MİT'in Tayyip Erdoğan'a suikast ihbarı...

Haberin Devamı

O günleri gayet iyi hatırlıyorum...

Yüzde 38-40’lık bir beklenti vardı AKP’yle ilgili...

Yüzde 46 çıkmış...

Sonuçların tartışılacak hiçbir tarafı yoktu...

AKP kazanmıştı...

Ergenekon olayının yeni yeni çıkmaya başladığı günlerdi...

Henüz ne olup bittiğinin farkında değildik...

Daha doğrusu olayla ilgili hiçbir fikrimiz yoktu...

***


“Seçim sonuçlarının ortaya çıktığı o gece”, önce FOX TV sonra da Habertürk televizyonunda canlı yayınlarda konuşmam istenmişti...

Canlı yayın stüdyoları kalabalıktı...

Her kafadan bir ses çıkıyor, herkes kendine göre birşeyler yorumluyordu...

Bense lafı hiç evirip çevirmeden şöyle söylemiştim:

“Dün akşama kadar hepimiz söyleyeceğimizi söyledik... Bugün halk kararını verdi, seçmen sandıkta son sözünü söyledi...

Bugünden itibaren yanlış gördüklerimizi yine eleştiririz...

Ancak halk demokratik tercihini AKP’den yana yapmıştır...

Buna hepimiz saygı duymalıyız...”

***


Halkın oylarına saygı duymakla, halkın düşündüklerini düşünmek aynı şeyler değil demokrasilerde...

Onların tercihi benim tercihim olmayabilir sonuçta...

Ancak “sandığın tercihi” saygı duymam gereken bir tercihtir...

O seçimlerin ve o olayların üzerinden tam 3.5 yıl geçti...

Şimdi yeni bir seçim var önümüzde...

Seçim kampanyalarına start verildiği bugünlerde “MİT’in Başbakan Tayyip Erdoğan’a 27 Temmuz’da bir suikast düzenleneceğine dair kişiye özel gizli bir belgeyi gönderdiği” sızıyor...

***


Böyle bir suikast girişimi varsa, sonrasında ne oldu?..

Bu herhangi bir suikast iddiası değil, sonuçta Başbakan’a yönelik bir suikastten söz ediliyor...

Bunun takibinin yapılmamış ve delillendirilmemiş olması düşünülemez...

Bu deliller nelerdir?..

Ben “Başbakan’a suiakst falan olmaz... Bunlar hayal ürünü...” diyecek kadar bu ülke hakkında saftirik bir adam değilim...

Demirel’in Ecevit’e “Taksim’e gitme... Sana suikast yapılacak...” dediği günlerden geliyorum...

Çiğli havaalanında Ecevit’e yapılan suiakst girişimini biliyorum...

Özal’a atılan kurşun kürsüye gelirken Özal’ın kafasını eğmesini gözümün önünde hissediyorum...

Bizzat Atatürk’e, Ecevit’e, Özal’a, suikast girişimi yapılmış bir ülkede, Tayyip Erdoğan’ın bundan muaf tutulmayacağının da çok farkındayım...

***


Üstelik Tayyip Erdoğan, Ortadoğu denilen kanlı coğrafyada “çok fazla çevrenin hedefe oturtabileceği nitelikte bir lider...”

Bundan da zerrece kuşkum yok...

Konu şu ki bu olay, neden zamanında duyurulmadı?..

3.5 yıl geçtikten sonra tam seçimler öncesi gündeme geliyor...

Elbette bunda “mağduriyetten gündem oluşturacak bir politik hesap var” denecektir...

Bu gecikme ve bundan seçimlere yönelik “avantaj sağlama” etik açıdan tartışılmalı...

Ne var ki, bir konu çok açık:

Demokrasilerde muhalefet yapmak, sandığa saygı duymamak anlamına gelmiyor...

Sandık AKP’yi seçtiyse, ona saygı duymak gerekiyor...

AKP için de şu söylenebilir...

Sandık AKP’yi işaret ettiyse, bu muhalefetin hepten susacağı anlamına gelmiyor...

Demokratik muhalefet demek, darbe veya suikast demek değil...

Muhalefet edenler değil, suikastçiler biran önce ortaya çıkartılmalı...

Türkiye Başbakan’ların suikaste uğrayıp öldürülmeye teşebbüs edildiği bir Ortadoğu ülkesi olmaktan çıkartılmalı...

*****


ŞEKERLİ YİYECEK VE İÇECEKLERE, NEDEN ALKOLE GÖSTERİLEN ÖZEN GÖSTERİLMİYOR?..

Alkollü içeceklerin alımını satımını en ince ayrıntısına kadar kontrol ediyoruz da...

Gençler alkolden korunsun diye 24 yaşına kadar festivallerde içki içmelerini yasaklıyoruz da...

Bu konuda Avrupa Birliği standartlarını zorluyor ve birkaç adım daha fazla yasağı benimsemekte sakınca görmüyoruz da...

Neden Avrupa’nın “kota” koyduğu, çocuklar, gençler ve yaşlılar yani tüm kuşaklar için çok tehlikeli bulduğu “Nişasta bazlı şeker”i, ülkemize sokmada hiçbir beis görmüyoruz?..

Prof. Dr. Kenan Demirkol, Avrupa ülkeleri yüzde 3-4 oranında intihaline kota koyarken, bizde kotanın yüzde 16’larda olduğunu ve gittikçe de artma eğiliminde bulunduğunu söylüyordu dün Habertürk televizyonunda...

***


Şeker, artık Amerikan Sağlık Bakanlığı’ndan, Avrupa’nın tüm gelişmiş ülkelerinin kurullarına kadar, dünyada tüketimi en zararlı gıdaların başında geliyor...

Hele hele yoğun şeker tadını çok daha ucuza mal eden nişasta bazlı şeker...

Türkiye’de bu en zararlı şeker türünün, dışarda satılan keklerde, gofretlerde, çikolatada, baklavada, şöbiyette hemen tüm tatlılarda ve dondurmada kullanıldığı açıklanıyor...

Nişasta bazlı şekerin yaptığı kilolarla, artan pankreas kanseri arasında bağlantı var mı bu araştırılıyor şimdi dünyada...

***


Çok önemli bir bilgi verdi Prof. Kenan Demirkol...

“Dünya Ticaret Örgütü varoldunduğundan beri, dünyada hiçbir malın serbet ticaretini yasaklayamıyorsunuz...” dedi...

“Ancak Avrupa ülkeleri kota koyarak bu ürünü yüzde 3-4’te tutmayı başarıyorlar... Türkiye’deki kota ise azalmak bir yana artıyor...”

Doktorun anlattığının Türkçesi şu...

Biz baklava ve şöbiyet yiyerek, çocuklarımız da gofret ve dondurma yiyip, meşrubat içerek tehlikeye doğru hızla gidiyoruz...

Alkolde gösterilen özen, her üründe gösterilirse, belki daha inandırıcı olur... Keşke sadece alkolde olsaydı tehlike...

*****


İLK DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN ŞEMS!..

Arkamdan seslendiğinde, Ayşe Nazlı‘yla Küçük Bebek’e gelmek üzereydik...

Kardeşlerini öğle uykusuna yatırmış, Ayşe Nazlı’yla yemeğe ve alışverişe çıkmıştık...

Dönüp arkama baktım...

Genç bir kız, bir bebek arabasını sürüyordu...

Kız kendisini tanıttı... Çok yakın bir tanıdığımın akrabasıydı...

Arabadaki bebeği tanıştırdı bana...

“İsmi Şems...” dedi...

Salı günü doğum günü...

***


Yazılarda doğum günlerini kutlama adetim yok...

Fakat Şems’in yakından bildiğim bir öyküsü var...

O öyküyü izninizle yazmak istemiyorum...

Ancak Şems’in, bugün 1. yaşını kutlayacağı doğum gününü kutlamak istiyorum...

Dünyaya gelen ve yaşama sırası alan Şems bebeğin, “Ömür boyu çok talihli günler geçireceğini” biliyorum...

İlerde bir gün Şems bebek büyüdüğünde, bu gazete sayfasının sararmış yaprağını görecektir elbet...

Bebek’te soğuk bir kış günüydü... Denizin yanıbaşında annesinin sürdüğü bebek arabasında yatıyordu beni gördüğünde...

Çok güzel bir gelecek yaşamasını temenni ettik hepimiz...

Eminim ki o mutlu geleceği yaşayacak küçük Şems...

Doğum günün kutlu olsun yavrucuk...

DİĞER YENİ YAZILAR