Meclis bu hafta MİT’çileri özel yetkili savcının elinden kurtaran bir yasa yapmak için kafa yoracak.
Kişiye özel yasa çıkarmış duruma düşmemek için, Başbakan tarafından dokunulmaz kılınan devlet görevlilerinin listesi uzatılacak görünüyor.
Özel yetkili savcıların yetkilerini belirleyen CMK’nın 250 ve 251’inci maddeleri için değişiklik teklifi Meclis Adalet Komisyonu’na yarın sunulacak.
Teklif MİT Müsteşarı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, Başbakanlık Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü gibi önemli görevler üstlenmiş kişiler hakkında soruşturma açılabilmesini Başbakan’ın izin vermesi şartına bağlıyor.
CHP’den yükselen ilk itiraz, çatışmalı bir yasama haftası yaşayacağımızın işaretini verdi. CHP’li Muharrem İnce “Başbakan’ın istediği yetki Pargalı’da bile yok” dedi.
Ayrıca Başbakan’ın iradesine verilmiş bu dokunulmazlık modelinin, kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetki olduğunu öne sürdü.
Keşke AKP muhalefetin itirazını ciddi olarak tartışmaya razı olsa...
Çünkü hukuk ve siyaset bilimi alanında uzman olmayanlar bile, bu düzenlemenin kuvvetler ayrılığı ilkesinden yargı aleyhine vahim bir sapma yaratacağını hemen görecektir.
Yargının yürütme üstündeki denetim alanı daralacak, iktidar hesabına partizanca suç işleyen bürokratlara yargı uzanamayacaktır.
Millet Meclisi, hukukun üstünlüğü idealini bir an bile unutmadan bu soruna çözüm aramalıdır.
Türkiye son yıllarda bu kaygıdan koparılmış olarak yargı operasyonları yaptı ve ülke her gün adaletten, eşitlikten, haktan, hukuktan uzaklaştı.
Sebebi özel yetkili mahkemelerdir.
Doğal hâkim ve doğal mahkeme ilkesinden ve inancından beslenmeyen bir yargı çürümüş temele benzer, hiçbir tamir onu düzeltemez.
Son Anayasa değişikliğine göre Genelkurmay Başkanı iken işlediği iddia edilen suç sebebiyle İlker Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanması gerekiyordu.
Özel yetkili savcı, Anayasa’nın emredici hükmüne rağmen Başbuğ’u kimseye bırakmadı, sorgulayıp tutukladı.
MİT Müsteşarı’nı korumak için yasa imal edenler, Başbuğ örneği ortada dururken yapacakları yasanın işe yarayacağından çok emin olmamalı.
Hukukun üstünlüğünü egemen kılmanın tek yolu özel yetkili savcı ve mahkeme düzenine son vermektir..
İntikam baldan tatlı demişler. Ama adaletin kılıcı bu tatmine alet edilmemelidir.
İktidar hukuk üretirken menfaatini değil adaleti düşünmelidir!
Savaş asla!..
Başbakan’ın ve Dışişleri Bakanı’nın söylemleri Türkiye’nin Suriye’ye yürüyeceği şüphesini davet ediyor.
Cumhuriyetin geleneksel dış politikasından kolay vazgeçilmeyeceğine inanmak istiyorum.
Daha önce böyle davetlere, tahriklere hep aynı cevabı verirdik:
“Siz savaş bitince gideceksiniz; biz komşu olarak sonsuza dek yüz yüze bakacağız.”
Evet; Suriye’de kuşaktan kuşağa miras kalan bir kin ve intikam duygusunun muhatabı konumuna asla düşmemeliyiz.
İran ve Rusya faktörlerinden fazla ülkeyi bölmek için devletin acze düşeceği günleri pusuda bekleyen iç düşmanları hesaba katmalıyız.
Büyük kentleri PKK’nın patlayıcı ile doldurduğunu Oslo bantlarından öğrenmiştik. Bu tespit üst üste operasyonlarda doğrulandı.
Dün Diyarbakır’da patlayıcı yüklü bir kamyon yakalandı.
Türkiye, Esad’ı insanlığa davet etmek için askerden ve savaştan başka bir çare bulmalı!
Yap bir kanun!
Haberin Devamı