Sadece bip'lemek yeter mi?

Televizyon programlarında küfürlü ve hakaret içeren sözler "bip"lenerek sözde sansür ediliyor. Peki bu yeterli mi?

Haberin Devamı

Televizyon programlarında küfürlü ve hakaret içeren sözler "bip"lenerek sözde sansür ediliyor. Peki bu yeterli mi? Azıcık ağız okuma kabiliyeti olan herkes, kötü söz sahibinin ne demek istediğini hemen anlayabiliyor. Konu bir radyo programı olsa, "bip"lemek belki yeterli olacak. Ama tele vizyon görsel bir mecra... Son Galatasaray-Fenerbahçe maçında sarı-kırmızılı oyuncu Ayhan'ın, hakem Cem Papila'ya söyledikleri belki duyulmadı. Ama hepimiz ne söylediğini ağız hareketlerinden gayet net bir şekilde anladık. Peki Batı'daki televizyonlar ne yapıyor? Televizyonda küfür ve hakaret içeren konuşmalar sırasında hem ses efekti kullanıyor (yani bip'liyor) hem de söyleyen kişinin ağzını "mozaikleme" dediğimiz yöntemle kapatıyor.

Şaşırtıcı örnek
Son olarak bunun örneklerine Reality TV'deki "Aldatanlar" adlı programda rastladım. Eşlerini aldatan çapkınların peşine düşen TV dedektifleri, özellikle "yüzleşmeler" sırasında eş ve sevgililerin birbirlerine sarf ettikleri küfür ve hakaretleri hem bip'lediler, hem de ağızlarını mozaiklediler. Bununla da yetinmediler. O sırada caddeden geçmekte olan ve olayla ilgisi bulunmayan tüm kişilerin yüzlerini ve otomobillerin plakalarını da mozaikleyerek, görünmez kıldılar.

"Aldatanlar" programı dedektifleri, eşlerin ihbar ve talepleri üzerine harekete geçiyor. Günler süren izleme ve görüntüleme çalışmalarının ardından, olan biteni, aldatılan eşe gösteriyorlar. Sonra da "yüzleşme" gerçekleşiyor. Ama bütün bunlar, olaya konu olan herkesin "yazılı onayı alınarak" yayınlanıyor. İşleri "kaçak sevgilileri basmak, yasak aşkları ortaya çıkartmak" olan programcıların, özel hayatlara gösterdikleri duyarlılığa bakar mısınız? Darısı başımıza...

"Seher Vakti"ni kaçırmayın!
Bu akşam dizi severlerin işi zor. atv'de "Bir İstanbul Masalı", Show TVde ise kolaj bölümüyle "Alacakaranlık" var. Ama benim size tavsiyem bu gece 21.50'de Kanal D'de ilk kez görücüye çıkan "Seher Vakti"ni izlemeniz.
Diziyi, bir sinemada basın mensupları için gerçekleştirilen ön gösterimde izledim ve büyülendim. Beni ilk bölümde bu kadar sarıp sarmalayan dizilerin sayısı pek azdır. Ama daha beşinci dakikasında sanki "Seher Vakti"nin karakterlerinden biri oldum. Diziye evsahipliği yapan Tarsus, tıpkı Kapadokya gibi bir kaç hafta sonra turist akınına uğrayabilir. Öykü zaten cezbedici. Buna "abartısız" oyunculuklar ve harika bir mekan da eşlik edince ortaya masal tadında bir seyirlik çıkmış. Bir bölümlük konuk oyuncu Semih Sergen'e bayıldım.

Yeşim Salkım, Uğur Polat, Tuluğ Çizgen ve İdil Fırat da işlerinin hakkını fazlasıyla vermişler. Ama bir genç oyuncu var ki, yeni Nurgül Yeşilcay'ın doğumunu müjdeler gibi. Yakında herkes Begüm Birgören'i konuşursa hiç şaşırmayacağım. Gelelim kadı kızındaki kusurlara: Dizide herkes İstanbul Türkçesi konuşuyor. Nerede yöreye özgü Antakya lehçesi? Bir de harika tarihi sokaklarda in cin top oynuyor. Tarsus sit alanı ilan edilip boşaltıldı da bizim mi haberimiz yok? (Kanal D, 21.50)

Kaynana korkusu mu sardı?
Ebru Akel sadece sunuculuk yeteneğiyle değil, giyim kuşamıyla da ekranda bir ekol haline geldi. Cumartesi gecesi Akel, tansiyonun yükselmesiyle çığrından çıkan yarışmada dizginleri eline almakta hayli zorlandı.

Dekolte sorunu
Ebru Akel'in güçlük çektiği bir başka konu ise bacak dekoltesini kapatmaktı. Sürekli eteğini çekiştiren Akel'i görünce, "Acaba giyim kuşamına karışan müstakbel bir kaynanası mı var?" diye düşünmekten kendimi alamadım.

Bu arada "Size Anne Diyebilir miyim" yarışmasında favori gelin adayı ve koruma altına alınanlar açıklanıyor ama diğer adayların halktan ne kadar oy topladığı söylenmiyor. Örneğin Adviye Hanım'ın elendiği gece, önerilen iki kaynana adayı da (diğeri Günay Hanım'dı) koruma altına alınsaydı, acaba kapıya en yakın kaynana hangisi olacaktı. Mutlaka benim gibi ekran başındaki izleyiciler de merak etmiştir. Yapımcılarına bir hatırlatayım dedim.

Akademi Türkü'ye yarışması geliyor!
Atv ekranlarında geçtiğimiz sezon büyük ilgi gören şarkı yarışması "Akademi Türkiye"nin türkü versiyonu Mart ayında TGRT ekranlarında olacak. Tıpkı "Akademi Türkiye"de olduğu gibi 16 aday hem birinci olmak için yarışacak, hem de aynı evi paylaşacak. "Anadolu Rüzgarı" adlı yeni yarışmayı, "Akademi Türkiye"yi hazırlayan S Yapım gerçekleştirecek. Daha önce olduğu gibi 16 aday, haftada iki gece boyunca 4 kişilik jürinin önünde performanslarını sergileyecek. Hafta içindeki derslerde ortaya koyacakları başarı ve evdeki performansları ise öğretmenleri tarafından puanlandırılacak.

Hakkari'ye selam, satışa devam!
Hakkari'deki deprem, bölge halkının unutulmuşluğunu bir kez daha hatırlattı. (Farkındayım, çok ironik bir cümle oldu ama durumu tek hamlede özetlemeye yetiyor). Tam da Hakkarililer'in isyan ettiği bir dönemde ekranda ilginç bir reklama rastladım. Köy halkı siyasilerin ilgisizliğinden yakınıyor. Bir tartışmadır sürüyor: "Gelirleeer..." Diğeri "Yok yok gelmezleeer. Ne zaman geldiler ki?.." Ve birden geliyorlar... Kimler mi? Premier televizyonunun üreticisi Uzakdoğulular... Köye televizyon getiren TIR'ın şoför mahallinde çekik gözlü bir adam, bizim "ilgiye hasret" köylülerimize tatlı tatlı gülümsüyor!.. Hep söylediğimiz gibi, "Japon yapmış kardeşim!"

NE DEMİŞ?
Beyaz, şov programında ağırladığı Kadir Çöpdemir'e sordu: "Neden Başbakanla yemeğe çıktınız?.. (Gülüşmeler) Pardon, yanlış sordum. Yani kebapçıya gitmek için neden Başbakan') tercih ettiniz?"

GAF KÜRSÜSÜ
"Seval çok genç bir genç kız. Ne olacak şimdi?" (Seda Sayan'ın cuma günü şov programındaki sözleri)

BİZİM DECODER
Malum, ABD'nin son yıllardaki en büyük korkusu, sanal alemde saldırıya uğramak. Geçtiğimiz yıl ABD'de hayatı felç eden elektrik kesintisinin, siber-teröristler tarafından planlandığı yolunda bulgular var. Amerikalılar şimdi tüm bilgisayar şebekesini allak bullak edecek yeni bir saldırıdan korkuyorlar. National Geographic'de izlediğim belgesel, işte bu güncel konuyu işliyordu. CIA bazı hackerların, (illegal bilgisayar şifre kırıcıları) aralarında El Kaide'nin de bulunduğu terörist örgütlere yardım ettiğini saptamış. Özellikle Malezyalı 19 yaşındaki bir gencin yarattığı bilgisayar virüsünün. El Kaide'nin eline geçmesi, ClA'nın en büyük kabusu. ABD'nin yumuşak karnı ise havacılıkla ilgili bilgisayar sistemleri. Eğer virüs, koruma duvarlarını aşarsa, o anda tüm hava kontrol sistemleri ve radarlar körleşecek. Havada büyük bir kaos yaşanacak ve uçakların birbirleriyle çarpışması kaçınılmaz olacak. ABD, koruma ağı için milyon dolarlar harcıyor. Ama ya küçücük bir balık, bu ağdan kurtulup, içeri sızarsa? Sanırım 3. Dünya Savaşı bir bilgisayarın tuşunda, dokunulmayı bekliyor!

ALTYAZI
TRT'nin 37. kuruluş yıldönümü, Tepebaşı stüdyolarından canlı olarak yayınlanacak ve ünlü isimlerin şarkı, şov ve sohbetleriyle renklendireceği özel bir programla kutlanacak. Ben de TV eleştirmeni meslektaşlarımla birlikte TRT ekranlarında bu heyecan ve coşkuya ortak olacağım. Çocukluğumun tek eğlencesi, "eğitmenim" TRT'ye "Nice mutlu yıllara" diyorum. (TRT-1, 20.00) Bugün ayrıca "Kadınlar Klubü" programında televizyon üzerine sohbet edeceğiz. (KanalTürk, 14.00)

GAFOLOJİ
StarTV'nin spor haberlerinde "Fenerbahçe'nin antrenmanına eşi doğum yaptığı için ülkesi Brezilya'da bulunan Fabiano katılmadı" denildi. Oysa sarı-lacivertlilerde o hafta baba olan futbolcu Fabiano değil, Luciano'ydu.

ZAPTİYE
İster misiniz, TV reklamında penceredeki adama yardım etmek yerine arabasını kurtaran kadın yüzünden kanallara ceza yağdıran RTÜK, CHP Kurultayı'nın naklen yayını için televizyonları karartsın?

DİĞER YENİ YAZILAR