Mesih ne anlama gelir?

Hz. İsa, Mesih sıfatıyla anılmaktadır. Mesih, Arapçada ölçmek ve meshetmek (el sürmek) anlamındaki mesh kökünden bir sıfat olabilir

Haberin Devamı

Hz. İsa, Mesih sıfatıyla anılmaktadır. Mesih, Arapçada ölçmek ve meshetmek (el sürmek) anlamındaki mesh kökünden bir sıfat olabilir. Müfessirler, Mesih kelimesine birkaç mana vermişlerdir. Ayağının altı dümdüz çukursuz olduğu için yahut çok seyahat ettiği, yahut elini sürdüğü her hastayı iyileştirdiği, yahut meshedilmek suretiyle kirlerden arıtıldığı ya da annesinden yağ sürülmüş olarak doğduğu için İsa'ya Mesih denmiştir.

Bu kelimenin, İbranice meşih yahut mişiha kelimesinden gelmiş olması daha doğru görünmektedir. Arapçada nasıl Yuhanna, Yahya; Moşe, Musa olmuş ise mişiha da Mesih olmuştur. Horowitz, kelimenin Habeşçe'den alınmış olabileceğini ileri sürmüş ve yazıtlarda, özel isimlerde ve eski şiirde bu kelimeye rastlandığını söylemiştir (Koranische Untersuchungen s. 129 / İslâm Ansiklopedisi Mesih maddesi). Fakat bu kelimenin Aramiceden geçmiş olduğu tezi daha güçlüdür. Aramicede maşlah, kutsal yağ ile yağlanmış demektir.

"Yahve'nin Mesihi" tabiri, din adamları, hükümdarlar ve peygamberler için kullanılır. Peygamber Samuel, Allah'ın emriyle kral atadığı Saul (Tâlût)'un başına yağ döküp meshetmiş, "Kendi mirası üzerine reis olarak Rab seni meshetti" demiştir (I. Samuel: 10/1). Tâlût'tan sonra Davud'a da yapılan bu yağlama (mesh) töreni, sonra gelenek halini almıştır. İşte Yahudiler, son zamanda gelecek bir kralın, kendilerine dünya egemenliğini kazandıracağına inanırlar. Ancak apokaliptik dönemde bu kelime, dünyanın son günlerinde, Allah'ın egemenliğini kuracak kişi anlamında kullanılmıştır.

* Mesih kelimesinin, dönemin siyasal olaylarıyla ilgisi var mı?
İsrailoğulları'nda dini bir inanç haline getirilen Mesih kelimesinin manasını daha iyi kavrayabilmek için Hz. İsa'nın doğumuna tekadüm eden zamanlarda İsrailoğulları'nın siyasal ve kültürel tarihine bir göz atmak gerekir. Prof. Dr. Mehmet Paçacı'nın mesih kelimesi hakkındaki açıklamasının özeti şöyledir:

"İsrailoğulları, Mısır esaretinden kurtulduktan ve Davud ve Süleyman (a.s.)'ın önderliğinde büyük başarılar gösterdikten sonra iki krallığa bölündü. Önce kuzeydeki İsrail Krallığı Asurlular'ın egemenliği altına girdi. Sonra da Yahuda Krallığı'na Babilliler tarafından son verildi. Büyük İskender'in doğu topraklarını ele geçirmesiyle bu topraklar Helen kültürünün etkisi altına girmiştir. Daha önce Babil kültürüne karşı direnmek zorunda kalan İsrailoğulları, bu defa Helen kültürü karşısında varolma savaşı vermektedir. Bugün bu kültürel varolma savaşının ne zorlu bir savaş olduğunu, batılı olmayan toplumlara anlatmak hiç de zor değildir."

Yarın: İsrailoğulları'nın siyasi durumu.

DİĞER YENİ YAZILAR