“Gerçek” çizmesini giyene kadar...

Artık bu yazının sonuna geldim, günlerdir sürüyor ve beni yordu... Bıktırdı...

Haberin Devamı

Artık bu yazının sonuna geldim, günlerdir sürüyor ve beni yordu... Bıktırdı...

Başlıktaki sözün tamamı şöyle: “Gerçek” çizmesini giyene kadar “yalan” dünyayı dolaşır. Çok doğru bir söz, hele “görevi gerçeği anlatmak olanların pek yavaş”, “pek pek yavaş” olduğu bir ülke için daha da doğru... Yalan söyleyenler hızla yol alarak yalanlarını dünyaya yayıveriyorlar.

Dün bazı öğrencilerden Elif Şafak’ın 301’den yargılanmış olmasının ve biyografisinin üniversitelerde “düşünce özgürlüğünün sınırlandırılması”na örnek olarak öğrencilere okutulduğunu öğrendim. Yine “Bu ne sürat” diyeceğim.

Bakın ne iyi oldu; kitap “best seller”, olay üniversitede ders... Bence gerçekten Pamuk ve Şafak (belki yakında Hırant Dink) yatıp kalkıp 301’e dua etsinler.

Umuyorum ki bu üniversitelerin (örneğin Koç) öğrencileri olaya tarafsız gözle bakmayı, reklâm etkisi altında kalmamayı başarırlar.

Dünkü yazım Şafak’ın “Türkiye’de laiklerin dinle bir ilgisi olmadığı” sözünü de içeriyordu. Yani ifade özgürlüğü olmadığından şikayet eden biri gereğinden fazla özgür bir tavırla on milyonlarca laik insanın dinini, inancını yargılıyor. Çok dikkat çekici değil mi, böyle bir cümle genellikle işlerine gelmeyen laikliği “din karşıtlığı” gibi empoze etmeye çalışan “köktendinci kafalar”dan çıkabilir ama o da söylemiş işte. Hem de yabancı basına...

Yazımın son cümleleri şöyleydi:

Zorian’da resmi belge yoktur, resmi belgeleri ABD Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde bulabilir.

Oraya gitmiş mi acaba?

Osmanlı arşivlerine girmiş mi? Ne zaman? Devam edelim...

Washington Post’taki makalesini NTV’de okuduğum zaman “Ermeni büyükannelerle konuştuğu gibi Türklerle de konuştuğunu” söyledi. Oysa “Türk toplumunda hâlâ Ermenilerin kasıtlı olarak yok edildiği suçlamasını tümüyle reddeden güçlü bir kesim var. Hatta bazıları Ermenilerin Türkleri öldürdüğünü söyleyecek kadar ileri gidiyorlar” diyen Elif Şafak bu makalede Türklerle konuştuğundan hiç söz etmemiş ve ben de bir yazımda bu noktayı hatırlatmıştım.

Konuştuysa hangi Türklerle konuştu?

Örneğin VAN-MUŞ-AĞRI-IĞDIR-BİTLİS ERMENİ çetelerinin katliamına uğramış Mağdurlar Derneği’ne gitti mi? Kitaplarını, raporlarını, Ermeni çetelerinin katliamına uğrayanların, gençlerin, hamile kadınların, bebeklerin fotoğraflarını gördü mü?

Türk belgelerinden, kitaplarından hangilerini inceledi?

Bunlar önemli sorular, zira hiç kimse sadece Amerika’da, kuruluş amacı Ermeni soykırımı yalanını dünyaya kabul ettirmek olan Zorian arşivleriyle bu kadar önemli bir konuda karar veremez.

Verirse, o zaman buna itiraz edenlerin haklı tepkilerine de susmak zorundadır. Zira işin sonunda Türkiye’nin “20. yüzyılın ilk soykırımcısı” sayılma, AB’den vazgeçme, toprak ve tazminat talepleriyle karşılaşma ihtimalleri var.

Az şey değil doğrusu!

*****


Bi zahmet şu insan hakkına da bakıverin!
Batman’da ailesi tarafından 60 yaşındaki bir adamla evlenmeye zorlandığı için 18 yaşında intihar eden Saliha Demir’i biliyorsunuz.

Ondan 6-7 gün sonra Batman’da bir genç kız intiharı daha gerçekleşti.

Saliha’nın ölümü nedeniyle yürüyen genç kızlar son bir yılda Batman’da intihar eden 15 kişinin 9’unun kadın olduğunu, “Kadın intiharlarının şehri” olarak anılmak istemediklerini söylemişlerdi. Şimdi 16 kişiden 10’u kadın...

Birkaç ay önce Batman’a gittiğimde Vali Halûk İmga ile yaptığım konuşmayı yazmıştım. Vali Bey benim Batman’da genç kız intiharlarının çokluğunu hatırlatarak “Nasıl çözüm arıyorsunuz?” diye sormama kızmış ama belli etmemeye çalışarak “Son bir yılda pek fazla kadın intiharı duyulmadı” demişti.

Bu olaylar Vali İmga’yı yalanlıyor. Üstelik Hakkari ve diğer Güneydoğu illerinde de genç kız intiharları var.

Acil bir “intiharları önleme kampanyası” başlatılmalı. Genç kızlara, kadınlara yapılan gelenek, din, aile baskıları, istemediği kişilerle evlenmeye zorlamalar derhal önlenmeli.

“Türban kadın hakkıdır” diye kıyamet koparanlar, nedense bu konulara girmeye zahmet etmiyorlar.

“Kadın”dan sorumlu Bakan mı dediniz?

O erkek ceketlerinin içine “Aile içi şiddete son” etiketleri takmakla meşgul!

DİĞER YENİ YAZILAR