Emine Erdoğan Tekbir giyimciyi aforoz edecek!...

Haberin Devamı

Moderniteyi savunanların yıllardır söyledikleri için dillerinde tüy bitiren ve fakat “sakalları olmadığı için dinletemedikleri olay” sonunda bir sakallı sayesinde gerçekleşti...

O sakallı şahıs Tekbir Giyim’in sahibi Mustafa Karaduman’dır...

“3 karım var... Size ne...” diyebilecek kadar egosunu ve cebini şişirmiş olan Mustafa Karaduman’ın açıklamaları Türkiye’deki laikleri aşırı derecede rahatsız etmiş olabilir ama bir rahatsız olan var ki, o rahatsız kişi yakında bizzat Mustafa Karaduman’ı rahatsız edecek...

O kişi Emine Erdoğan’dır...

Uzun zamandır duyuyorum ki Emine Erdoğan Mustafa Karaduman tipi “ılımlı İslam erkeklerinin kadınlarla ilişkilerinin” amansız düşmanı, ılımlı İslam anlayışlarından mağdur kadınların sığındıkları bir limandır...

Bakanlar arasında, üst düzey bürokratlarda, AKP’nin ileri gelen çevrelerinde, hangi ılımlı İslam mağduru kadın varsa soluğu Emine Erdoğan’ın yanında alıyordu...

Kendisine söylenen cümlenin meali şöyleydi:

“Hanımefendi, bizimki yine rahat durmuyor... İnançları öne sürerek yeni atılımlar yapıyor...”

Anlamı şudur:

“Bizim ılımlı İslam bey, çevrede yeni bir eş bulmuştur... İmam nikâhlı türünden... Onu da fiilen üzerime alıp yaşamaktadır... Ses de edemiyorum... İnançlarımız engel...”

***

Malum ılımlı İslam beyefendiler 4 eşe kadar çıkabileceklerini espriden başlayarak, gerçeğe dönüştürmekte mahirdirler...

Nitekim Mustafa Karaduman Beyefendi bizim Vatan muhabirini hafiften tersliyor;

“Sana ne kardeşim” demeye getiriyor, “Alan memnun, satan memnun, hep beraber yaşıyoruz... Çocuklar benim üzerimde... Anaları belli... Sana ne oluyor?” demeye getiriyor...

Bize ne oluyor bilemem ama Mustafa Karaduman isimli ılımlı İslam beyefendi, ipini kendi eliyle çekmiştir...

***

Buraya yazıyorum...

Tekbir Giyim’in sonu “Tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir” özdeyişini hatırlatacaktır...

Bugüne kadar “kadına yönelik ılımlı İslam inançlarını uygulamaya yeltenen” bakan ya da AKP üst düzey yöneticilerinin başına ne geldiyse, Tekbir Giyim’in sahibinin başına da o gelecektir...

Emine Erdoğan mümkün değil bunu affetmeyecektir...

Çünkü ılımlı ya da ılımsız İslâm olsun, Emine Erdoğan bir kadındır...

Üstelik sıradan bir kadın değildir...

Bırakın üstüne kadın almayı, bu işin ılımlı İslam’a dayanarak esprisini yapanı benzetmektedir...

***

Ben Türkiye’nin en çapkın erkekleri arasında bile Mustafa Karaduman türü bir ego görmedim...

“O da memnun, bu da memnun... Hep beraber memnun memnun yaşıyoruz işte...” diyen, diyebilen dünya çapında bir çapkına bile rastlayamadım...

Kadınlarına karşı en cüretkâr hayatı yaşayan Picasso bile, bu kadarına tevessül etmemişti...

En fazlası kadınları onun için aralarında kavga ederlerse, karışmaz “aranızda halledin” der, resmini yapardı...

Mustafa Karaduman Picasso’yu da geçmiş...

Hep beraber bir evde, alan memnun, satan memnun yaşayıp gidiyormuş...

“21 yaşında yeni bir kızla imam nikâhı yaptı” haberini de tekzip etmiş bu vesileyle...

***

“Yürü be Mustafa seni kim tutar” diyeceğim ama biliyorum ki Emine Hanım fena yapacak onu...

Aforoz edecek kendisini...

Bu Mustafa Karaduman demiş ki geçenlerde, “Ilımlı İslâm denilen şeye doğru gidiyoruz...”

Hadi bakalım kolay gelsin...

“Amacımız daha fazla kadını örtmektir” diyen de bu zat-ı muhteremdi...

Sakın kimse bir şey yapmasın...

Nah buraya yazıyorum...

Emine Erdoğan hesabını görecek zatıalilerinin...

*****

MUHTEŞEM BİR FİLM...

İki hafta oldu vizyona gireli... Bu kadar zamandır filmi görüp yazmadığım için ben üzülüyorum, hiç olmazsa bir çok kişi daha yazıyı okur, izlerdi diye...

İlk yarı olduğunda “film daha şimdi başlamamış mıydı” dedim kendi kendime...

İspanya’da “5 kıtadan ülkelerle dünyadaki terörizme karşı tarih yazmaya” yeltenen ABD Başkanı’na yapılan bir suikastin, Başkan’ın, suikastçıların, televizyon yönetmeninin, korumanın, amatör kamerasıyla olayı çeken sıradan vatandaşın gözünden farklı bakış açılarıyla ve müthiş bir kurguyla veren filmin adı Vantage Point (Bakış Açısı)...

Pete Travis’in yönetmenliğine baksın da bizdeki yönetmen müsveddeleri, film nasıl yönetilirmiş görsün...

Bu işler afra tafra yapmakla, yaratıcı pozlar vermek, eften püften havalar atmakla olmuyor...

Bir yönetmen bu kadar mı tempolu, bu kadar mı zor kurgulu bir işi hiçbir devamlılık sorunu yaşamadan çıkartabilir...

Filmin nispeten tek zayıf tarafı finali...

Final biraz ucuz Amerikan finali olmuş ama bir dakikasını kaçırmayacağınız böyle bir film için, “bu kadar kusur kadı kızında da olur” denir...

Mutlaka izleyin...

Keyifli zaman geçirmezseniz bana lanet okuyun...

DİĞER YENİ YAZILAR