Soru: Ezan, Müslümanların ortak değeridir ama Müslüman olmayanların da var olduğu bir toplumda günde 5 kez hoparlörlerle Arapça ezan okunması ne derece doğrudur, bilemiyorum? Nasıl Avrupa'da her kilisede çan çalınmıyorsa, Türkiye'de de ezan okunmasına bir disiplin getirilmesi gerekir. Ses kirliliğine dur denilmelidir. (Mustafa Kemaloğlu)
Cevap: Siz Avrupa'yı gördünüz mü bilmem. Laikliğin ve demokrasinin beşiği olan Avrupa'nın her kentinde kilise çanları bangır bangır çalıyor. Ülkenin çoğunluğunu oluşturan Hristiyanlar bundan rahatsız olmuyor da Müslüman ülkesinde ezan mı insanlan rahatsız ediyor? önemli olan halk çoğunluğunun kanaatidir. Zaten demokrasi de budur.
Yoksa çok az bir grubun, bir ulusun en önemli değerinden rahatsız olması bir mana ifade etmez. Ancak birbirine yakın camilerden hoparlörlerle okunan ezanların birbirine kanşması, hoş bir durum değil. Böyle yakın camilerden okunan ezanların, hoparlörsüz okunması daha uygundur. Çünkü hoparlörün geçmişi çok eski değildir. 50-60 yıllık bir mazisi var. Minare, sesi uzaklara duyurmak için yapılır. Yakın camilerde ezanlar hoparlörsüz okunmalıdır.
Tapılacak ilah yalnızca Allah'tır
Soru: Kitabını okuduğum bir zat, "Lâilâhe illallah" sözünün, "Tanrı yoktur, Allah vardır" olarak tercüme edilmesi gerektiğini, Allah'ı bir ilah (tanrı) olarak düşünmenin şirk olduğunu belirtmiş. Bununla ilgili olarak bir açıklama yapar mısınız? (Leyla Özkara)
Cevap: Bu tür sözler, hep kendini gösterme heveslisi kişilerin uçuk düşünceleridir. İlah kelimesi, tanrı demektir. Araplar bu sözü hem Allah hakkında hem de diğer tanrılar hakkında kullanırlardı. "Lâilâhe illallah, Allah'tan başka tanrı yoktur" demektir. Tapılacak ilah yani Türkçe olarak tanrı, yalnız Allah'tır. Allah'tan başka tanrı yoktur. Bunun neresi yanlış? Siz böyle anlamsız sözlerle kafanızı yormayın.
Cariye, sahibinin mülkü sayılıyordu
Soru: Hz. Peygamberin oğlu İbrahim'in annesinin, Efendimizin nikâhsız hizmetçisi olduğunu çevremdeki büyüklerimden duydum. Bunun doğruluk derecesi nedir? (Muzaffer Erdoğan)
Cevap: O dönemde dünyada cariyelik sistemi vardı. Mısır kralı da Hz. Peygamber'e Mariye (Mana) isimli bir cariye hediye etmişti. Cariye, sahibinin mülkü sayılırdı. Sahibine hizmet eder, onunla aynen evlilik ilişkisini sürdürürdü. Ama nikâh söz konusu değildi. Çünkü cariye, mülkiyetine girdiği kişinin her hizmetini görmek durumundaydı. Şayet cariye sahibine çocuk doğurursa o ümmü'l-veled (çocuk annesi) olarak sahibinin karısı durumuna geçerdi. İşte Mısır Kralı'nın hediye ettiği Mariye de Peygamberimize İbrahim isimli bir erkek çocuğu doğurdu. İbrahim, 10 aylık yahut 1.5 yaşındayken öldü. Müslüman olan Mariye de Peygamber'in ev halkı bireylerinden olarak ömrünü tamamlayıp ahirete intikal etti.
Yalan söylemek büyük günahtır
Soru: Bir arkadaşıma çok zengin olduğumu, bir çok kız arkadaşım bulunduğunu söylemek zorunda kaldım. Tabii bu tamamen yalandı. Şimdi o arkadaşımla konuşmuyorum. Kendisine hiçbin zaman gerçekleri söylemedim. Ne yapabilirim?
Cevap: Övünmek kibir, gurur eseridir. Yalan söylemek ise büyük günahlardandır. Kuran, kibirden gururdan, yapmadığı ve yapamayacağı şeyleri söyleyip caka satmaktan uzak durmayı emretmektedir. Söylediğiniz söz, arkadaşınıza bir şekilde zarar vermişse doğruyu söyleyip ondan helallik almanız veya en azından ona verdiğiniz zararı telafi etmeniz gerekir. Ama söylediğiniz kimseye zarar vermemiş, sadece bir övünmeden ibaret kalmışsa Allah'a tevbe edip af dilemeniz gerekir. Allah, kendisine yönelen kulunu bağışlar. O'nun rahmeti boldur, kullarına acır.
Avrupa'da kilise çanları bangır bangır çalıyor
Siz Avrupa'yı gördünüz mü bilmem. Laikliğin ve demokrasinin beşiği olan Avrupa'nın her kentinde kilise çanları bangır bangır çalıyor
Haberin Devamı