Dün kendi köşemin bulunduğu sayfada gördüm önce Abdullah Gül’ün yarım sayfa verilmiş ilanını...
Cumhurbaşkanı CNN Türk’e çıkacak diyordu saat 20’de, Taha Akyol’un sorularını yanıtlayacak...
Ne yapıp edip saat 20’ye kadar bekledim ki, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olarak bu önemli canlı yayınını izleyeyim yazıyı vermeden önce...
Şu anda canlı yayında röportaj devam ediyor, Abdullah Gül konuşuyor...
Ancak Cumhurbaşkanlığı sorusunu sordu Taha Akyol...
Alttan girdi, üstten çıktı ki Abdullah Gül “bir dönem daha Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını koyacak mı koymayacak mı” cevabını alabilsin...
- “Henüz daha erken” dedi Abdullah Gül bu konuşmaları yapmak için...
Ben Taha Bey’i merakta bırakmayayım...
Tayyip Erdoğan Başkanlığa çıkacaksa, Abdullah Gül Başkanlığa soyunmayacak kadar akıllı ve duygularını kontrol edebilen bir siyasetçidir...
Herkes Abdullah Gül’ü yanlış hesaplıyor...
Onu Refah Partisi’nde düz milletvekili olduğu günlerden beri tanıyorum...
Göz göre göre bir çatışmaya girdiğine hiç şahit olmadım...
Hele hele riskli bir çatışmaya...
Gül daha önce Tayyip Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı’na çıkmak kosununda ısrarlı oldu mu?..
Evet oldu...
Oldu çünkü o zaman Tayyip Erdoğan kendisi Cumhurbaşkanlığı’na çıkmayacaktı...
O zamanki Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ü düşünüyordu Cumhurbaşkanlığı için...
Abdullah Gül, Vecdi Gönül’e karşı kendisi için ısrarlı oldu...
Ancak bu kez durum farklı...
Oraya bizzat Tayyip Erdoğan çıkmaya hazırlanıyor...
Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan’ın çıkmayı düşündüğü bir makama çıkmayı ve onunla karşı karşıya gelmeyi düşünmez...
Bu hesaba kimse girmesin...
Gül böyle bir şey yapmaz...
GÜL: BAZI GAZETECİLERİN TUTUKLANMASI TÜRKİYE ÜZERİNDE GÖLGE YARATTI...
Taha Akyol’un Cumhurbaşkanı’na sorduğu en önemli sorulardan biri “tutukluluk süreleri ve gazetecilerin tutuklanmasıyla” ilgiliydi...
Dün gece gazeteler için “haber değeri taşıyacak” sözler söyledi bu konuda Cumhurbaşkanı...
- “Gazetecilikleri olarak yaptıkları öne çıkan, bazı gazetecilerin tutuklanmaları ve uzun süre tutuklu kalmaları, Türkiye’nin parlayan imajına gölge düşürmüştür...” dedi...
“Daha önce terör örgütünün mensubu gibi hareket eden gazeteciler tutukluydu... O zaman kimse bir şey demiyordu bunlarla ilgili... Ne zaman ki gazetecilikleri ön planda olanlar tutuklandı, bu sefer ötekilerin de tutuklanması eleştirilerin içine dahil oldu... Bu Türkiye üzerinde bir göge oluşturdu...”
Sanırım Ahmet Şık ve Nedim Şener’le başlayan sürece işaret ediyordu Cumhurbaşkanı...
Abdullah Gül, yabancı bir Cumhurbaşkanı’nın kendisine “Osmanlı’dan beri dünyada Türk bayrağı bu kadar geniş bir coğrafyada dalgalanmıyor... Çok şansılısın...” dediğini hatırlattı...
- “Bu gurur tablosunu demokrasisi üzerinde gölge olan bir ülke algısıyla bozmamak lazım...” diye konuştu...
Mesaj açıktı ve Türkiye’nin önünün açılmasını arzu ediyordu...
ABDULLAH GÜL VE BAŞKANLIK SİSTEMİ...
Açıkça söylemedi fakat vücut dili söyleyiş biçimi, vurguları ve laflarının gittiği yer Abdullah Gül’ün en azından Türk usulü Başkanlık sistemine karşı olduğunu gösteriyordu...
Öyle bir örnek verdi ki bu örnek önümüzdeki dönemde önemli bir tartışmayı belli ki beraberinde getirecek...
- “Parlamenter demokrasimiz Türk usulüydü, haliyle bir çok tartışmayı beraberinde getiriyor ve eleştiriliyordu... Bir sakıncadan uzaklaşırken diğer bir sakıncaya gitmemek lazım... Türk usülü Başkanlık sistemi gibi sözler, bu dezavantajlara yol açabilirler...”
Abdullah Gül Başkanlık sistemine daha doğrusu zayıf Başbakanlık sistemine karşı çıkacak...
Çünkü esasen Tayyip Erdoğan’a karşı Başkanlığa aday olmayacak, fakat fakat zayıf bir Başbakanlığı da içine sinderemeyecek...
Tartışmanın düğümlendiği yer burası...
Anahtar terör sorunun çözülmesi ve “silahların bırakılmasın”dadır...
Bu gerçekleşirse, Tayyip Erdoğan Başkanlık sistemine istediği şekilde gitme konusunda arkasında yeterli desteği bulacak ve buraya gidecek...
Amaç budur...
AŞK VE SAHİPLENMEK...
“Yirminci yüzyılın en tanınmış misiklerinden birisidir...” deniyor Osho için...
Bombay’ın 160 kilometre güneydoğusundaki Pune kentinde “Osho Meditasyon Beldesi”ni kurdu...
Her yıl dünyanın farklı ülkelerinden binlerce kişi bu beldeye gelerek meditasyon yapıyor...
Bugün Osho‘nun Farkındalık isimli kitabından “Aşk ve Sahiplenmek” isimli bölümünden bazı alıntılar yapacağım...
Herkes sevdiğine, sevgilisine sahip olmaya çalışıyor...
Bu aşk değildir...
Aslında birine sahip olduğunda ondan nefret edersin...
Onu yok edersin...
Onu öldürürsün...
Aşk özgürlük vermelidir...
Aşk özgürlüktür...
Aşk sevileni daha çok özgürleştirecektir...
Ancak bu aşkı sen bilmiyorsun, çünkü sadece sen farkındaysan gerçekleşecektir... O bir hapishane, hücre haline gelemez...
Sen aşkın bu halini bilmiyorsun...
Ancak onun farkında olduğunda bu aşk gelir...
Sen günah olan aşkı biliyorsun çünkü uykudan çıkmadır o...
ZİHİN YA GEÇMİŞTE YA GELECEKTEDİR ŞİMDİYİ YAŞAMAZ!..
“Zihin her zaman ya geçmişte ya gelecektedir...
O şimdiki zamanda bulunmaz...
Zihin için şimdiki zamanda bulunmak imkansızdır...
Şimdiki zamandayken nasıl düşenebilirsin ki?..
Geçmiş hakkında düşünebilirsin...
O halihazırda hafızanın bir parçası haline gelmiştir...
Gelecek hakkında düşünebilirsin, henüz ortada yoktur...
Zihin onu hayal edebilir, geleceği hayal edebilir...
Zihin ya geçmişin içinde dolanabilir, ya da geleceğin içinde dolaşır...
Zihin nasıl olup da şimdiki zamanda çalışabilir?.. Orada zihnin hareket etmesi için yeterli alan yoktur...
Şimdiki an sadece bir bölme çizgisidir...
Yer kaplamaz...
O geçmişle geleceği böler yalnızca...
Şimdiki anda bulunabilirsin, fakat şimdiki anda düşünemezsin...”
(Osho... Farkındalık kitabından)

