İstanbul'da büyülü bir atmosfer var

Le Monde gazetesinin 2013'ün en iyi caz albümü olarak adlandırdığı Dhafer Youssef 5 Temmuz'da Harbiye Açıkhava Sahnesinde. Hüsnü Şenlendirici'yi de yanına alarak yeni albümünün müziklerini ve klasikleşen performansını iki yıllık ayrılıktan sonra ikinci evim dediği İstanbul'da müzikseverler ile paylaşacak.

Enstrüman olarak neden udu seçtiniz?

Sadece kendi sesimle yeterince tatmin olmuyordum. Başka şeylere ihtiyacım vardı. Notaları duymam gerekiyordu. Ben müziğe aşıktım. Yaratıcı olmalısın. Benim için önemli olan bestelemek. Bestelemek daha çok düşünce ve zaman gerektiriyor. Şarkı söylemek kolaydı. Ama besteleme konusunda enstrümanı iyi bilmeniz gerek. Önce çok ilkel müzik aletleri yaptım. Sonda ud aldım.

Size neler ilham veriyor?

Özellikle klasik müzik. Geleneksel müziği seviyorum. Kendini yetiştirmelisin. Kitap okumalı, gezmeli ve dünyayı öğrenmelisin.

‘Ses kaşifi diyebilirsiniz’

Sizi hiç tanımayan birine müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

Kendimi yeni seslerinde peşinde olan bir kaşif olarak tanımlıyorum. Sesimle ilgili hep yeni deneyimlere açık oldum. Müzikal kökenlerimi kaybetmeden türleri aşmaya çalıştım.

İstanbul'a daha önce de geldiniz. Dinleyicilerinize neler söylemek istersiniz?

Benim müziğim dinleyicilerle bütünleşir; ‘Birds Requiem’ albümümdeki şarkıları, coşkulu Türk dinleyicilerimin karşısında, ilk kez çalacağım. Orada olmak için sabırsızlanıyorum. Hep beraber bu büyülü atmosferi yaşayalım istiyorum.

‘Beni en iyi ud ifade ediyor’

İşittiğim müziği ifade etmek için bir dürtü hissettim. Ut da bu amacıma yardımcı olan bir enstrüman ve duygularımın kanıtı.

‘Hüsnü Şenlendirici önemli bir müzisyen’

Hüsnü Şenlendirici ve Aytaç Doğan ile yaptığınız proje nasıl gelişti? Konserde bizi bekleyen sürprizler var mı?

2011 yılında, Ludwigsbourg-Almanya’da, Hüsnü Şenlendirici ve Aytaç Doğan ile yaptığımız bir performans sonrasında şekillenmeye başlayan bir proje. Bu karşılaşma ‘Birds Requiem’ albümüme çok farklı tınılar kazandırdı. Bu albümde Eivind Aarset ve Nils Petter Molvaer'in de çok keyifli katkıları oldu. Her ikisi de albümün atmosferini ve diğer müzisyenlerin yarattığı sinerjiyi bambaşka boyutlara taşıdı. 5 Temmuz'da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda bu önemli müzisyenler ile aynı sahneyi paylaşacağım için çok heyecanlıyım.