Evlilik dışı seks ilişkilerinin kasetleri ve 'ahlaksızlık'...

Haberin Devamı

Önceki gece saat 02’ye doğru bitti Çok Farklı programı...

Yarım saat Kanaltürk program müdürü Taner’in (Dileklen)
odasında oturdum eve gelip yattığımda saat 03’ü buluyordu...

Sabah 10’da Habertürk’ten Pelin Çift’in yazılı basın programı için beni almaya gelecekler...

Programa gireceğim, arkasından Yıldırım Demirören’in özel uçağıyla Kayseri’ye kupa finaline gideceğiz...

Günlük program almış başını gidiyor ben peşinden yetişmeye çalışıyorum öylesine bir durum...

Yayına beş dakika kala stüdyoya giriyorum, makyajım stüdyoda program jeneriği dönerken yapılıyor neredeyse...

MHP’nin Genel Başkan yardımcısı Bülent Didinmez sabah gazetede “Seks kaseti dedikleri imam nikahlı eşimle görüntüler... Bu benim özel hayatım kimseyi ilgilendirmez... Sadece aileme karşı sorumluyum... İstifa etmiyorum... Yola devam...” diyor...

***

Benim makyaj bitmiş, program başlarken Pelin Çift’e yukarıdan telefon geliyor...

“Bülent Didinmez de istifa etti...”

Belli ki “Bu benim özel hayatım, sadece aileme hesap veririm...” lafları sökmemiş Didinmez istifa etmek zorunda kalıyor...

Yazılı Basın programına bu sıcak gelişmeyle giriyor Pelin ve hemen soruyor seks kasetleri ve istifa sorusunu...

“Hepimiz Deniz Baykal olayında yeterince duyarlı davranmayarak hatalı davrandık...” diyorum...

“Baykal olayındaki seks kasetleri Türkiye’de yeni bir süreci başlattı... Seks kasetleriyle şantaj ve görevden el çektirme sürecini...”

***

Evli politikacıların, sanatçıların, gazetecilerin başka kadınlarla seks kasetlerinin ortaya çıkartılması, uzunca bir süredir adım adım dalgalanarak yayılmakta olan bir süreç...

Ancak Baykal olayında bu süreç “zirve” yaptı ve suç örgütleri açısından inanılmaz bir “başarı” kazandı...

Suç örgütlerinin başarısı bir “Seks kasetiyle ana muhalefet liderini yerinden etmektir...”

Madem ki seks kasetleriyle sonuç alınabilmekte...

O zaman “politika” bu illeti sonuna kadar kullanacaktır...

***

Başbakan Tayyip Erdoğan seks kasetleriyle ortaya çıkan görüntüleri “özel hayat kapsamında görmüyor...”

“Eşiyle olan görüntüler değil ki özel olsun...” diyor...

Sanıyorum seçim kampanyasının şehveti söyletiyor bu sözleri...

Çünkü tam tersine özellikle tam da bu konu “özel hayattır...”

Çünkü özel hayat dediğiniz şey, kamuya açık ve yönelik suç işlemediğiniz sürece, kendi tercihleriniz, yaşam biçiminiz doğrultusunda yaşadığınız hayattır...

Özel hayatınızın eşinizde ve çocuklarınızda yaratacağı mutlu mutsuz yansımalar, ailenizi ilgilendiriyor...

Siyasi kariyerinizi değil...

Oysa sizin seks kasetinizi çekip, bunu yayınlayan ve şantaj aracı olarak kullananlar açık bir “suç” işliyorlar...

Bu suç toplumu kemirmeye, çürütmeye ve yok etmeye yönelik bir suç...

***

Yazılı basın programında Pelin Çift’e yıllar yılı televizyon haberlerinde kullandığımız gizli kamera kriterlerini anlattım:

“Eğer bir yetkili rüşvet alıyorsa ve onu belgeliyorsak, gizli kamera kullanırdık...

Eğer görevi başındaki diyelim bir doktor, hastalarını açıkça cinsel olarak tacize yelteniyorsa...

Şifa bulduğunu söyleyen bir şifacı, hastasına şifa buluyorum diyerek tacizde bulunuyorsa, gizli kamerayla tespit ederdik...

Bir görevi yaparken bu görevi kötüye kullanma, suç işleme aracı haline getirmek suçtur...

Bunun kamerayla saptanmasıdır gizli kameranın kamusal yarar için kullanılması hadisesi...

“Hiç kimsenin evinin içine, yatak odasına kamera sokamazsınız” derdim haber merkezindeki arkadaşlara...
Bunca yıl, bunca olayda hiç kimse girmedi bizde bu olaylara...

Başbakan acil olarak “şantaj ve kasete alma suçunu işleyenleri” hedef tahtasına oturtmalı, bu suçu işleyenlerden hesap sorulacağını net bir ifadeyle açıklamalı...

O zaman seçimi kazanır mı bilmiyorum...

Ancak insanların vicdanını kazanır!..

*****

UĞURLU GELEN UÇAK VE BEŞİKTAŞ’IN KUPA FİNALİ

İlk günlerde “uçak kiralayarak” gidiyorduk bir aylık kısacık bir sürede her bir tarafa yetişebilmek için...

2004 Mayıs’ının başında aniden istifa etmişti Beşiktaş Yönetim Kurulu...

Bir anda seçim ortamı doğdu ve bir aylık kısacık bir sürede iki grup yönetime aday oldu... Ben ne olduğumu anlamadan, kendimi bu küçük özel uçakların içinde buldum...

Yıldırım Demirören’le birlikte dört bir yanda konuşlanmış “Anadolu’nun Kartal Yuvaları”nı dolaşmaya çıktık...

Çok geriden başlamıştık yarışa... Rakipler çoktan mesafe almışlar, desteklerini, ittifaklarını sağlamışlardı...

Bu kadar geriden bu yarışı kazanmak imkansız görünüyordu...

***

Neredeyse her sabah bir yerlere gidiyorduk...

İzmit, Konya, Sakarya, Bursa, İzmir...

Bir ay içinde “Türkiye’yi baştan aşağı dolaşmak” Beşiktaş’la mümkün olmuştu...

Sonra baktı olmuyor, bir özel uçak aldı ve o özel uçakla gitmeye başladık...

Küçük 8 kişilik bir uçaktı...

Her seferinde 4-5 kişi uçağa biner, “kader yolcuları”nın birbirlerine duydukları gizli dayanışmanın sihriyle, bir havaalanından bir başka havaalanına konar dururduk...

O küçük uçakla son yolculuğumuzu nereye yaptık şimdi hatırlamıyorum...

İstanbul’daki finali iyi hatırlıyoum...

Çok gerilerden geldiğimiz bir yarışı önde bitirmiş “Beşiktaş Kongresi”ni kazanmıştık...

Uçak mı uğurlu gelmişti, aramızdaki sihir ve dayanışma mı bilmem...

O küçük uçakta geçen bir ayın sonundaki 2004 kongresinde Yıldırım Demirören Beşiktaş’a Başkan, ben de yönetici seçilmiştim...

Bir ay boyunca, o küçük uçakta geçen “sihirli” günler sona ermiş, artık yöneticilik dönemi başlamıştı Beşiktaş’ta...

***

O küçük uğurlu uçağa arada bir daha bindim mi hatırlamıyorum...

Ancak dün, kupa finali için Kayseri’ye gitmek üzere bindiğimde, “İnşallah uğurlu gelir” diye girdim uçağa...

Basit bir Türkiye Kupası finali gibi gözüküyor...
Oysa öyle değil...

Bu akşamki finali kazanıp kupayı alamazsa, büyük olasılıkla Avrupa’ya gidemeyecek Beşiktaş önümüzdeki sezon...

Tarihinin Quaresma’lı, Simao’lu, Guti’li, Fernandez’li, Almeida’lı en muhteşem kadrosu Avrupa’ya çıkamayacak, bugün alınacak bir yenilgi halinde...

Beşiktaş Avrupa’ya çıkamayacak o kadroyu nasıl muhafaza edecek ayrı bir muamma...

Hayat en kolay ve en keyifli göründüğü zamanlarda bile bir “sırat köprüsü”dür...

Şimdi o sırat köprüsünden küçük uğurlu uçakla geçmeye çalışıyoruz...

Hayırlısı Allah’tan...

DİĞER YENİ YAZILAR