Gazete Vatan Logo
Magazin ‘Başarısızlığın hikayesini seviyoruz’

‘Başarısızlığın hikayesini seviyoruz’

‘Başarısızlığın hikayesini seviyoruz’

Bir Varmış Bir Yokmuş, yaralarını onarmaktan kaçanların hikayesi. Film bir şarkının peşinden giderken izleyicisine de ‘geçmişi temize çekmenin zamanı gelmedi mi?’ diyor. Başroldeki Mert Fırat’ın sesi de oyunculuğu kadar iyi. Filmde dinlediğiniz Nilüfer hariç tüm şarkılar ise Bubituzak’a ait. Mert ve Bubituzak ile bir araya gelip filmin temeli olan müzikleri sorguya çektik...

O kadar rock grubu varken neden Bubituzak?
Mert Fırat: Ortak arkadaşlarımız vardı. Onun vasıtası ile grup ile tanıştık. Bubituzak gerçeği bizim hayatımızda da vardı. Ben de, onlar da Ankaralı, bu sempati oldu. Yaptıkları müzik ve bakış açıları da önemliydi. Ali Güçlü, ilk masaya oturduğumuzda, “Arkadaş olabilmemiz önemli” demişti. Biz aslında birbirimizi seçmiş olduk.
Ali Güçlü Şimşek: Buluştuğumuz gün, masadan kalkarken iş herkesin içine sinmişti. Herkes, o masada her anlamda açık oynadı.
Şarkılar senaryodan etkilenip mi ortaya çıktı yoksa hali hazırda var mıydı?
Ali: Filmin hikayesini yaratan şarkı önemliydi. O gün toplantıdan eve vardığımda, o karakteri yaşamaya başladım. Ozan’ı anlayıp, dünyaya Ozan’ın gözünden bakmaya çalıştım. Senaryo belliydi. İstenilen dram ve acı belliydi. Mühim olan Ozan’ı anlamaktı.
Mert: Bu filmde elimizden geldiği kadar samimiyet içerisinde bir şey yapmaya çalıştık. Önceden film müziklerini konuşmak da lüksmüş.
Ali: Oyuncu, senarist, yönetmen ve müzisyenler bu film için sınırlarını zorladı, hatta aştı. Burnumuzu sokmamamız gereken yerlere bile girdik. Çok kaptırdım kendimi. Ateş Olsan parçamızı halihazırdaki ikinci albümümüze hazırlamıştık. Konsept olarak filme de uydu.
Mert: Ters taraflardan besleniyoruz. Rolleri değiştirdik, haddimizi aşıp müzik kısmına girdik. Kafanda oluşturduğun fikrin vücut bulması da önemliydi. Çaptan düşmüş bir rock solistinin hayatını anlatıyoruz, bunun için de o adamın sesini yükseltmemiz lazımdı.
Ali: Adam her şeyi içine atıyor. Yazdığı şarkılarda, gömdüğü derdini uyandırıyordu.
‘Kendi olmaktan kaçan insanlar her yerde’
Sizin peşinden gittiğiniz bir şarkı oldu mu?
Ali: O anki ruh halin, varlığın, çevre zaman yolculuğu yaşatıyor. Bir şarkı dinliyorsun çocukluğuna gidiyorsun.
Mert: Duyu belliği diye bir şey var psikolojide. Bu şarkılarda da yaşanıyor. Benim için Sade’nin No Ordinary Love, 97 yazını hatırlatır. Delicesine aşık olduğum, kendimi aynı zamanda deli gibi yalnız hissettiğim bir an. İsveç’te garsonluk yapıyordum ve bu şarkı çalmıştı. “Ben niye buradayım, ne kadar kötü bir haldeyim” diye düşünmüştüm. O şarkıyı ne zaman duysam, “Ne oluyor bana yahu” diyorum. (gülüyor) Hepimiz birçok şarkının peşinden gidiyoruz, o da bizde bir iz bırakıyor. Ali’nin yaptığı, filmin giriş bölümündeki şarkı da aynı etkiyi bırakıyor.
Müzisyen tarafından bakarsak eğer… Senaryoyu okurken benzer şeyleri hayatınızda gördünüz mü?
Emrah Atay: Geçmişte yaşadığımız benzer ilişkileri de gördük.
Ali: Senaryo zaten bizim çok iyi bildiğimiz bir konuydu. Tamamen yaşadığımız için... İlişkisel bazda da. Filmdeki 3 kavga anı da iz bırakıyor. Senaryo çok gerçekçi ve iyi gözlemlenmiş. İlk kez film müziği yapıyoruz, onun da bu film olması bizim şansımız.
Sizin gözlemleme aşaması nasıl oldu?
Mert: Bizim daha önceden tanıdığımız müzisyen arkadaşlarımız vardı. Ama bunun müzik gruplarını ya da müzisyenlerini bilmekle ilgisi yok. Hatta bunu çok iyi bildiğimizi da iddia etmiyoruz. Etkilendiğimiz dünya bize çarpan da şey. Bu bir bakıma İlksen (Başarır) ile bizim ifade tarzımız. Hepimiz farklı işlerle de uğraşsak aslında aynı insanlarız. Solistler bir bakıma o grubun lokomotifi de oluyor. O lokomotifin arızaya uğraması grubu da aşağıya çekiyor. Kendi olmaktan kaçan bir Ozan var orada. Bu yaşadığımız çağın da problemi, kendi olamamış kadın ve erkekler var. Kendisi ve durumla hesaplaşamamış, yaralı insanlar. O yaraları iyileştirmeden birilerinin karşısına çıkıp onlara da aynı yarayı bulaştıranlar… O yüzden bir grubu ekstra gidip gözlemektense her sanatçının yükselişi ve düşüşünü baz aldık. Bunu hesaplamadan yola çıkanların yaşadığı trajedi burada var.
‘Mert’in filmdeki tavrını konserde kullandım’
Sahnede iyi bir rock solisti olmuşsunuz. Hareketler bire bir hissi veriyor
Mert: Herkesten bir parça var. Hep Bubituzak’tan görüş aldım. Sahne üzerinde durmak oyunculuk yapmaya benzemiyor. Bir buçuk ay ezber çalışırsın, oradaki sözün sana getirdiği bir şey vardır. Ama sahnede şarkı söylemek başka bir durummuş. Çok güçlü ama bir bakıma da kendini zayıf hissettiğin bir an. Kendine güvenin yoksa oradaki 500 kişi sana azap olabilir.
Görkem Karabudak: Kimi zaman rol yapmaman gereken bir yer olduğu için müzik sahnesi, oyuncu için zor olabilir.
Ali: Mert’in avantajı vardı. Adam iyi söylüyordu. Burada rol kesebilir ve biri onun yerine şarkı söyleyebilirdi. Adam söyleyebildiği için doğal bir özgüveni vardı. Zaten bir rock grubunda vokalist gibiydi…
Görkem: Bir yerden model olarak alınmaması güzel taraflardan biri… Etrafımızda gördüğümüz diğer rock müzisyenlere benzetilmemişti. Kendi şahsına münhasır bir müzisyen oldu. Mesela sen geçen gün şarkıyı Mert gibi söyledin.
Ali: Doğrudur, Mert bir numara çekti şarkı söylerken ben de o numarayı konserlerde kullanıyorum.
Mert: Ben de Ali Güçlü’nün tavrını kullanıyorum. Müzisyenlerin yardımcı yanı var. Oyuncular arasında daha az olur. Herkes kendini kurtarma peşindedir. Sahne üzerinde oyun çalışırken, “Ben şu rolü çıkartıyım da sonra diğerlerine bakarız” deriz. Kendi sancısından kurtulmaya çalışır. Müzisyenlerde ise yardımlaşma kısmı büyük. Vah Belinda’daki arkadaşlar da inanılmaz destek oldular bana. Gitar, bass, davul ve şarkı çalıştırdılar. Bubituzak ikinci albümlerinin hazırlığı içindeyken bize saatlerce yardım etti. Kendilerinden ve kariyerlerinden büyük ödün verdiler.
‘Yeni dünyada ilişkileri isimlendirmekten kaçıyoruz’
Bu film izleyicinin hayatında ne değiştirmek istiyor?
Mert: Filmden sonra aşka ya da hayatta herhangi bir şeye yeniden başlayabilme gücünü bulmalarını isterim. İnsan dediğin şey diğer insanları çok etkiliyor. İnsan sadece kendi kapladığı alan kadar değil. İçinde olduğu grubu da, ilişkiyi, ülkeyi, yönetici olduğu şirketi de etkiliyor. “Gerçekten temiz miyim?” noktası benim için önemli. Herhangi bir şeye gerçekten temizlenip sıfır bir sayfa olarak başlamak çok önemli. Yeni bir şans daha arama hali filmin başında da sonunda da var. Yeni bir şans isteyen kişi geçmişten getirdiği problemleri de çözmüş olmalı. Seyirci geçmiş muhasebesini yaparsa başarı. Hayattan küçük detayları alıp önemsiz gibi gözüken noktalara değinmeye çalıştık.
Ali: Kişi filmden çıkarken bu grubun gerçek bir grup olduğunu, orada rol kesiminin doğru şekilde yapıldığı fikrine varırsa müziklerini yapan taraf olarak seviniriz. Bizim açımızdan da gurur olur.
Ozan için “modern zaman ıssız adamı” da demişler… Bir ilişkiye isim vermeme hali özellikle dikkat çekmiş.
Mert: Evet, ilişkiyi isimlendirmeden kaçıyorlar.
Ali: İki üst kuşağımız 20’li yaşlarda evlenmiş oluyordu. Günümüzde evlilik yaş oranları da değişti.
İnsanlar okudukça, yaşadıkça, zorlukları kırmaya başladıkça kültürde alternatif değişiyor. Filmde de kaçak oyunlar, ilişkiler yer kaplıyor.
Görkem: Bunları yaşamak için rock star olmaya gerek yok. Herkes yaşayabilir.
Mert: Bilgiye hızlı ulaştığımız bir çağdayız. Başka biriyle facebook’tan tanışabildiğin bir dünya var. Artık dünyanın her yeri aynı. Cümleler farklı ama durumlar aynı. Her sınıfa hitap edebilen bir his yarattık. Biraz daha popüler kodlar ile ara türde işler yapmak istiyoruz. Hikayemizi sadece bin kişiye anlatmak istemiyoruz. Belli bir zümreye film yapıyor olsaydık, o senaryoyu sadece birbirimize gönderirdik. Biz de masrafa girmezdik. (gülüyor) Dolayısıyla popüler kodları da kullanarak bir etkileşim yaratmaya çalışıyoruz. Birçok insan filmdeki gibi bu tarz duygular ile mücadele ediyor.
lksen ile yaptığınız filmler bir bakıma umut yaratıyor…
Mert: Mücadele bu işin doğasında var. Doğduğun an zaten politiksin. Aşk hikayesi anlatırken de politiksin. Her zaman umut var ama mücadele esastır. Hayatta bedel ödemeden hiçbir anlamda bir şey elde edilemez. Başarısızlığın hikayesini seviyorum. Çaptan düşmüş yerine çok ünlü bir rock solistinin de hikayesini yapabilirdik.

Haberin Devamı