Gazete Vatan Logo
Magazin‘Bedenimi farklı karakterlere kiralıyorum’

‘Bedenimi farklı karakterlere kiralıyorum’

‘Bedenimi farklı karakterlere kiralıyorum’

Son dönemin gözde isimlerinden biri olan Serhat Teoman, ‘Acil Aşk Aranıyor’ dizisinde hayranlarıyla buluşuyor. Genç oyuncu, ‘Kuzey Güney’ dizisindeki rolüyle tırmanışa geçtiği şöhret basamaklarında ağır ve emin adımlarla ilerliyor. Teoman ile dizisini ve oyunculuk kariyerini konuştuk.

Bu ülkede çok mu tutuyor doktor dizileri? ‘Doktorlar’ dizisi mi çok tuttu?

Doktor dizileri çok tutuyor diye bir şey yok bence. Kutsi’lerin yaptığı dizi çok tuttu. Dizinin her kanalda, binlerce kez tekrarı verildiği için biz sandık ki çok doktor işi izledik. ‘Doktorlar’ dizisi çok tuttu. Doktor işleri çok mu tutuyor? Hayır.

Bir de herhalde ‘Doktorlar’ dizisinde doğru isimler bir araya geldi, değil mi?

Tabii, çok güzel bir kadroydu. Yönetmen iyiydi. İyi bir uyarlamaydı. Ben başarısını bu etkenlere bağlıyorum.

Bir oyuncusunuz. Mutlaka senaryoya, yönetmene, ekibe ve kanala bakıyorsunuz. Ama yine de iş tutmayabiliyor. Neden sizce?

Onu biz de bilmiyoruz. Bilsek zaten kimsenin projesi yayından kalkmaz. Ben sadece işin bir tık samimi olmasına bakıyorum. Doğru kadro bir arada mı, iyi bir yönetmeni var mı, senaristi sağlam mı, kanal ve yapımcısı arkasında duracak mı? Bunlara bakıyorsunuz. Bunun bir matematiği yok. Zaten olsaydı, yapımcıların hiçbir işi kalkmazdı.

‘Bedenimi farklı karakterlere kiralıyorum’

DİZİ SEKTÖRÜ ACAYİP

Yayından kalkar korkusu adrenalini artırıyor mu?

Haberin Devamı

Artırmaz mı! X bir meslekte olduğunuz zaman her şey belli. Çalışma saatiniz, çıkışınız ve ne zaman ne olacağı belli. Ama bu işte öyle bir şey yok. Başlıyorsunuz bir işe, insanlara alışıyorsunuz. Tık reytingler kötü, üç hafta sonra yayından kalkıyoruz. Çok acayip bir sektör.

Senaryo ve senaristler çok önemli değil mi?

Evet, çok önemli. En büyük star senaryodur. Ben hep bunu söylüyorum. Senaryon kötüyse en kral oyuncuyu koy, dizi yayından kalkar.

Sektördeki senarist sayısı az mı?

Her firmanın belirlediği belli senaristler var ama yeni yeni yetişen, ümit veren senaristler de çok. Eskiden şu vardı; koy şarkıcıyı. O bitti, koy mankeni başladı. Sonra koy oyuncuyu başladı. Kimi koyarsan koy hepsi oyunculuk yapabilir. Herkes yapsın zaten. Öyle bir takıntım yok. Ama iyi senaryon yoksa, kimi koyarsan koy işin olmayacağını sektör yeni anladı.

‘ROLE HAZIRLANIRKEN ÇOK ÖLÜ GÖRDÜM’

Doktor rolü için bir ön çalışma yaptınız mı?

Tabii, biz ilk başta ‘Acil Servis’ projesine başlamıştık. Oradan buraya hemen geçiş yaptık 10 gün içinde. Zaten ‘Acil Servis’i, ‘Acil Aşk Aranıyor’a çevirerek tür değiştirmek Türkiye’de de bir ilk oldu. İlk başta ‘E.R’ uyarlaması olduğundan üç hafta eğitim aldık Pendik’teki Marmara Eğitim Araştırma Hastanesi’nde. O çok geldi mesela bize. Çünkü çok fazla ölüm gördük, çok fazla zorda insan gördük...

Haberin Devamı

Daha önce ölmüş birini görmüş müydünüz?

Yakınlarımızdan gördük ama ölüm anına şahit olmamıştık veya hastaların ölüm sınırına geldiği çaresiz hallerini görmemiştik. O çok başka bir duygu ve empatiyi bitirmeniz gereken bir nokta. Orada empati kurmaya başlarsanız, hayat sizin için çok zorlaşır. Doktorlarla oyuncuların en büyük farkı bence o. Benim işim empati. Onların işi de empati kurmadan, soğukkanlılıkla işlerini yapabilmek. Ama ister istemez yılların alışkanlığından dolayı her hastayla gidip empati kurduğun için bizi çok zor bir üç hafta bekledi ve öyle oldu.

KARİYER PLANI RİSKLİ BİR ŞEY

Ben de hep yapımcılar riske girmiyor sanıyordum.

Her şey kariyerine nasıl bir yön vermek istediğinle alakalı. Yoksa “Ben riske girmeyeyim. Yine bir jön rolü alayım. Giyerim takım elbiseyi, jilet gibi akar giderim” kafasındaysan yine oradan devam edersin. Üç sene sonra da; “Evet, bana da jön yapıştı” tavrıyla kendimin de inandığı yalanlar anlatmaya başlarım.

Haberin Devamı

BENİ SERT BİR ADAM SANIYORLAR

Sizininle ilgili “Yüz ifadesi sert” diye yorumlar okudum. Oldukça yumuşak bir ifadeniz var.

Canlandırdığım karakterler iktidar peşinde koşan adamlar olduğu için daha sabit adamlardı. Nötr adamlardı ve o noktada seyirci için; “Bu adam normalde de serttir, sinirlidir” algısı yaratıyordu. Şimdiki iş içinse; “Bu adam ne kadar çılgın birini oynuyor?” deniliyor. Hayır, o adam çılgını oynamıyor. Serhat’a en yakın olanını şu an oynuyor. Ötekiler benim için daha zor bir şeydi. Sinan karakteri benim gibi eğlenceli.