Gazete Vatan Logo

İşlediği korkunç cinayetler Kuzuların Sessizliği filmine konu olan cani tekrar gündemde! Detaylar dehşete düşürdü...

Kadınları bodruma kapatıp işkencelerle öldüren ve işlediği cinayetler Kuzuların Sessizliği filmine konu olan cani Gary Heidnik tekrar gündemde. Pensilvanya'da yaşanan korkunç cinayetlerinden üzerinden yıllar geçmesine rağmen kurbanların anlattığı detaylar duyanları dehşete düşürmeye devam ediyor. Eyalette idam edilen son mahkum olması ve idamlara yönelik yeni yaptırımlar, Gary Heidnik davasını yeniden gündeme getirdi. Kurbanlardan birinin kardeşi ise Heidnik'in idam edilip edilmemesi konusundaki kararsızlığının hala sürdüğünü söylüyor.

İşlediği korkunç cinayetler Kuzuların Sessizliği filmine konu olan cani tekrar gündemde! Detaylar dehşete düşürdü...

ABD Pensilvanya'da işlenen korkunç cinayetler ülkeyi dehşete düşürmüş daha sonra da filmlere konu olmuştu.

Kurbanların yakınlarından olan Tracey Lomax, Pensilvanya'nın Bellefonte kentindeki hapishanenin idam odasında, kız kardeşini canice katleden Gary Heidnik'in zehirli iğneyle infaz edilmesini izlemişti.

6 Temmuz 1999'da idam edilen katil Gary Heidnik'in son yemeği sade kahve ve 2 dilim peynirli pizzaydı. Zehirli iğne damarlarına nüfuz ettikten sonra idam yetkililerinin Heidnik'in öldüğünü açıklamasının ardından izleme odasında alkış kopmuş, izleyicilerden biri, "Şükürler olsun" demişti.

Tracey Lomax, kız kardeşi Sandra Lindsay'i ve diğer 5 siyahi kadını kaçıran, ardından onları Philadelphia'daki evinin bodrumunda istismar eden caninin davası hakkında her detayı hatırladığını söylüyor.

Lomax, kız kardeşi Lindsay'i ve diğer kurbanlarını öldürmeden önce bir kuyuda tuttuğunu ve istismar ettiğini öğrendiğinde yaşadığı acıyı hâlâ hatırlıyor.

Gary Heidnik

Diğer kurbanların mahkemedeki ifadelerinde Heidnik'in açlıktan ölmek üzere olan bir Lindsay'i kirişlere nasıl kelepçelediğini ve onunla dalga geçtiğini de asla unutmayacak.

Haberin Devamı

Olayın üzerinden geçen yılların ardından Heidnik, Pennsylvania'da idam edilen son mahkum olmaya devam ediyor. Geçen ay Vali Josh Shapiro, görevde olduğu süre boyunca bölgede hiçbir mahkumun idam edilmeyeceğini açıklayarak bu durumu biraz daha sürdüreceğe benziyor. Shapiro ayrıca bölge savcılarının ölüm cezası verdiği mahkumların davalarını yeniden görmelerine zorluyor.

Eski bir savcı olan Shapiro "Devlet insanları ölüme gönderme işinde olmamalı" dedi.

Lomax ise Heidnik'in idam edilip edilmemesi gerektiği konusunda hâlâ karmaşık duyguları olduğunu söyledi.

CNN International'a konuşan Lomax "Kimsenin onu ızdırabından kurtaramayacağı bir yerde hapsedilmenin nasıl bir duygu olduğunu bilmesi için hücrede daha fazla kalmasını isterdim" dedi.

Ancak buna rağmen Lomax, iyileşme sürecinin caninin ölümünün ardından gerçekleştiğini belirtiyor.

SAVUNMASIZ VE ENGELLİ KADINLARI AVLIYORDU

Haberin Devamı

Suçlarının üzerinden geçen neredeyse 40 yılın ardından Heidnik, popüler kültür ögesi olmaya devam ediyor.
1991 yapımı psikolojik gerilim filmi 'Kuzuların Sessizliği'ndeki Buffalo Bill karakteri, Heidnik'in suçlarına dayanıyordu. Metal müzik grubu Macabre, Heidnik'ten esinlenerek Morbid Minister adlı parçayı çıkarmıştı.

Lomax, Kuzuların Sessizliği filmini hiç izlemediğini söyleyerek şunları ekledi:
“Kimse sevdiklerinin iradesi dışında tutulduğu bir filmi izlemek istemez. Katilin hapiste kalmasını gerçekten istedim. Öldürdüğü kadınlardan kaçamayacağı için onun hapiste daha uzun süre kalmasını istedim. Çünkü onu korkuttuklarını biliyorum. Onu lanetlemek için geri döneceklerini biliyorum. Onun ölümü, kurbanların ölümünden daha kolay oldu.”

Olayın detayları katlanabileceklerinden daha korkunçtu. 1986'nın sonları ve Mart 1987 arasında Heidnik, Lindsay ile Josefina Rivera, Lisa Thomas, Jacqueline Askins, Agnes Adams ve Deborah Dudley adlı 5 diğer kadını kaçırdı. Lindsay ve Dudley, Heidnik'in esareti altında öldü.

Haberin Devamı

Kaynaklara göre Heidnik, para karşılığı cinsel ilişki için kadınları evine götürüyordu. Sonra kadınları etkisiz hale getirip bodrumundaki çukura zincirliyordu. Kadınları çoğunlukla yarı çıplak bırakıyor, köpek mamasıyla besliyor ve istismar ediyordu. Kadınlara hem fiziksel hem psikolojik şiddet uygulayan Heidnik, bazen de elektrik şoku kullanıyor ve kulaklarına tornavida saplıyordu.

İKİ AYRI HAYAT YAŞIYORDU

Yakalanmadan önce Heidnik bir psikopoz kılığında iki ayrı hayat yaşıyordu. Çoğunlukla zihinsel engelli insanlardan oluşan danışanlarına oturma odasında vaazlar veriyordu. Lomax, evine gelen cemaat üyelerinin Heidnik'in bodrumundaki ürkütücü işkencelerden haberlerinin olmadığını söylüyor.

Lomax, Lindsay'in zihinsel sorunlar yaşadığında 25 yaşında olduğunu söylüyor. Heidnik'in Lindsay'in savunmasızlığından yararlandığını sözlerine ekliyor.

Lindsay ile aynı odayı paylaştığını söyleyen Lomax, kız kardeşinin Heidnik ve bir grup genç insanla lunaparkta zaman geçirdiklerini anlattığını söyledi. Ziyaretlerin ardından Heidnik onlara hamburger ve patates kızartması alıyordu. Lomax, kız kardeşinin Heidnik'e inandığını ve evindeki kilise görevlerine katılığını söylüyor.

Haberin Devamı

Lomax "Heidnik onlar için bir kahramandı" diyor. Ancak bu duru kısa süre sonra değişti.

BİR GÜN ALIŞVERİŞE GİTTİ VE BİR DAHA DÖNMEDİ

Heidnik'in evindeki vaazlara katılanlardan biri, Lomax'ın ailesine bodrumunda bir kadın hapsettiğini söyledi.

“O zamanlar bunun abartılı olduğunu düşündük. Duyduk ancak harekete geçmedik. İnanılmasının zor olduğunu söylemeyecek ama o zamanlar önemsemedik çünkü kız kardeşim evde bizimleydi.”
1986'daki Şükran Günü'nden bir gün sonra Lindsey ilaç almak için alışverişe çıktı. Ancak hiç bir zaman geri dönmedi.

Kızlarından bir haber almak isteyen aile, Heidnik'in evine gidenlerden birini takip ederek numarasını aldı. Aile kızlarını sormak için Heidnik'i aradı ancak her seferinde telefon suratlarına kapatıldı.

Daha sonra aile Heidnik'in evine gitti. Komşular, Lindsay'i burada gördüklerini söylemişti. Ancak Heidnik, aileye ve polislere Lindsay'in evde olmadığını söyledi. Aile polise haber verdikten ve sorular sormaya başladıktan sonra Heidnik, Lidsay'e zorla 'endişelenmeleri gerektiğini' belirten bir mektup yazdırıp aileye yolladı. Lomax, ailenin bu nota inanmadığını ve dedektifleri eve girmeleri için zorladığını söylüyor.

Heidnik'in cinayetleri Kuzuların Sessizliği filmindeki Buffalo Bill karakterine esin kaynağı oldu.

EVDEN KAÇMAYI BAŞARDI

Heidnik'in gizli hayatı, kurbanlarından Rivera'nın evden kaçmasıyla ortaya çıktı. Rivera, Heidnik'in güvenini kazanarak evde rahatça dolaşabilmesine izin vermesini sağlamıştı. Evden kaçtıktan sonra polise giden Rivera, dehşet evini açığa çıkardı. Ancak şimdi her şey için çok geçti. Çünkü Lindsay ve Dudley ölmüştü.

Lindsay'in parçalanmış cesedi Heidnik'in evinde bulundu. Bu gelişme sırasında Lomax, 21 yaşına girmiş ve doğum gününü polis karakolunda dedektiflere kız kardeşi hakkında bilgi vererek geçirmişti.

Ancak kâbus burada bitmemişti.

Heidnik mahkemede yargılandığı sırada kaçırılan kadınların yaşadıklarıyla ilgili detaylar ortaya çıkıyor ve medya Heidnik'in evini 'Korku Evi' olarak adlandırıyordu. Cinayetlere ve istismarlara yönelik detaylar gazete ve televizyonlarda yankılanıyordu. Lindsay'in ailesi de bunların hepsini duymak zorunda kalıyordu.

AİLE HÂLÂ CEVAP ARIYOR

Lomax, kız kardeşinin öldürülmesinin ailesinin hayatını sonsuza dek değiştirdiğini söylüyor. Aile hâlâ ne olduğuna dair bazı yanıtları aramaya devam ediyor. İlk duruşma sona erdiğinde Lomax, çirkin detayları ardında bırakmaya karar verdi.

Lomax, "Duruşma bittiğinde basına 'Şu andan itibaren, kız kardeşimin nasıl yaşadığını hatırlayacağım, nasıl öldüğünü değil. Bu olay kapandı' diye açıklama yaptım. Ancak ailemdeki diğer kimse için kapanmamıştı. Hâlâ çok sinirliler. Ağabeylerim duruşmaya katılmamıştı" dedi.

Mahkeme kayıtları, Heidnik'in duruşma boyunca masum olduğunu söylediğini ve eğer suçlu bulunursa neler olacağına dair uyarıda bulunduğunu gösteriyor. Mahkemede, onu öldürmenin Pennsylvania'daki infazların sona erdiğini işaret edeceğini iddia ediyordu.

Kayıtlarda Heidnik şöyle diyor:

“Bu eyaletteki son ölüm cezası bu. Masum olduğunu bildiğiniz bir adamı infaz ettiğinizde bu eyalette ve muhtemelen ülkenin diğer yerlerinde artık idam cezasının olmayacağını biliyorsunuz.”
Heidnik haksız sayılmazdı. İdamının üzerinden geçen yılların ardından ABD'deki idam cezası sayısında gözle görülür bir düşüş yaşandı. 1990'larda ABD'lilerin yüzde 80'inin idam cezasını savunduğu, 2022'de ise bu oranın yüzde 55'e düştüğü açıklandı.

Şu anda ABD'de 27 eyalette idam cezası uygulanıyor. Bunlardan 13'ünde ise son 10 yıldır idam gerçekleştirilmedi. Heidnik'in idam edildiği 1999 yılında ABD'de 98 mahkum infaz edildi. Geçen yıl ise ülkede sadece 18 mahkum idama gönderildi. İdam Cezası Bilgi Merkezi'nin son raporunda 2022'nin 30'dan az infaz gerçekleştirilen sekizinci yıl olduğu belirtildi.

Son anda yapılan itiraz Heidnik'in idama gönderilmesine engel olamadı. Heidnik'in akıl sağlığına yönelik şüpheler ise sürüyor.