Buna karşın Muçi ve Rashica, Kartal’ı ofansa taşımak için müthiş efor harcadılar. Bu ikilinin çabası pozisyon üretimine yansımazken Galatasaray’ın çok adamlı ve çabuk ofansif bindirmelerinde Necip ile Mert geçit vermediler. Diyeceksiniz ki ilk yarıda Kartal’ın hiç mi pozisyonu yok? Var da elle tutulur değil! Biri Rashica’nın korner atışında üst direğe çarpan topu ile yandan ceza alanına kestiği topa Cenk Tosun’un geç kalışı var, hepsi o kadar!
Kartal’ın kronikleşmiş bir huyu var, ne zaman geriye düşse, ikinci yarıda vites büyütüyor, baskıyı artırıyor, presi anımsıyor, doğal olarak da pozisyonlar üretiyor. 60’da Kartal ilk kez net bir pozisyon yakaladı. Masuaku uzaktan kaleyi yokladı, top Muslera’dan döndü, Colley altı pasa yakın yerden zor olanı başardı, topu üstten auta gönderdi. Bitmedi, bir dakika sonra Muçi, Ghezzal’ı kaçırdı, tecrübeli futbolcu sert vurdu, Muslera gole izin vermedi. Tabii ki Mertens’in vurduğu Mert’in parmaklarıyla çıkardığı bir pozisyon da yaşandı.