'Yunanistan Trakya'dan saldıracaktı'
İşte Kıbrıs Harekatı’ndan 33 yıl sonra yayınlanan arşivlerden, operasyonun perde arkası....
ABD Başkanı Nixon ve Dışişleri Bakanı Kissinger arasındaki konuşmalara göre Yunanistan, Meriç Nehri üzerinden Türkiye’ye saldıracaktı. Yanıt olarak Türkiye de Ege Adaları’nı ele geçirecekti
Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın, arşivlerin saklanması için rutin süre olan 30 yılın dolmasının ardından yayınladığı 1973-76 dönemine ait belgelerde Kıbrıs Harekatı sürecinde yaşananlar tüm detaylarıyla ortaya seriliyor. Baş kahramanlar dönemin ABD Başkanı Richard Nixon, Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ve Başbakan Bülent Ecevit... Belgelerde Yunanistan’ın Türkiye’ye Trakya üzerinden saldırmayı planladığı anlatılıyor. Hatta ABD’nin bu konuda önlem aldığı da belirtiliyor. Ancak bu önlemler “konunun hassasiyeti devam ettiği için” yayınlanan belgelerden silinmiş. Olası saldırı ilk kez 17 Temmuz 1974 günü, yani harekattan üç gün önce gündeme geliyor. Nixon ve Kissinger arasındaki telefon konuşması şöyle:
Nixon: Türkiye’deki gibi zayıf hükümetler sertliklerini kanıtlamak için maceraya atılıyorlar.
Kissinger: Türkiye 15 yıldır bunu hayal ediyordu. Kıbrıs’ta güçlü taraf olmaya çalışıyor.
Nixon: Yunanlar izin vermez.
Kissinger: Türkler’le Kıbrıs’ta mücadele edemezler. Yunanlar’ın adada 9 bin adamı var. Türkler’in ise 6-7 bin... Ama Türkler çok daha donanımlı ve hızlı takviye edebiliyorlar.
Nixon: Peki ne yaparlar?
Kissinger: Ya pazarlık yapacaklar ya da Trakya’dan saldıracaklar.
Nixon: Aman Tanrım!
‘Sorumsuz bir hükümet’
21 Temmuz 1974’te, harekattan bir gün sonra Kissinger ve ABD Savunma Bakanı James Schlesinger görüşürken Trakya yine gündeme geldi.
Schlesinger: Yunan rejiminden memnun olmadığımızı göstermek istiyorsak bazı girişimlerde bulunabiliriz. (Burada bir satır silinmiş.) Eğer iki ülke arasında ateşkes olmazsa, Yunanlar’ın Trakya’ya saldırabileceğini düşünüyorum. Sorumsuz ve umutsuzluğa düşen bir rejimle karşı karşıyayız.
‘Trakya’da kazanamazlar’
Yunanistan’ın Trakya planları 22 Temmuz 1974’te ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bir raporunda da yer alıyor:
Türkler pozisyonlarını pekiştirmek için savaşmakta ısrar ederlerse, Yunanlar büyük ihtimalle Türkiye’ye Meriç Nehri üzerinden saldıracak. Trakya’da iki taraftan birinin kazanması mümkün gözükmüyor. Çünkü Yunanistan’ın coğrafi avantajları, Türkler’in sayısal olarak fazla olmasını dengeliyor. Ama Türkler Ege Adaları’nda büyük avantaj sağlar.
Ne olmuştu?
OsmanlI’NIN 1878’de İngiltere’ye verdiği Kıbrıs’ta 1950’li yılların sonunda uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu. Yunanistan, İngiltere ve Türkiye bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’ni “Garantör Devletler” olarak destekledi. Fakat Rumlar 1963’te ortak devleti yıktı. Kıbrıslı Türkler Rum çetelerince sayısız katliama maruz kaldı. Türkiye ile Yunanistan arasındaki müzakere süreci, 15 Temmuz 1974’teki Rum-Yunan darbesiyle sonlandı. Cumhurbaşkanı Psikopos Makarios, EOKA örgütü lideri Nikos Sampson tarafından devrildi. Başbakan Bülent Ecevit Hükümeti 20 Temmuz’da adaya asker çıkardı. Yunanistan’daki cunta idaresi ve Sampson Hükümeti yıkıldı. 14 Ağustos’ta iki gün süren 2’nci Barış Harekatı gerçekleşti. ABD’de ise Başkan Nixon, Watergate Skandalı nedeniyle görevi, yardımcısı Ford’a bıraktı.
‘Ambargo felaket olur’
‘Sampson goril tipli bir gangster’
17 Temmuz 1974
ABD’nin Atina Büyükelçisi H. Tasca, Kissinger’e yazıyor...
Rum darbesinin elebaşı Nikos Sampson goril tipli bir gangster!
‘Adada Türkler’in durumu kötüleşti’
17 Temmuz 1974
ABD’nin Ankara Büyükelçisi William Macomber, Kissinger’e yazıyor
Adadaki Türkler’in durumu bariz şekilde kötüleşti. Ankara birkaç gün içinde müdahale edebilir.
‘Türkler statükoya dönmeye razı’
20 Temmuz 1974
Harekatın başlamasının ardından Savunma Bakanı J. Schlesinger ile Kissinger’ın telefon görüşmesinden
Schlesinger: Türkler adanın bir kısmını ele geçirmeden durmaz.
Kissinger: Hayır. Türkiye, Sampson olmadan statükoya dönmeyi kabul edeceklerini söylüyor. Eğer adanın bir parçasını isterse ’çifte enosis’ için çalışmalıyız.
‘Yarın Atina’da darbe olacak’
21 Temmuz 1974
Başbakan Ecevit ve Kissinger’ın telefon konuşması...
Ecevit: Ateşkese hazırız. Yarın İsviçre’de buluşabiliriz. Yolculukla vakit kaybetmeyiz. Uygun mu?
Kissinger: Korkarım hayır... Yarın Atina’da darbe olacak ve SSCB’ye yakın bir rejim gelecek.
Ecevit: Anlıyorum.
Kissinger: Bunun Türkler’in çıkarına olacağını zannetmiyorum.
Ecevit: Evet... Bu gece ateşkes yaparsak yeni rejim bunun bağlayıcı olmadığını söyleyebilir.
Kissinger: O zaman en baştan başlayabilirsiniz tabii... İkinci bir konu daha var. Yunanistan’la aranızdaki savaş tehdidi devam ederse bize (bu kısmı silinmiş) izni vermenizi istemek zorundayız.
Ecevit: Evet.
Kissinger: Tabii bunu diğer taraf için de yapacağız.
23 Temmuz 1974
Ateşkes ilan edildikten sonraki gün Kissinger kurmaylarıyla konuşuyor
Kissinger: Makarios’un geri gelmesi çıkarlarımıza uymaz. Türkler’i adadan çıkarmak için Sovyetler’e başvurabilir.
‘Türkler’in kalması bizim için daha iyi’
13 Kasım 1974
Kissinger’ın sürgündeki Rum lideri Makarios’la konuşmasından
Kissinger: Ford yönetimi Türkiye’ye karşı silah ambargosu ilan edilmesine karşı.
Makarios: Kıbrıs’taki Türk askerlerinin sayısının azaltılması bizim lehimize değil. Fazla asker, Türkiye’nın ekonomik problemlerini daha da artırdığı için daha iyi.
Kissinger: Bunu televizyonda da söyler misiniz?
Makarios: Hayır.
‘Ambargonun
bedelini ödeyeceğiz’
7 Ocak 1975
Başkan Ford yönetimindeki bir toplantıdan...
Macomber: Türkler Türkiye’ye silah ambargosu konması girişimlerinden dolayı çok kızgın.
Kissinger: Ambargonun bedelini yıllarca ödeyeceğiz. Bu adım, bir dış politika felaketi olur.
Türkiye CIA’yı iki kez atlattı
ArŞİvlerde yer alan en ilginç belgelerden birisi de ABD istihbaratı tarafından hazırlanarak dönemin CIA Başkanı William Colby’ye sunulan “Ocak 1975” tarihli rapor... Raporda CIA’nın Kıbrıs’ta Yunan cuntasının desteğiyle 15 Temmuz’da gerçekleşen darbeyi göremediği ve Makarios’un devrilmesinin önlenemediği belirtildi. Raporda, hazırlıkları 15-20 Temmuz arasında yapılan Türkiye’nin 1’inci Barış Harekatı’nin ise ABD istihbaratı tarafından “günü bile belirlenerek” Dışişleri Bakanlığı’a iletildiği, ancak bu bilginin kendisine ulaşmadığını ileri süren Dışişleri Bakanlığı’nın önlem almaması yüzünden Türkiye’nin müdahalesinin engellenemediği yazıyor. Ayrıca Türkiye’nin 1-15 Ağustos arasında sürdürdüğü 2’nci Barış Harekatı’nın hazırlıklarının ise ABD istihbaratı tarafından tespit edilemediği, dolayısıyla bunun da önlenemediği ifade edildi.
Aman Türkler kızmasın
Rapora göre, Türkiye’nin 2’nci Kıbrıs Harekatı’na başlamasından sonra 15 Ağustos 1974’te öğle saatlerinde ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, kurmayları ile birlikte BM’nin ateşkes kararını görüşmek için bir araya geldi. Yardımcısı William Buffum, sözü alarak, “BM’den bir önceki gibi bir ateşkes kararı çıkacak. En fazlası Fransızlar’ın hazırladığı belge. Ateşkes ilan edilmesini ve müzakerelerin başlamasını istiyor. Ancak Müslüman ülkeler Türkiye’ye bazı atıflar nedeniyle bu belgeye karşı” dedi. Kissenger da, “Kendimizi Türkler’den fazla uzaklaştırmamamız gerekiyor. Bir sonraki Ortadoğu savaşında bize zorluk çıkarabilirler. New York’taki Türkler bizim herhangi bir Haçlı Seferi yürütmediğimizi biliyorlar mı” diye konuştu. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco da bu sözünü “Bizim pozisyonumuzu biliyorlar” diye yanıtladı.
Biz şu an savaştayız, İslam’da savaşta oruç tutulmaz
DIŞİŞlerİ Bakanı Turan Güneş,
24 Eylül 1974’te New York’taydı. O gün, ABD’nin Türkiye’ye ambargo karar tasarısı Kongre’de görüşülecekti. ABD Dışişleri Bakanı Kissinger, Güneş ile Ramazan’a denk gelen o günde buluştu. Kissinger “Kalan konuları kahvaltıda konuşalım mı? Oruç tutuyor musunuz” dedi Güneş’in yanıtı “Savaşta oruç tutulmaz” oldu
“Türkler güçlüdür, iyi savaşırlar”
ABD Başkanı Richard Nixon, 21 Temmuz 1974’te yani harekatın başlamasından bir gün sonra dışişleri bakanıyla yaptığı görüşmede Kissinger’a, “Rumlar galiba pek savaşmıyor” dedi. Kissenger ise, “Türkler iyi savaşır, güçlüdür” diye karşılık verdi. Kissenger, Yunanistan’ın savaşa girmemesi durumunda, sorunun fazla büyümeyeceğini savundu.