'Güçlü kadın seviyorum'
Biraz olgun, biraz içli, çokça
çocuk ruhlu… Yapmadığı iş kalmayan, her girdiği işten atılan, sonunda bizi TV ekranlarından, tiyatro sahnelerinden kahkahaya boğan Okan Çabalar ile yer yer kahkahalı, bolca duygusal, bir o kadar aşk dolu, ucundan da tasavvufi bir röportaja davetlisiniz.
Bugünlerde kendinizi nasıl bir ruh hali içinde hissediyorsunuz?
Bazen telaşlı... Aslında şu sıralar çok değişik ruh hâllerindeyim. Çünkü ‘Yalan Dünya’dan beri bir iş yapmadım. Hiperaktif bir yapım olduğu için de biraz sıkılmaya başladım.
- Peki ya tiyatro?
Tiyatro Eylül’de başlıyor. Bu boşluğu ben de yazma-çizme işleriyle uğraşarak geçiriyorum. Bir film yazmaya çalışıyorum. Tiyatro haricinde Eylül’de yeni bir proje daha başlayacak. Oyuncu psikolojisinden midir bilmiyorum, işe uzun bir süre ara verdikten sonra, “Acaba tekrar yapabilecek miyim?” duygusuyla biraz güven kaybı yaşıyorum.
- Hayatta üstlenmek isteseniz, hangi rolü üstlenirdiniz?
Üstlenmem gereken rolü üstlendiğimi düşünüyorum. Hayalleriyle beslenen bir adamım. Yeni projeler çok heveslendirir beni. Bir rolü üstleneceksem, yaratıcı rolünü üstlenmek isterim.
- Ne yaratmak istiyorsunuz mesela?
Yazmak istiyorum. Yazıyorum da… Onun haricinde üstlenmek istediğim başka bir rol yok açıkçası.
- Parayla nasıl bir ilişkiniz var?
Parayla ilişkim kimseyle olmadığı kadar kötüdür. Hesabımı bilmem, harcamalarıma dikkat etmem. Tutumlu bir insan değilim, çok paylaşımcıyım. Biraz kendimi yetiştirmem, paranın kıymetini bilip birikim yapmam gerekiyor. Bu anlamda biraz çocuk gibiyim. Film figürleri koleksiyonum var. Ayrıca çokça kitap, film, CD alırım. Yani çocuğun ilişkisi gibi benim parayla olan ilişkim.