Sünnetin dindeki yeri

Birkaç okurum, İslâm'da sünnet operasyonunun yerini soruyor. Biri diyor ki: Sayın Hocam, sünnetin dinimizdeki tam olarak yeri nedir?

Haberin Devamı

Birkaç okurum, İslâm'da sünnet operasyonunun yerini soruyor. Biri diyor ki: Sayın Hocam, sünnetin dinimizdeki tam olarak yeri nedir? Mütevatir olarak günümüze kadar gelmiş Peygamberimizin uygulaması mıdır yoksa zamanla geleneksel olarak yerleşip kalıplaşmış ve kimse cesaret edemediği için yadsınamamış bir hurafe midir? Saygılar.

Bahadır Çolak da "26 Haziran tarihli Vatan Gazetesi'nde (Pazarvatan eki) sünnetin ticari amaçlı olduğu, peygamberimizin sünnetsiz olduğu ve Kur'ân'da böyle bir hüküm olmadığı söyleniyor. (Sünnet adlı kitap) Bunlar ne kadar doğru, biz mi yanlış biliyoruz, yoksa bunu bize söyleyenler mi? Aydınlatırsanız sevinirim" diyor.

Büşra Delen de "Kur'ân'da sünnet operasyonu geçer mi?" diye soruyor.

Cevap: Bu yazılanlar tamamen yanlıştır. Sünnet, Hz. İbrahim dininin gereklerindendi. Şifahi olarak atadan gelen İbrahim geleneklerine bağlı olan Araplar, özellikle Kureyş Araplan, sünnet geleneğini sürdürürlerdi. Yahudilerde de sünnet dinin gereklerindendi. Hz. Muhammed de, bütün kabilesi de, hattâ Peygamber'in düşmanı olan Ebucehil de, bütün Kureyş kabilesi mensuplan da sünnetli idiler. Sünnet Arabistan'da egemen dinlerde köklü bir gelenek idi. Başlangıçta Hıristiyanlarda da vardı. Çünkü aslında bir Yahudi olan Hz. İsa Yahudi toplumunda yetişmişti ve kendisi Kitabı kaldırmak üzere değil, uygulamak üzere geldiğini söylüyordu. İsa da tüm Yahudi toplumu bireyleri gibi sünnetli idi. Ama Kur'ân'da sünnet olma emri yoktur. Zaten böyle bir emir olsaydı ona sünnet denmez farz denilirdi. Yani sünnet olmak, Müslümanlığın şartlarından değildir fakat bu gelenek artık Müslümanlığın ayırıcı vasıflarından olmuştur. Sünnetsiz olan birinin Müslüman olmadığına hükmedilir. Elbette bu, insanların yargısıdır. Yoksa sünnet olmadığı halde İslâm'ın diğer hükümlerini uygulayan veya kabul etmiş olan kimse Müslümandır. Hıristiyanlıkta sünneti Pavlos kaldırmıştır. Hz. İsa'nın hayatında onu öldürmekle görevlendirilmiş olan, onun ortadan kaybolmasından sonra onun tarafından Hıristiyanlığı yaymakla görevlendirildiğini söyleyen Pavlos, önce İsa'nın havarilerinden Barnaba ile Antakya'ya gitmiş, sünnetin müşrik kabileler arasında Hıristiyanlığın yayılmasını önlediğini görünce gerek olmadığını söylemiş, bu yüzden Barnaba ile yollan ayrılmıştır. Süleyman Ateş Kur'ân'da sünnet operasyonu geçmez. Çünkü adı üstünde, bu operasyon Allah'ın emri değil, sünnettir. Hattâ bu Peygamberimizin sünneti de değil, Hz. İbrahim'den kalan bir sünnettir.

Araplarda sünnet temel geleneklerden olduğu gibi Yahudilerde de öyle idi. Onun için sünnet sadece Hz. Peygamber'in yaptığı bir şey değildi. İçinde yaşadığı toplumun bireyleri sünnetli idiler. Ama sünnet dinin şartlarından değildir. Kur'ân'ı kabul edip uygulayan, namazını kılıp orucunu tutan kimse, sünnet olmasa da Müslümandır ama sadece bir sünneti yerine getirmemiş olur.

DİĞER YENİ YAZILAR