Yalancının ağzı zehir saçar

Ticarette doğruluk: "Ey inananlar, mallarınızı aranızda bâtılla (doğru olmayan yollarla, haksız yere) yemeyin. Kendi rızanızla yaptığınız ticaret olursa başka..." (Nisa': 29)

Haberin Devamı

Ticarette doğruluk: "Ey inananlar, mallarınızı aranızda bâtılla (doğru olmayan yollarla, haksız yere) yemeyin. Kendi rızanızla yaptığınız ticaret olursa başka..." (Nisa': 29). Yüce Allah bu ayette, insanlara mallarını bâtıl yani doğru olmayan yollarla yememelerini ancak karşılıklı rızayla yapılan ticaretin helâl olduğunu buyuruyor. Ticaretin meşruluğu dürüstlüğe, karşılıklı rızaya bağlıdır. Aldatma bulunan ve aldatmanın farkına varıldığı zaman taraflardan birinin razı olmayacağı durumlar meşru değildir. Hz. Peygamber (s.a.v), çarşıda bir yiyecek yığınının yanından geçerken elini kümenin altına daldırmış. Eline ıslaklık gelmiş. Neden böyle olduğunu sormuş. Satıcı da "yağmur isabet etti" diye cevap vermiş, Allah'ın Elçisi, "Ne diye yaş kısmı üste koymadın ki herkes görsün? Aldatan kimse bizden değildir" demiştir. (Müslim, İmân: b. 43, h. 164).

Güvenilir, doğru tacirin, kıyamet gününde şehitlerle beraber bulunacağını (İbn mâce, Ticârât: 1) söyleyen Peygamber (s.a.v), yalanın insanı cehenneme sürükleyeceğini (İbn Mâce, Mukaddime: 7), Allah'ın nasip ettiği rızkı güzel, helâl yoldan aramayı (İbn Mâce, Ticârât: 2), başkasının satışına engel olmamayı (Müslim, Büyû, b. 4), gereksiz yere ticarete aracı ve komisyoncuların girmemesini emretmiş (Müslim, Nikâh: 51; İbn Mâce, Ticârât: 15), vurgunculuğu kesinlikle yasaklamıştır (İbn Mâce, Ticârât: 6, 16).

Şairin dediği gibi:
Dehen-i kâzib olur zehr-efşân,
Birdir imlâda yalan iyle yılan

Yani, yalancının ağzı zehir saçar çünkü yalanla yılan, (Osmanlıcada) aynı biçimde yazılır.
(BİTTİ)

Ruhumuzu temiz tutalım
Soru: Bazen aklıma öyle vesveseler geliyor ki, bunu açıklamaya dahi cesaret edemiyorum. Bu vesveseler istenmeden aklıma geldiğinde acaba günaha mı giriyorum?

Cevap: İnsanın kalbine çeşitli düşünceler gelebilir. Bu doğal bir şeydir. Kişi bunlardan sorumlu tutulmaz. Sorumluluğun, kesinlikle yapmaya karar verilen kötü düşüncelerden doğduğu, "Yanılarak yaptığınızda size bir günah yok fakat kalplerinizin bile bile yaptığında (günah vardır)" (Ahzâb: 5), "Allah sizi yaptığınız kasıtsız yeminlerinizden sorumlu tutmaz fakat kalplerinizin kazandığı (bile bile yaptığınız) yeminlerden sorumlu tutar" (Bakara: 225) ayetlerinden anlaşılmaktadır. İnsanı sorumlu kılan, kesinlikle yapmaya karar verdiği, içinden söküp atmaya çalışmadığı kin, haset, başkaları hakkında kötü zanda bulunma gibi kötü düşüncelerdir. Böyle düşünceler kalpte kaldıkça insan ruhunu karartır. İnsan, ruhunu temizlemekle yükümlüdür. Ancak temizlenen ruh, Allah'a yakınlık kazanır.

DİĞER YENİ YAZILAR