Sinema şöleni başlıyor

İstanbul Film Festivali, 6-17 Nisan tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

İstanbul Film Festivali şehrimizin kültürel baharına düşen ilk cemre gibidir. Bu yıl da festivalin dünyanın dört bir yanından getirdiği filmler ve hikayeleri ruhumuzda açan bahar dalları gibi bizi tazeleyecek, ötekilerin hislerini paylaşmamızı sağlayıp, aramızdaki duvarları aşındıracak. 37 yıldır Türkiye kültür sanat ortamının katalizörü olan festival bu yıl da son derece heyecan verici bir programla sahneye çıkmaya hazırlanıyor. Naçizane ve şahsi tercihlerime bir göz atalım..

Köpek: İnsan sahip olduğu herşeyi kaybedince, lanetlendiğine inanıp, artık insan olmaya layık olmadığına inanabilir mi? Rahatsız edici olsa da, insanın köpek olmaya karar vermesini anlatan, umutsuzluğu karamsar bir isyana dönüştüren grotesk bir film.

Katil Marlina: Prömiyerini Cannes film festivalinde yapan film, Endonezya’lı bir Kill Bill hikayesi. Nefis sinematografisi, atıyla yolların tozlarını attıran Marlina’nın westernvari halleri ve gerçekçi oyunculuğuyla feminist bir katharsisi garantiliyor.

Haberin Devamı

Ev: Asghar Farhadi’nin sinematik dilini çağrıştıran gerçekçi, takip planlarıyla, temposu yüksek, oyunculuğun ön planda olduğu sürükleyici bir kadın hikayesi.

Dokunma Bana: Berlin film festivalinden Altın Ayı’yla dönen film beden ve cinselliğe bakışımızı sorgulayan, terapi seansları belgeseli çağrıştıran cesur bir yapım.

Türk filmleri görücüde
Her zaman ilk merak ettiğimiz bölüm olan Türkiye Sineması bölümünde ise görücüye çıkacak taptaze yapımlar var.
Murat Düzgünoğlu’nun Halef’i, Türkiye sinemasında az işlenen bir konuyu; ezoterizmle materyalizmin çarpışmasını işlerken, Sundance festivalinden büyük ödülle dönen Tolga Karaçelik’in Kelebekler’i ise anlatımı ve kendine özgü mizahıyla izleyicilerin merakla beklediği filmler. Tayfun Pirselimoğlu’nun karamizahının yine parlayacağını hissettiren Yol Kenarı, Vuslat Saraçoğlu’nun Borç’u, ve prömiyerini Berlin film festivalinde yapan Banu Sıvacı’nın Güvercin’i ise kadın yönetmenlerin farkını hissettirecek.
Hala izlemediyseniz Semih Kaplanoğlu’nun Buğday’ı ve Ümit Ünal’ın Sofra Sırları da bu seçkide.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR