Hangi siyasetçi Apo'ya 'kaç' dedi, açıkla Fehmi Koru!..

Haberin Devamı

Olaya “neyi kim, ne amaçla açıklamış?..” diye bakıp açıklananı es geçmem...

Demokrasiye, laikliğe, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerine ve ulaşmaya çalıştığımız Avrupa standartlarındaki medeniyete en önemlisi de insanın onuruna ve şerefine ne uygunsa başımın üstüne alır koyarım...

Geri kalanını hava gazı sayarım...

Çift kişilikli mi bilmem ama çift imzalı Fehmi Koru’nun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gençlik yıllarında Londra’da ev arkadaşı olması, iktidar ailesinin göbeğinde sayılması, elbet son zamanlarda yazdıklarının etkisini artırıyor...

Çünkü Fehmi Koru, bazen en güçlü ve perde arkası odakların üflediği haberleri, ustaca hazırlanmış senaryolar eşliğinde okuyucularına sunuyor...

Kendisi ne kadar inkâr etse de, Ergenekon’da içeri alınacakların hepsini önceden bildiğinden kuşkum yok...

***


Fark etmez benim için...

Belden aşağı pisliklere bulaşmadıkça, üfleyen çevrelerin haberlerinden ve Fehmi’nin analizlerinden, yararlanırım ben...

Dün kendi kimliğini gizlediği imzasıyla yani Taha Kıvanç mahlasıyla yazdığı yazıda çok önemli bilgiler vermiş Fehmi...

28 Şubat’ın başaktörlerinden Orgeneral Çevik Bir’in terör örgütü lideri Apo’yla görüştüğünü ve 6 maddelik bir mutabakat metni üzerinde anlaştıklarını yazıyor...

Öyle bir kaleme almış ki, “bu yazıdan Apo’yla görüşen Çevik Bir’in onunla anlaşmaya çalışan vatan haini olduğunu” sanabilirsiniz...

***


Oysa öyle değil...

O sırada devleti yönetenlerin, ülkeyi kana bulayan terör örgütleriyle, zaman zaman arabucular kanalıyla mesajlaştıkları, görüştükleri sır değildir...

Rahmetli Özal bunun için çok ünlü iki gazeteciyi kullanırdı...

İngiltere Hükümeti’nin, el altından IRA’yla yaptığı görüşmelerden, anlaşmalardan roman çıkar...

Bunları popülizm paketine sararak sokaktaki vatandaşa “Vay anasına sayın seyirciler... Demek vatan evlatları şehit düşerken adamlar herifçioğluyla görüşüyordu” mantığıyla rezil etmeye çalışmak, kendisine ciddi ve saygın diyen bir yazarın üslubu olmasa gerek...

Ama biliyoruz ki, Fehmi Koru’nun ciddiyet ve saygınlıktan önce, bağlı bulunduğu cepheyi korumak, karşı tarafı itibarsızlaştırmak gibi fonksiyonları var...

28 Şubat’a nasıl olursa olsun vurmak Fehmi’nin hedeflerinden, onun için Çevik Bir’i Apo’yla anlaşma sağlayan orgeneral yaftasıyla itibarsızlaştırmak, ciddiyet ve saygınlıkla alakası olmasa da, Fehmi Koru’nun karşı cepheye el altından geçirme amacına gayet uygun...

***


Ama Fehmi’nin yazısının bir yeri var ki, demokrasi açısından, bizi kimlerin yönettiğini öğrenmek babından, şeffaflık ve ötesi yönünden açıklanmasında kesin yarar var...

Fehmi diyor ki:

“Öcalan’a kaç diyen siyasetçiyi merak mı ediyorsunuz?.. Bekleyin!..”

Beklemeyelim ve hemen açıkla Fehmi...

“Hangi siyasi, ne amaçla Öcalan için, kaçsın” dedi?..

Öcalan nereden kaçacaktı?..

Apo, kim ne zaman üstüne geliyordu ki kaçacaktı?..

Meçhul siyasetçi niye Apo’nun kaçmasını istiyordu?..

Kaçması gerektiğini meçhul siyasetçi kime iletti?..

Açıkla bunları Fehmi...

“Az sonra” çekilecek bir olay değil bu çünkü!..


*****


BEN ARTIK BİR İRANLIYIM...


Ben artık bir İranlı haline dönüşüyorum!..

(Bilgisi kıt yarı eğitmen bozuntularına not: İranlı olunmaz Fars’laşılır diye ahkâm kesebilirsiniz az bilmiş sahtekârlar... Oysa Farısi durumlar etnisiteyi belirler... Ben Fars değil, İranlı olmaya başladığımı söylüyorum... İran’daki kültür Fars değil, molla kültürüdür... Onun da Fars’ı, Arap’ı, Türk’ü belirleyici değildir... Şimdi anladınız mı kazmalar?..)

Neyse efendim ne diyordum, ben artık TRT sayesinde hızla İranlılaşıyorum...

“Siz İranlılaştırabildiklerimizden misiniz, yoksa İranlılaştıramayabildiklerimizden misiniz?..”

Bu ifadeyi sesli okuyun...

Yeniden yazıyorum...

Siz İranlılaştırabildiklerimizden misiniz yoksa İranlılalıştıramayabildiklerimizden misiniz?..

***


Neyse...

Burayı geçtiysek, şimdi geliyoruz İran televizyonunu izleyerek İranlılaşacağım Zire Zamin, Zire Tigh Noghtechin isimli dizilere...

Zire Zamin’de 3 kafadar arkadaş var...

İkisi alkol aldıkları için polis tarafından tutuklanıyor ve hapse gönderiliyorlar...

İran televizyonundan program alacak TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i tebrik ederim...

Mükemmel bir İranlılaştırma yöntemi bulmuş kendisi...

Bilinçaltıma alkol içersen, içeri girersin algısı yerleşti bile...

Öteki dizi Noghtechin...

Onun Google’dan fotoğrafını aradım buldum, köşeye koydum...

Yeni imajım budur, saygılar sunarım...

***


Şimdi TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’e bir önerim var...

Ortalıkta size yağ yapmaya çalışıp ceplerini dolduran bir sürü yalaka yapımcı ve yönetmen var...

Hani istekleriniz doğrultusunda yapımlarına taassubi sahneler koymakta sakınca görmeyen, yalakalar var ya...

Bir zahmet onlardan isteyin, ricanızı kırmazlar...

İranlılaştıracak dizileri de hiç merak etmeyin İranlılar kadar çekeceklerdir...

Hem para İran’a kadar gitmez içerde kalır...

Adı da sözgelimi Avrupa Yakası değil, İran Yakası olur, hiç aramızda lafı mı olur?..

DİĞER YENİ YAZILAR