Nimet Çubukçu’nun asıl sorunu ne?

Birkaç gün üstüste hangi gazeteyi alsanız karşınıza Nimet Çubukçu çıkıyordu

Haberin Devamı

Birkaç gün üstüste hangi gazeteyi alsanız karşınıza Nimet Çubukçu çıkıyordu. Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan, görevi belli olmasına rağmen bugüne kadar hiçbir zaman kadın sorunlarını bu kadar cansiperane savunmamış, herhangi bir soruna çözüm getirilmesini sağlayamamış etkisiz bir bakan olarak Ana Muhalefet Lideri Baykal’ın eşini diline dolamasıyla gündemdeydi.

Sanki görevi kadınlar ve aile değil de Başbakan’la CHP Genel Başkanı’nı birbirine düşürmekmiş gibi ortaya çıkmış, “Bamteline özellikle bastım” diyerek Baykal’la uğraşıyor, adeta imam nikahına destek veriyor, olayı “CHP’lilerin de metresi var” düzeysizliğine vardırıyor ve aklınca Erdoğan’ın gözüne giriyordu.

Tabii buradaki asıl misyonu, eğer gündeme getirildiği ve Ankara’da fısıltı gazetesinde dolaştığı gibi, (inanamasanız bile) kadın cumhurbaşkanı adaylığı değilse Emine Erdoğan ile Olcay Baykal karşılaştırması yaparak Emine Hanım’dan aslında “Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili olarak” neden söz edildiğini unutturmak, konu saptırmaktı.

Çocuklara ve hatta bebeklere yönelik cinsel istismarların son bir yıl içinde patlama yapması, Türkiye’nin internette çocuk pornosu izlemede diğer ülkeler arasında “1 numara”ya çıkması, SHÇEK çocuk yuvaları ve öğrenci yurtlarında cinsel istismar ve şiddet olayları, aile içi şiddet, süren töre cinayetleri, istenen kanunlar çıkarılırken bir türlü (nedense) düzeltilmeyen ve 17 milyon kadına haksızlık ve ayrımcılık olarak kalmaya devam eden Medeni Kanun Mal Rejimi veya Türk Ceza Kanunu’nda kadına karşı şiddeti teşvik eden ceza indirimleri değil konusu... Bunlara çözüm aramak değil, “aile içi şiddet” deyince onun aklına erkek ceketlerine etiket diktirmek geliyor. Sanki kadının kafasını kırıp gözünü çıkaran tipte erkekler ceketin etiketine bakıp vazgeçerlermiş gibi...

O AKP adına gündem saptırmak, dikkatleri başka yöne çekmek üzere ortaya çıkıyor. Ve şimdi AKP’liler Emine Hanım’ın adı gündeme geldikçe Olcay Hanım’dan söz edeceklermiş.

Nimet Hanım eğer saf değilse pek iyi biliyor olmalı ki olay Ayşe Hanım, Fatma Hanım olayı değil. Emine Hanım’ın gündeme gelmesinin nedeni “Cumhurbaşkanı eşi olursa, laik bir ülkede türban nasıl bir sorun çıkaracak” sorusudur.

Bu tartışma da Emine Erdoğan’ın yerinde aynı durumda kim olsa yapılacaktı.

Bence Nimet Hanım, sorunları başından aşmış bir ülkede günlerce gündemi böyle (kendi partisinden bazı kadın ve erkek milletvekillerinin bile tenkit ettiği) anlamsız bir polemikle meşgul ettiği ve dikkatini de görevi yerine bu konulara harcaması nedeniyle topluma kesin bir özür borçludur.

Ama burası Türkiye... Hiç şüphesiz o yine de misyonunu başarıyla (!) tamamladığı için mutludur.

***

Mumcu, yolsuzluklar ve DYP-ANAP birleşmesi
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu daha önce verdiği söze sadık kalarak AKP Hükümeti ile ilgili yolsuzluk bilgilerini açıklamaya devam ediyor. Ama dikkati çektiği bir nokta var; medyayı ve yargıyı açıklanan yolsuzluk olaylarına duyarsız davranmakla suçluyor ve diyor ki; Yolsuzluğun büyüğü küçüğü olmaz. Yolsuzluğa herhangi bir şekilde bulaşanlar bunun hesabını vermek zorundadırlar, milletvekili ve hatta cumhurbaşkanı adayı olmaya hakları yoktur.

Pazar günü biz de “Her Açıdan”a konuk ettik biliyorsunuz. Program’da ben, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Vatan Gazetesi yazarı Mehmet Tezkan sorularımızla Mumcu’yu epeyce sıkıştırdık (başka bir kelime arıyorum ama en iyi anlatan bu...)

Sıkıştırdık şu demek oluyor; Her Açıdan sorulara kaçamak cevaplarla yetinen bir program değil. Bir karşılaştırma yaparak anlatırsak; luna parklarda küçük eğimlerden geçen “bugi bugi”lere karşı Disneyland’da aynen uzayda imiş gibi karanlık içinde tehlikeli uçuşlar yapılan Space Mountain (uzay dağı) benzeri diyebiliriz... Bu programa katılma, yani Space Mountain’a binme kararlılığını gösteren siyasetçiler (ki bazıları gösteremiyor) sorulara “yuvarlak ve anlaşılmaz cevaplar”la yetinilmediğini; açık, net, dürüst cevaplar beklendiğini biliyorlar.

Kısacası TV’lerde bugüne kadar izlediğiniz bazı sohbet veya tartışma programlarındaki gibi “kolay ve beklenen” sorulara “kolay ve duyulmuş” cevaplar programı veya “Ee, daha daha nasılsınız” şeklinde bir geyik muhabbeti değil bu... Katılanlara da bildirdiğimiz gibi “sadece toplumu düşünerek ve sadece onlara iyilik yapmak üzere” hazırlanan bir program.

Buradaki konuşmalarıyla, her açıdan sorulara verdikleri cevaplarla izleyenleri inandıran katılımcılar bu iyiliğin çok yönlülüğünü kendileri sağlamış oluyorlar.

Erkan Mumcu gelecek zor soruları ve istenen net cevapları bilerek katılan ve bence dürüst cevaplar veren genel başkanlardan biriydi. Onun katıldığı program da AB grubu izleyicide şimdiye kadar kendi kategorisinde en iyi izlenme oranlarından birini yakalayan program oldu.

Erkan Mumcu bu programda önemli açıklamalar yaptı, bunlardan söz edeceğim. Zira Mumcu’nun “Bana yolsuzluk dosyalarını açıklayın diyorsunuz ama açıklasam da basın ve yargı duyarsız halde” sözü doğru çıktı.

Pazartesi günü akşama doğru beni arayan “İnternet Haber”in sahibi Hadi Özışık, sitesiyle bu genellemenin dışında kalıyor. Özışık programda Mumcu’nun yaptığı açıklamaların çok önemli olduğunu söyleyerek bunların bir kısmını yayınladıklarını anlattı. O gün sitenin en çok okunan haberi bu olmuş ve akşam 19.00’a kadar, bir günde tam 104 bin 455 kişi okumuş, 263 yorum gelmiş.

Yarın devam edeceğim.

DİĞER YENİ YAZILAR