri aratmayacak güzellikteki evleri... Başka bir köşede iki katlı misafirhane ve ortada büyük bir havuz.
Kent çiftinin mutluluğunu tamamlayan köpekleri ortada gezinip duruyor.
Ertesi sabah 6’da uçağıyla Londra’daki bir kahvaltıya yetişeceğini söyleyen Muhtar Kent: “Artık bir değil, iki ayağımız Atlanta’da. Evimizin ilk kilimini dün aldık” dedi. Ama Formula yarışlarına mutlaka geleceğini söyleyen Muhtar Kent’i takip etmek hiç de kolay olmayacak. Çeşme’nin dalgalarına aldırmayan Muhtar Kent motoruyla açıklarda denizin tadını çıkarıyor...
MAÇA BEŞLİSİ BU KEZ KENDİ DÜĞÜNLERİNDE ÇALDI
İzmir’in ünlü restoranı Bonjour’a ömrümde tek bir gece gittim. Çünkü orada 41. yıllık Maça Beşlisi çalıyordu. Ve çalanlardan biri, baterist Abdurrahman (Apo) Alam benim kuzenimdi.
Kırkbir yıl önce, Türkiye Amatör Orkestra ödülünü kazanan Maça Beşlisi’nin üyeleri üniversitelere girince müziğe ara verdiler. Ancak müzikten kopmadılar.
Bonjour’un işleticisi Maça Beşlisi’nden her Perşembe akşamı kulüpte çalmasını isteyince beş arkadaş tekrar birleşti.
Kazandıkları parayla, eşlerini yanlarına alarak her yıl Avrupa’da tatil yapan Maça Beşlisi geçen akşam özel bir düğünde çaldı. Apo’nun sesi titriyordu. Çünkü oğlu, Levent Alam ile gelini Hande Atay’ın şerefine çalan Maça Beşlisi’nin bataristi Apo Alam, Pepinodi Capri’nin şarkılarını söylerken yeni evliler sürekli dans ettiler.
CNN TÜRK’ün Washington muhabirlerinden Hande Atay’la bankacı Levent Alam ertesi sabah Amerika’ya uçtular.