Geçen hafta Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu uygulamalarına yönelik, özellikle Kınalıada ile ilgili iddiaları gündeme taşımıştım. Belediye Başkanı Farsakoğlu, iddialarla ilgili elindeki tüm dosyalarla birlikte beni ziyarete geldi ve iddialarla ilgili tek tek açıklamalarda bulundu.
Farsakoğlu, sahil şeridindeki yıkımların tamamen yasal olduğunu belirterek “Ozan Narman ve Mustafa Bilgin’e ait tesisler ile ilgili yıkım kararları kendi döneminde değil, 2006 yılında dönemin Belediye Başkanı tarafından alınmıştır” dedi. Farsakoğlu, tesislerin söz konusu yıkım kararı gereğince mühürlenmiş olduğunu, ancak işleticiler tarafından bu tesislerin yasal olmadan mühür fekki yapılarak faaliyetinin devam ettiğini vurguladı ve kendileri tarafından yıkım kararının gereğinin yerine getirildiğini, bu yıkımları yapmadığı takdirde görevini kötüye kullanma suçu işlemiş olacağını söyledi.
Farsakoğlu’na çok tartışılan tarihi Lido inşaatı ile ilgili iddiaları da sordum. Farsakoğlu, “Biliyorsunuz Adalar, sit alanıdır ve her türlü inşaatlar, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararından sonra yapılır. Lido inşaatı da bu prosedürden geçmiş, üstelik bu izin süreçlerinin hemen hemen hepsi de bir önceki Belediye Başkanlığı döneminde tekkemül ettirilmiş ve inşaat yasal sürecinde devam etmektedir” diyor.
Başkan Farsakoğlu’na yeni yapılan iskele ile ilgili iddiaları da sordum. Farsaoğlu, “Söz konusu iskele Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir yer. Bu iskeleyi de Büyükşehir Belediyesi yapmış. Yasal olarak Bizim Büyükşehir Belediyesi’nin bu tür inşaatlarını men etme ve yasaklama yetkimiz yok. Eğer o iskeleden rahatsızlık duyanlar var ise, adres Adalar Belediyesi değil, Büyükşehir Belediyesi’dir” diyor.
Başkan Farsakoğlu’na en çok konuşulan şu soruyu da sordum. “Siz kıyılarda bulunan tesisleri tahliye edip bunları kendi yandaşlarınıza mı vereceksiniz?”
Farsakoğlu aynen şu cevabı verdi. “Biz kimsenin ekmeği ile uğraşmıyoruz. Yıktığımız kıyı şeridindeki ruhsatsız yerler, kesinlikle bir başkasına verilmeyecek” dedi. Ben de kendisine ‘Eğer bunlar birilerine verilecekse eski sahiplerine verilmeli’ deyince de Farsakoğlu, “Bu güzelim kıyılarımızdaki gecekondu tipi kaçak tesisler yıkım kararları doğrultusunda yıkılıyor ve kimse merak etmesin bunlar yandaş diye tabir edilen kimseye verilmeyecek” dedi. Ben de “O zaman bunun takipçisi olacağım” dedim. Farsakoğlu eşinin birilerine ortak olduğu yolundaki iddiaları da kesin bir dille yalanladı. “Bu tür iddialar kasıtlı ve beni yıpratmaya yöneliktir” dedi. “Bu konuda iddia edenler var ise bunun lütfen belgesini getirsinler” dedi.
Farsakoğlu, Kınalıada sakinlerini huzursuz eden Muzaffer Ergöz isimli şahıs ile ilgili iddiaları da cevaplandırdı. “Muzaffer Ergöz’ü Muğla Vali Yardımcılığı dönemimden tanırım. Ben seçildikten sonra tebrik etmek için aradı. Su sporları konusunda tamamen iyi niyetle bir rapor hazırlayıp bana vereceğini söyledi. Kendisi kesinlikle benim danışmanım değil, Belediyede yasal bir görevi yok. Hiç kimsenin inşaatını gidip yıkma gibi bir yetkiye sahip olmadığı gibi benim adıma işlem yapması doğru değil, bu iddiaları da takip edeceğim. Kınalıada sakinleri müsterih olsun, her türlü belediye hizmetleri ve yıkımlar belediyenin bizzat yetkilisi tarafından yapılır. Bunun dışında yetkisi olmayan birileri devreye giriyor ve adımızı kullanıyor ise bunu derhal bana ve yetkili mercilere bildirsin, gereği yapılır” dedi.
Bodrum’da yol rezaleti
Geçen hafta DSİ müteahhidi Eser İnşaat tarafından Bodrum’da kazılıp ortaya bırakılan ve büyük tehlike arz eden yolları yazdım. Uyarımız üzerine harabeye dönen Torba Yalı Çiftlik yolu sözde asfaltlandı. Bunlar galiba çocuk kandırıyorlar. Yolun sadece bir kenarına bir miktar zift döktü. Aslında dökmediler sadece yola zift koklattırdılar, üzerine de mıcır koyup sözde asfaltladılar.
Şimdi DSİ’ye soruyorum. Sizin müteahhidiniz düm düz ve gayet iyi olan asfaltı kazıyıp su borularını döşedi. Şimdi sadece kazdığı o şeridi sözde asfalt yaptılar. Bu kazıyı yaparken de o ağır taşıtları ile de yolun diğer yarısını perişan ettiler. Müteahhidiniz tarafından perişan edilen o yolun diğer yarısını kim yapacak?.
Bir de yaptıklarına asfalt diyorsanız, asfalta benzeyen tarafı yok. Bodrumlu’ların işi bu yaz çok zor. DSİ Müteahidi Eser İnşaatın sözde asfalt!.. Yaptığı günün akşamı o yol ilk kazasını verdi. Neyseki ölümlü değil. DSİ yetkilileri ve Yalı Belediyesi’nin vurdumduymazlığının hesabını kim soracak? Merak etmeyin bu yaz Bodrum’a gelecek yerli ve yabancı turistler soracak. Üstelik ölümlü bir kaza olursa kimin hesap vereceği şimdiden belli.