Deniz Feneri’ni geceleri soygun yapan hırsızların kullandığı el fenerine benzetenler sonunda haklı çıkacak galiba!
Alman mahkemesinin cezalandırdığı suçlar öyle anlaşılıyor ki, altına devamlı pislik süpürülmüş bir halının sadece ucunu kaldırmaktan ibaret bir işlem oldu.
Mahkeme “Asıl failler Türkiye’de” demekle kalmadı, adalet için kimlerin üstüne gitmek lâzım onu da söyledi.
Orada yakalanıp hüküm giyenler birkaç piyondur. Vezirler, şahlar Türkiye’dedir ama koruma altında olsalar bile ne kadar saklanabilirler?
Artık kaçış yoktur. CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu’nun dün açıkladığı iki yeni belge, bu beklentinin boşa olmadığını gösteriyor.
Dolandırıcılık büyük çapta, çalınan minarelere kılıf uydurma şeytanlığına dayanır. Birkaç haftadır marifetlerini izlediğimiz dolandırıcılar halkı Allah’la aldatmanın ağır günahına batmış insanlardır. Herhalde o nedenle yaptıkları Allah tarafından ayaklarına dolaştırılıyor!
Gemi böyle kurtulur!
İki belgeden biri Deniz Feneri davasında 5 yıl 10 ay hapis cezasına mahkûm olan Mehmet Gürhan’ın Kanal 7 Genel Müdürü Zekeriya Karaman’a noterden verdiği vekâletnamedir.
Bu belgenin gerçek olması mümkün değil. Çünkü noter, Mehmet Gürhan’ın Karaman’ı vekil tayin ettiğine dair belgeyi Eyüp’te Haliç Denizcilik şirketi üstüne kayıtlı adreste imzaladığını belirtiyor.
Mehmet Gürhan o tarihte Eyüp’te olamaz, Almanya’da ve cezaevindedir!
Peki niçin bu sahtekârlık göze alınmıştır?
Alman savcıların tespit ettikleri Haliç Denizcilik şirketine iddianamede yer alan bir tanık ifadesine göre Deniz Feneri’nden gemi satın alınması için 400 bin euro gönderilmişti. Yani Atlas-1 adlı gemi, halktan toplanan yardım paraları ile satın alınmıştı.
Sahte belgeler, işte bu şirketi ve gemiyi mahkemeden kaçırmak amacıyla düzenlenmişti. Nitekim ikinci belge yine aynı noterin onayladığı bir “devir temlik” sözleşmesidir ve bununla Alman cezaevinde tutuklu bulunan Mehmet Gürhan, Haliç Denizcilik’teki tüm hissesini büyük ihtimalle haberi bile olmadan, Kanal 7’nin yönetim kurulu üyesi İsmail Karaman’a devretmiştir!
Katmerli dolandırıcılık
Düşünün adaletin kaç kez tecavüze uğradığını...
Alman adaleti, Deniz Feneri dolandırıcılığını deşifre ederek gurbetçilerin mağduriyetini giderecek, çalınan paralarından hiç değilse bir kısmını onlara geri ödeyecek fırsatı yaratmıştır.
Ama Alman mahkemesinin Türkiye’de olduklarını belirttiği “asıl failler” yani “büyük kafalar” sahte belgeler düzenlemek suretiyle, merhametini sömürdüğü gurbetçileri ikinci kez soymuşlardır.
Dişinden, tırnağından, canından, kalbinden veren iyi insanlar... O paraları bekleyen yardıma muhtaç çaresizler... Tam ortada paralara yön değiştiren vicdansızlar...
Dolandırılan iyi insanlara geri dönmesi gereken önemli bir para, Haliç Denizcilik şirketindeki Mehmet Gürhan hissesinin sahte noter belgeleri ile Zekeriya Karaman’ın hâkim ortağı olduğu Beyaz Holding’e aktarılmış, kaçırılmıştır.
Merak ediyor insan Zekeriya Karaman ve çevirdiği çarkı koruyanlar geceleri acaba nasıl uyuyorlar?
Zekeriya Bey, sen nasıl uyuyorsun?
Haberin Devamı