Kuran’ı mealinden okumak da hatim sevabı getirir

Şevket Kayabaş’ın, “Kuran-ı Kerim, mealinden okunup bitirilince hatim sayılır mı?” sorusuna Diyanet İşleri Başkanlığı şu cevabı veriyor: “Kuran-ı Kerim hem lafzı hem de manası ile Kuran’dır...

Haberin Devamı

Şevket Kayabaş’ın, “Kuran-ı Kerim, mealinden okunup bitirilince hatim sayılır mı?” sorusuna Diyanet İşleri Başkanlığı şu cevabı veriyor: “Kuran-ı Kerim hem lafzı hem de manası ile Kuran’dır. Bu itibarla Kuran-ı Kerim mealleri, Kuran hükmünde değildir. Yüce Rabbimizin öğüt ve buyruklarını öğrenmek maksadıyla Kuran-ı Kerim meali ve tefsirini okumak güzel ve sevaplı bir iş ise de bunları okumakla hatim indirilmiş olmaz.”

Bu cevaptan tatmin olmayan Şevket Kayabaş, bize soruyor: “Anlamadan okuduğumda hatim indirilmiş sayılıyor da anlayarak okuduğumda neden sayılmıyor?” Okuruma cevabım şudur: Hatim indirmek ne farzdır, ne sünnettir. Önemli olan Kuran okumaktır. Kuran okumaktan maksat da anlamaktır. Mektup niçin gönderilir? Gönderilen kişinin anlaması için. Kuran da yüceler âleminden, insanlar okusunlar anlasınlar diye gönderilmiş bir Tanrı mektubudur. Anlamadıkları şeyi nasıl uygulayacaklar? Kuran’ın doğru meali de Kuran’dır.

HER ŞEY NİYETE BAĞLIDIR
Lafız (kelime kalıpları), sadece anlamı taşıyıcı, ikinci derecede bir elemandır. Yani mealinden okumak da hatim sevabı getirir. Her şey kulun niyetine ve içtenliğine bağlıdır. Dinde doğaya, mantığa aykırı bir şey olmaz. Size verilen cevabın mantıklı bir yanı yoktur. “Kuran, hem lafzı, hem manasıyla Kuran’dır” şeklindeki tanım da ne Kuran’a, ne de Peygamber sözüne dayanır. Bu tanım, kelamcıların tanımıdır, Allah’ın ve Peygamber’in tanımı değil. İmamı Azam, manayı asıl Kuran olarak görür, lafzı yani söz kalıplarını da tali bir unsur kabul eder. Bu bakımdan Kuran’ın anlamına uygun düşen önceki ilahi kitabın ayetlerini de Kuran kabul eder. Gerekçesi A’lâ Suresi’ndeki şu beyandır: “18- Bu, elbette ilk sayfalarda da vardır: 19- İbrahim’in ve Musa’nın sayfalarında.”

Burada Kuran ayetlerinin İbrahim ve Musa’nın sayfalarında var olduğu belirtilmektedir. İbrahim’in ve Musa’nın sayfaları, Tevrat’ın bölümleridir. Şimdi Tevrat’ta bulunan ayetler, eğer Kuran ayetlerine uyuyorsa onlar da Kuran’dır. Elbette Tevrat’ta bulunan Kuran’a uygun ayetler, Arapça değil, İbranicedir. Bundan çıkan sonuç, Kuran’ın mealinin, yani manasının Kuran olduğudur. Bu görüş, İmamı Azam’ın görüşüdür. Bakın 13 yüzyıl önce yaşamış Büyük İmam, meali Kuran sayıyor ama zamanla insanlar onun geniş görüşünden ne kadar gerilere düşüyorlar!

DİĞER YENİ YAZILAR