Şeref, haysiyet vs.

Haberin Devamı

Tayyip Erdoğan hafta sonunda beklenen basın polemiklerine girmedi. Belli ki bazı yakınlarının tavsiyesine uymuştu. Ama bağıracak ya, bu kez de CHP’ye bağırdı.

Bu aralar sık sık “şeref” kelimesini kullanıyor, ağız dolusu “şerefsiz” diyor.

Bu kelimeleri kullanırken insan çok dikkatli olmalıdır. Erdoğan bu dikkati göstermiyor. Çünkü birilerine “şerefsiz” derken, partisinin yöneticisi Şaban Dişli’nin nüfuz suiistimali yaparken yakalandığını hatırlaması gerekir. Dişli, parti yöneticiliğinden istifa etti ama halen AKP’li ve milletvekili.

Cezası belki kabine değişikliğinde bakan olması ihtimalinin artık kalmamış olmasıdır. Yine de belli olmaz, “ben yaparım olur” tavrını delikanlılık zanneden kişi, meydan okumak adına onu bakan bile yapabilir.

***


Erdoğan “şeref” diyor, “haysiyet” diyor. Kendi yakın çevresinden olan RTÜK Başkanı’nın yaptığı açıklamada söylediklerinin aksine, kanuna aykırı olarak ticari faaliyetlerini sürdürdüğünün ortaya çıktığı aklına gelmiyor. Aklına mı gelmiyor, yoksa aklına fena halde geldiği için başkalarına ağız dolusu “şerefsiz” diyerek içindeki yarayı unutmaya mı çalışıyor...

Bu “şeref”, “haysiyet” meseleleri pek ince meselelerdir. Bakan çocuklarının 20’li yaşlarda ticaret yaparak büyük paralar kazanmaları kimine göre çok doğaldır, kimine göre “şeref haysiyet” meselelerini akla getirir.

“Şeref, haysiyet” kelimelerini akla getiren durumların ille de kanunda yazılı ve yargı gerektiren fiillerle ortaya çıkması gerekmez. Göz göre göre yalan söylemek kanunlarda yazılı bir suç olmayabilir, ama bunu yapan bir kamu görevlisinin yönettiği kişilerin yüzüne bakamaması gerekir.

***


Fakir fukaraya destek olmak için toplanan paralarla ticaret yapmanın da şeref, haysiyet durumlarıyla fazlasıyla ilgisi vardır. Dini inancı olanların parasını, inancını kullanarak alanları takip etmek, bu paraların Türkiye’deki izlerini tespit etmek, hangi “şerefsizlerin” bu iğrenç hırsızlıktan nemalandığını tespit etmek yerine her gün başkalarına “şerefsiz” diye bağırmanın da bir açıklaması olmalıdır.

Ya RTÜK başkanı?

İstifa etmemekte direnmekle, AKP tarafından korunmakla “şerefini” korumuş mu oluyor?

Bu “şeref, haysiyet” meseleleri gerçekten çok ince meselelerdir, o yüzden bu kelimeleri kullananların çok dikkatli olması gerekir.

DİĞER YENİ YAZILAR