"Evine geri dön Nimetciğim!"

Diyarbakır'da anne Remziye Oran, tartıştığı kızına okkalı bir tokat vurmuş olmalı ki, Nimet evi terk etmiş. O gün bugündür Remziye Hanım ve tüm aile Nimet'i arıyor ama bulabilene aşkolsun

Haberin Devamı

Diyarbakır'da anne Remziye Oran, tartıştığı kızına okkalı bir tokat vurmuş olmalı ki, Nimet evi terk etmiş. O gün bugündür Remziye Hanım ve tüm aile Nimet'i arıyor ama bulabilene aşkolsun. "Bir an önce eve dön Nimet, töre yasaları uygulanmayacak" diye basına demeç veriyor Remziye Hanım.

"Burada kastedilen töre yasası nedir acaba?" diye merak ediyorum. Hani beterin de beteri varmış, benim haberim yok! Böyle aşağılayıcı bir tokat neticesi evden kaçana töre yasası nasıl bir ceza biçer? Falakaya mı yatırır? Odaya mı kapatır? Zincirle mi bağlar? Öldürme durumu mu hasıl olur? Tüylerim ürperiyor!!!

Benzer durumlar karşısında Nimet'in kaçışını haklı bulmaz mısınız? İnsanlık dışı uygulamalara, kişinin savunma mekanizmasının karşı koyması sizce de doğal değil midir? Hani suratınıza şiddetle inen bir tokattan korunmak için insiyakî olarak kolunuzu, bedeninizi korumak için havaya kaldırırsınız ya! Nimet de aynı savunma içinde bence.

Bak Remziye Hanım! Sen geleneğine, deneyimine göre bir hareket yapmışsın. Hata yaptığını anladın değil mi? Aslında o esaslı tokadı atarken hata yaptığını da bilmen gerekirdi. Hiç karşıma geçip, "Benim annem de beni dövdü, bizim geleneğimiz böyledir" deme çünkü annen de seni döverken acı çekmiştin. Hiç unutmamışsındır eminim. Peki sen bu kadar acıyı bile bile kızına neden uygularsın? Aklımızı neden kullanmayız? Nimet'e töre
yasalarını uygulamayacağın sözü yerine senden şu çağrıda bulunmanı rica ediyorum:

"Canım kızım Nimet! Seni üzdüm, affet beni. Bir hata yaptım, konuşa konuşa da meseleyi halledebilirdik. Seni dinlemem gerekirdi ama dinlemeden kızdım sana, kızdıkça daha da sinirlendim ve maalesef kendimi tutmayı düşünmeden o okkalı tokadı patlattım. Yapmamam gerekirdi.

"Haklısın yavrum"
Şunu biliyorum ki, sen zarif ve narin bir kızsın. Alındın, gururun çok incindi. Üzüntün çok büyüdü, töre yasaları aklına geldi.

Seni koruması gereken ben, o tokadı attığıma göre daha beteri gelecekti. Korktun ve kaçtın. Haklısın yavrum, ben çektim ama sen çekmemelisin. Ben çektiğim için sen çekmemelisin. Geri dön yavrum, ben seni kartallar, aslanlar gibi herkesten, her bir şeyden
korurum. Çünkü Nimet'im, ben seni çok seviyorum be yavrum. Merak ediyorum ve en önemlisi özlüyorum be kuşum! Affet de gel geri güzel yavrum. Ben üzdüm, sen üzme beni küçüğüm!"

Bunu söylersen Nimet belki geri gelir. Öğretmek gibi olmasın Remziye Hanım ama size bir şey daha söyleyeceğim. "Buralarda çocuktan özür dilenmez" gibi düşüncelere kapılıyorsan bil ki yanlışsın. Çocuktan özür dilemek büyüklüktür. Olgunluktur. Anne ve babası özür dileyen hiçbir çocuk da şımarmaz. Hem de ne var biliyor musun Remziye Hanım, o çocuklar o kadar anlayışlıdırlar ki en acıtıcı hatalarımızı bile hemen affederler. Onların senin gibi töreleri, yasaları yoktur. Allah'ın bizlere bahşettiği gibi tertemiz ve şeffaftırlar. Alıngan, gururlu ve kırılgandırlar. Ona rağmen bir sözle, bir sarılmayla derhal hataları affedip hiçbir şey olmamış gibi yaparlar.

Remziye Hanım, bizim çocuklarımızdan öğrenecek daha çooooook şeyimiz vardır. Haydi göreyim seni. Sen de onların saf ve temizliğine yaklaş, hataların konuşularak halledileceğine inan. Nimet'e saygı duy ve dediklerimi yap. Bence gelir geri!

Dikkat... Dikkat...
Gençler bugün AB'yi konuşacaklar
"Bir ülke ancak fikir üretebiliyorsa ve uygulayabiliyorsa gelişir" diyen Boğaziçi Üniversitesi gençleri, bugün Güney Kampus'ta toplanıyorlar. AB konusunda siyasiler konuştu, iş adamları konuştu, medya konuştu... Şimdi gençler (lise düzeyinde) konuşacaklar. Bravo çocuklar! A. Ö.

DİĞER YENİ YAZILAR