Çiller, DYP ve ANAP

Seçim sandığı en büyük temizliği merkez sağda yapmıştır. Son 8 yılını kendi bindiği dalı kesmekle geçiren merkez sağ halkın en ağır cezalandırdığı kesim olmuştur.

Haberin Devamı

Seçim sandığı en büyük temizliği merkez sağda yapmıştır. Son 8 yılını kendi bindiği dalı kesmekle geçiren merkez sağ halkın en ağır cezalandırdığı kesim olmuştur.
ANAP ile DYP arasındaki fark ise, DYP'nin eski Demirelci geleneğinin ANAP'ın Özalcı geleneğine göre daha köklü olduğu şeklinde ortaya çıkmıştır.
Bu sonuç da merkez sağdaki "toplanma adresi"nin DYP olması gerektiğini göstermektedir. Bu "toplanma" da çok uzun ve yorucu bir dönemin yaşanması anlamına gelmektedir.

Söylemez mi, Bayar mı, Ağar mı?

ANAP'ta görevi ve siyaseti bırakacağını açıklayan Mesut Yılmaz'ın yerine açık bir talip çıkmış değildir.
DYP'de ise uzun süredir Tansu Çiller ile kader birliği yapmış olan Ufuk Söylemez uygun bir üslupla "göreve hazır" olduğunu açıklamıştır. Söylemez dışında "göreve hazır" bir başka isim de geçen seçim öncesi DYP'den ayrılıp ikinci kez bağımsız seçilmiş olan Mehmet Ağar'dır. Ağar'ın DYP içinde belli etkinliğe sahip olduğu bilinmektedir.
Bu kesimdeki üçüncü isim de DTP Genel Başkanı olarak DYP ile seçim ittifakı yapmış olan Mehmet Ali Bayar'dır.
Bayar da son seçim çalışmaları sırasında DYP örgütüyle yakın bağlar kurmuş ve ileriye dönük mesajlar vermiştir.
Ancak Tansu Çiller henüz gitmiş değildir. İlk açıklaması "gitme" yönünde olmakla birlikte henüz kamuoyu önüne çıkıp bu tavrını açıkça söylemiş değildir. Ayrıca Çiller'in fazla uzun olmayan siyasi hayatında söylediğinin tam tersini yapma ya da sözünü hemen unutma örnekleri çok fazladır.
DYP'nin ocak ayında büyük kongre toplaması için çalışma başlarken, "Ne olur Çiller bizi bırakma" gösterileri de başlamıştır.

Partinin eli bollaşınca...
Ocak ayı başında siyasi partiler hazine yardımlarını alacaklardır. DYP'nin alacağı yardım 9 trilyon liradır. Böylece, seçim kampanyası için her şeylerini harcamış bulunan parti yönetiminin tekrar "eli bollaşacak"tır.
Siyasetin en büyük yozlaşmayı yaşadığı son dönemde "maddi imkânı" çok olan genel merkez yönetimlerinin kaybettiği pek görülmemiştir. Çiller'in de bir süre ortaya çıkmayarak "havanın serinlemesini" beklediği, sonra da "partinin tabanından gelen ısrarlara dayanamayarak" tekrar aday olma hesabı yapması mümkündür.
Kuşkusuz Çiller'e bu aklı verenler vardır. Bu erkân, merkez sağdaki toparlanmanın kaçınılmaz olarak DYP'de gerçekleşeceği ve partinin başında kim olursa "4 yıl sonrasının başbakanının" da o kişi olacağı hesabındadır.

Demirel "el atarsa"...

DYP'nin kurucusu olan Süleyman Demirel'in de son olarak Semra Çetin ile yaptığı konuşmadaki değerlendirmeler, onun da merkez sağın toparlanması ve yeniden şekillenmesi konusunda girişimleri olacağını göstermektedir. Demirel'in bu işe "el atması" gelişmeleri hızlandırabilir.
Ancak kesin olan şudur ki Çiller elindeki imkânları kullanır ve yerinde kalmayı başarırsa merkez sağdaki dirilme 4 değil 40 yıl sonra ertelenmiş olacaktır.
Çünkü merkez sağın bütün temel fikir ve dayanakları şu anda Tayyip Erdoğan ve AKP'nin eline geçmiştir.
Erdoğan ve AKP'nin merkez sağ politikaları, günün gerçeklerine uygun olarak yürütmeleri durumunda kendilerini aynı yolun yolcusu sayan "dışardakiler" tekrar ortaya çıkmak için bir seçim dönemi daha beklemek zorunda kalabilirler.

DİĞER YENİ YAZILAR