Kırmızı sabahlık zamanı

Artık kaloriferleri suçluluk duymadan yakma zamanı geldi. İtiraf edeyim bundan bir ay önce de bir iki kere yakmıştım. Fakat utandığım için söylemiyordum kimseye..

Haberin Devamı

Artık kaloriferleri suçluluk duymadan yakma zamanı geldi.

İtiraf edeyim bundan bir ay önce de bir iki kere yakmıştım. Fakat utandığım için söylemiyordum kimseye..

Şimdi ayıptır söylemesi resmen köklemiş durumdayım... Bundan sonra İGDAŞ için çalışıyor olacağım..

Fakat kaloriferden daha korkuncu kırmızı sabahlığım. Bu sabah itibarıyla o da girdi tedavüle.

Tek kelimeyle korkunç bir şey. Annemin Müjgan Abla'ya ev hediyesi diye bin yıl önce aldığı fakat Müjgan Abla beğenmediği için çaktırmadan temizlikçi kadına verirken kaptığım ve o gündür bugündür benim olan ve anneme de bozulmasın diye "çok beğendiğim için gidip aynısından aldım" diye yalan söylediğim hakikaten iğrenç üstü bir sabahlık...

Peki bu kadar iğrençse niye giyiyorum?

Çünkü çok güzel ısıtıyor...

Bekar olmanın harikulade taraflarından biri de budur herhalde.. Evin içinde gulyabani gibi dolaşabiliyorsun. Hiç öyle "Ben daima bakımlı bir kadimindir. Evin içinde bile düzgün kıyafetler giyerim" şeklinde yalanlar kıvıracak değilim. Şu anki kombinasyonum kavuniçi bir eşofman altı üzerinde pembe bir kazak onun üzerinde de kırmızı bir sabahlık şeklinde. Tahmin ediyorum kocasına saygılı bir kadının yanından bile geçemeyeceği bir kombinasyon..

Benimse vazgeçilmez üçlüm.. Ayaktaki pofuduk yeşil terlikleri de eklersek...

Oehh.. Hakikaten evsizler gibiymişim...

Sokaktaki insan bu yüzden ilginç geliyor herhalde.. Aldatmalardan söz ediyorum. Evin içinde bu kılıkta gezen bir kadın sevilebilir, ona şefkat gösterilebilir, dünya tatlısı addedilebilir belki ama ya cinsel çekicilik? Bir gulyabaniyle seks fikri kimin aklını başından alabilir ki?

Öte yandan evde de kış vakti hele kim niye göbeği açıkta incecik tişörtle dolaşsın ki? O zaman evim güzel evim nerede kalıyor?

Hep demişimdir. Cinsel yönden çekici bir kadın olmanın ilk koşulu üşümemek. Üşüdün mü istersen Marilyn Monroe ol! Kat kat kazaklar altında kim senin hangi memişini, popişini görecek!

Esas rakiplerimiz güzel kadınlar değil üşümezgiller. Süper bir hatun ol yanından askılı bir bluzla biri geçsin, o dakka bittin! On sıfır yenik başlıyorsun maça.. Sonra istediğin kadar Hegel'den Kant'dan söz et kim seni ne yapsın!

Kaderin doğuştan çiziliyor anlayacağınız. Üşüyengil olarak yaratıldıysan zaten direkt olarak erkekler cephesinden uzaklaşmak durumundasın. Orası esiyor, burası gölge. Adamlar da pek sıcağı sevmiyor her nedense. Bugüne kadar sadece bir tane kedi erkek tanıdım. Onun dışındakilerin hepsi ha bire sıcaktan şikayet eden, kaloriferi, sobayı pıs pıs yakan tiplerdi.. Evine gidersin üşürsün. Arabasına binersin camı ardına kadar açar. Lokantaya gidersin gider kapının ağzına oturur. Ya senin ya onun tadı kaçacaktır illa ki..

Sonra ne olacak? Yerini bir üşümezgil alacak.. Evde tiril tiril elbiselerle dolaşan, yazı kış cam açık uyuyan, doğalgaz faturası 30 milyonu aşmayan, yılın sekiz ayı şipidik terliklerle dolaşan, bu nedenle pedikürünü asla ihmal etmeyen şahane bir kanı kaynak!

Tek tesellim şu: Üşümezgil kadınlardan çok az bulunuyor. Çok şükür çoğunluktayız..

DİĞER YENİ YAZILAR