Senin gibi sevgilim olsun 1 milyon YTL borcum olsun

Bu haftanın gündemi kaybettiğim cep'ti... Taziyelerini iletenler, yenisini göndermek isteyenler... Ha bir de uzak diyarlardan konuklar geldi. Onları gözünü sevemediğim internet armağan etti. Başlık mı?.. Bir aşığımın söylemi, vallahi tanımıyorum kendisini...

Haberin Devamı

Sizi sevmiyordum ama
Başta bana çok antipatik gelseniz de zamanla sizden aldığım negatif enerji nörtleşti. Geçen gün önerdiğiniz Pera Thai Restoran dikkatimi çekti, Uzakdoğu mutfağını ben de severim. İçimden bir ses sizi dinlememi söyledi. Geçen akşam gittik, inanın çok ama çok memnun kaldık. Yemekler inanılmazdı. Galiba artık sizi sempatiyle okuyacağım. Beğendiğiniz yerleri yazmaya devam edin de biz de öğrenelim. (Yeşim ÇEVİK)

* Gelin anlaşalım, ben yazmaya devam edeyim, siz de içinizdeki sesi dinlemeye... Bu çok daha güzelmiş. Sevimsiz göründüğüm birinden onay almak yani. Ve ama... Tanışanız severdiniz siz de...

Film önerilerine devam et
Yazılarınızı beğenmememe (sebebi cinselliği duygusuz bir boyuta indirmiş olmanız ve bununla övünmeniz) rağmen, Che yazınız gerçekten etkileyiciydi. Efsaneleşmiş haliyle değil de, içimizden biri anlatmışsınız. Motosiklet Günlüğü, herkesin onun insan yönünü görmesi açısından çok güzel bir film. Böyle önemli bir konuda yol gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bir de tavsiye: Gerçek aşkı arayın, uğruna aptal bir şarkıda bile ağlayabileceğiniz gerçek aşkı... Cinsellik o zaman güzel.
(Savaş KARADAĞ)

* Cinselliği duygusuz boyuta indirmek mi?.. Öyle olsa her gece yanımda biten biriyle çıkmaz mıydım bardan el ele?.. Hala parmak uçlarında kalanla kanayan biri için yanlış bir tavsiye.

Seni bırakmak istemiyorum
Sevgili Drew, seni bir İzmirli olarak İstanbul'da, VATAN Gazetesi'nde tanımış olmaktan büyük keyif ve haz duyuyorum. Biraz haşarı olsan da İzmirli olman bazen her şeye kafi geliyor. Yalnız bir problem var. Ben 4 ay içinde o çok sevdiğime, yani İzmirim'e geri döneceğim. Giderken seni buralarda bırakıp gitmek istemiyorum. Malum, günlük yazıların VATAN 34'te çıkıyor. Nasıl takip edebilirim seni?.. İnternet'te bulabilir miyim?.. Geçenlerde baktım göremedim. Yardımcı ol da senden beni vazgeçirme. (LÜTFÜ BABA)

* Belki biliyor, belki bilmiyorsunuz, gazete okurken eller boyanmalı diye internete uzun süre direndim ben. Ama siz o kadar üstelediniz ki sonunda gittim müdüre. Sanırım Vatan'ın hali hazırdaki internet sitesinde varım. Yoksam da adresinizi verin de VATAN 34 postalayayım her gün size. Yeter ki bensiz kalmayın diye...

Mısır-Luxor'dan selam
* Ebru, seni yeni keşfettim. Çok akıcı ve gönlünden geldiği gibi yazıyorsun. Ellerine yüreğine sağlık. Mısır Luxor'dan selam!.. (Didem ÖZEL)

* Akıcılığı bilemem de gönlümden geleni yazdığım doğru. Bazen gelmiyor mesela, sağdan soldan küçültüyorum köşeyi. Gönül istemezse yazı da yazılmıyor çünkü!.. Firavun'un ülkesine selam ederim ben de!..

* Cep telefonunuzu kaybetmenize çok üzüldüm. Mesajlarınızın kaybolmaması için şöyle bir yöntem var: Turkcell kullanıcısı iseniz 2020'ye istediğiniz mesajı yollayın. Internet'teki mesaj kutunuzda saklansın, turkcell.com.tr'den ulaşabilirsiniz. Bir de 2222'den şifre alıyorsunuz. Ben özel mesajlarımı böyle saklıyorum. Size de tavsiye ederim. (Bahadır TELGEZER)

* Çok şükür ki Turkcell kullanıcısıyım, lakin bu hizmetinden habersizim. Ben hala kağıt kalem deftere kaydediyordum. Durun şu numarayı bir arayayım, geliyorum.

Yazılarınız hep yemek kokuyor. Belki köşenizin amacı hep yemek üzerine yazmaktır, bilmiyorum. Sizi daha yeni keşfettim ve çok sevdim. Ben de bir yemek manyağı ve zoraki ev hanımı olup, "Bugün ne pişireceğim" kabusunu devamlı yasadığımdandır belki. Bir de öğrencilik yıllarımı geçirdiğim İstanbulum'u hatırlatıyorsunuz bana. Ah neler vermezdim her şeye sil baştan deyip, İstanbul Ünivesitesi kapısından ilk girdiğim günden başlamak için... (Arzu EFE- Strasbourg)

* Gözünü sevemediğim internete mi şükretmeli taa Strasbourg'lara yemek kokularını götürdü diye... Ne yazık ki o koku köşenin amacından değil, benim obezliğimden kaynaklanıyor. Akşama ne pişireceğinizi bulamadığınız da yazın da Drew mönüsü sunayım size.

Size telefon hediye edeyim
İsterseniz Sezen Cumhur Önal mesajlarıyla doldurulmuş bir telefon hediye edebilirim size. İnanın çok üzüldüm. Ben de mesaj manyağıyım. Şimdi ne olacak sizin hafızadaki mesajlar, o telefonu bulmak isterdim, sizden daha çok. Hatta ilan vereceğim gazetelere. Bulan önce bana getirsin diye yüksek bir ödül koyacağım. Sahi modeli neydi?.. (Ahmet ÜSTÜN)

* İlle de hediye alacağım diyorsanız sizi tutmayayım ama sanırım gerek kalmadı. Fena dağıttığım ve dağıldığım gecelerden birinde eski bir dostun arabasında düşürmüşüm cep telefonumu. Kavuştum yani mesajlarıma. Yenileri yağıyor şimdi. Allah kimseyi mesajsız bırakmasın vallaha. Hele ki böylesi geliyorsa: "Orda, yakın bir gelecekte, beklenen ilk yağmurun içinde... Ben hazırım esip gürlemeden yanaklarının iki yanına yağmaya.. Aç göğünü geliyorum!"

Aşığım sana
Merhaba yazarların en güzeli, köşeni okumadan günün nasıl geçtiğini anlamıyorum desem abartı gelir mi sana?.. Vallahi doğru, senin en büyük hayranlarından biri oldum, resmen aşığım sana. Bu arada şunu da söyleyeyim: Süper bir hatunsun, senin gibi bir sevgilim olsun 1 milyon YTL borcum olsun yemin ederim, Drew hanım ayrıca tavsiye ettiğin mekanlar da süper, öpüyorum seni. (İLKALP)

* Kamuoyuna: Bu arkadaşı hiçbir şekilde tanımıyorum, vallahi ne para verdim, ne öpücük!.. İçinden gelmiş; sevmiş bir kere. Bu arada 1 milyon YTL ne kadar yapıyor, bi desenize...

Seni babam getirdi bana
Babam geldi geçen gün Berlin'den... "Harika birini getirdim sana" dedi. Getirdiği sizdiniz... Gülümsüyorum, harikasınız. Geç de olsa sizi keşfettim. Teşekkürler babacığım, hep gülümseyin ve gülümsetin. (EYLÜL)

* Babaya önce hoşgeldin diyeyim, sonra da teşekkür edeyim. Bak adamcağız ta Berlin'lerden getirmiş beni sana, sen burnunun ucundaki cevherden habersizsin. Şu aşk kırgınlığını bi atayım üzerimden, güleceğiz inşallah!.. Sahi, baban kaç yaşında?.. :)

Aşk 20'lik kızlarla güzel
* Aşk 20 yaşındaki kızlarla yaşanır. Saf, temiz, doğal, içten gelen... Kart kadınlarla değil!.. (Cem DİNÇOĞLU)

* Seni çıtırcı seni!.. Sana ne diyeyim ki, sevemedin gitti beni. Israrla da okumaya devam ediyorsun ama. Evet 20'yi çoktan devirdim ama vallahi kart değilim. Deli gibi de aşığım hâlâ. Söylesene sevgisiz Cem'im, iyileşecek miyim?..

Off, bıktırdınız ya!..
İlişkileri niye bu kadar irdeliyorsunuz? Biriyle mutluysanız mutlusunuzdur, aşka sevgiye kadar giderse gider, gitmezse biter. Bu eskiden de böyle değil miydi?.. Eskiden her başladığımız ilişki sonsuza dek sürer miydi?.. Yine aynıydı. Off bıktırdınız ya, öyle sunileştirip naylonlaştırdınız ki her şeyi, herkese yedirmeyi başarıyorsunuz, okunuyorsunuz maalesef. (Metin AFŞAR)

* İlişkileri niye mi irdeliyorum?.. Çünkü işim bu!.. Cumartesileri Çikolata'da taktık biz aşka!.. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, çok okunur, hiç okunmaz ama deşmedikçe de gün yüzüne çıkmaz yaralar. Hem siz de bıktırın, daha çok gelin mesela!..

DİĞER YENİ YAZILAR