Gazete Vatan Logo
Futbol Sağlam'dan bomba açıklamalar!

Sağlam'dan bomba açıklamalar!

'Türk futbolunun en önemli oyuncusu Hakan Şükür'dür'

Beşiktaş eski teknik direktörü Ertuğrul Sağlam, siyah beyazlı takımdan ayrıldıktan sonra ilk kez konuştu!..

Lig TV’de yayınlanan Futbol Gündemi programına konuk olan Ertuğrul Sağlam pek çok konuya açıklık getirdi!..

İşte Sağlam'ın açıklamaları!..

"METALIST HAKKINDA SKIBBE'YE BİLGİ VERDİM"

"Skibbe’nin yardımcı Burak hoca benim eski arkadaşım. O üç gün önce aradı beni ve Skibbe’nin benle Metalist hakkında görüşmek istediğini söyledi. Ben de kendisiyle görüşmeye gittim. 1,5 saat kadar görüştük. Metalist ile alakalı ne bilgiler edindiysem sonuna kadar bunları aktardım. İnşallah faydası olur.

"21 YILDIR ÖZLEDİĞİM ORTAMI YAKALADIM"

Ben 1987’de profesyonel oldum ve Allah’a şükür hiç boş kalmadım. Bu 21 yıllık dönem çok yoğun geçti. Her zaman kafanızda başarılı olma baskısı oluyor. Bu insanı beyin olarak yoruyor. Şimdi 21 yıldır özlediğim ortamı yakaladım. Eşim ve çocuklarımla vakit geçirmek istedim. Arada yurt dışına gidip maçlar da izledim.

"AVRUPA, ASYA VE UZAKDOĞU'DAN TEKLİFLER VAR"

Benim antrenörlüğe başlarken ideallerim vardı. Üst düzey bir takım çalıştırmak istiyordum. Üst düzey takım benim için sadece Beşiktaş değildi. Kayseri ve Samsun’da benim için üst düzey takımlar!.. Türk antrenörlüğünü Avrupa’da temsil etmek istiyorum. İlk amacım bu. Teklifler de var. Bundan sonraki dönemde kendimi ifade edebileceğim bir takımla anlaşmak istiyorum. Avrupa, Asya ve Uzakdoğu’dan teklifler var. Birkaç tanesiyle önümüzdeki hafta görüşeceğiz.

"KÜSKÜN DEĞİLİM"

Türk futboluna küskün değilim. Burada çok yoğun ve sıkıntılı bir dönem geçirdim. O yüzden ilk planda yurt dışından çalışmayı düşünüyorum. Buna küskünlük değil de yeni ufuklara açılma isteği diyebiliriz.

"ZAPOTOCNY'NİN İKİ HATASIYLA ELENDİK"

Beşiktaş’tan ayrıldığımda son 5 yılın en üst düzey puanını yakalamış bir takımdık ve her şeye rağmen Şampiyonlar Ligi’nde son saniyeye kadar tur atlama şansını sürdürdük. Metalist maçına kadar Beşiktaş’a gelen en iyi yabancı defans oyuncusu olarak gösterilen Zapotocny’nin iki bireysel hatası ve 40 metreden atılan bir golle şanssız bir şekilde elendik. Yanlış anlaşılmasın Zapo'yu kötülemiyorum. O çok iyi bir profesyonel. Camianın beklentilerine kısmen cevap veremedik ama bardağın dolu tarafına bakan bir çok insan hakkımızı verdi. Bizim zamanımızda 15 tane PAF oyuncusu A takıma alındı ve 7-8 tanesi forma şansı buldu.

"BAŞARILI OLMAMIZI İSTEMEYENLER VARDI"

Sizin hakkınızda bir haber çıkıyor ve bu habere cevap vermediğiniz zaman doğru kabul ediliyor. Biz çok ulaşılmayacak bir insan değiliz. Herkes bana telefon açıp ulaşabilirdi. Beşiktaş camiası çok karışıktı o dönemde. Yönetimde bizim başarılı olmamızı istemeyen bir grup vardı. İçeride uğraşmanız gereken bir çok iş var. Bir taraftan da onlarla uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Bunlar zaman zaman motivasyonumuzu bozdu. Bu işle nasıl mücadele ederiz diye düşündük ve bunun yollarını bulduk. Saha içinde nasıl daha üretken oluruz diye düşündük ve ikinci yılda buna verdik kendimizi.

MENAJER KONUSU...

Beşiktaş’a geldiğimde istediğimiz isimlerler çalışmamıza izin verildi ancak menajerlik konusu idari bir konu olduğu için başkanımız kendi içimizden birisinin orada olmasını istedi. Ali Gültiken vardı menajer olarak o dönem. Ben de ona hak verdim. Daha sonra Sinan Engin’in bu göreve geleceğini bildirdi başkan. Bu değişiklik de böyle oldu. Celal Kolot da Futbol Şube Sorumlusu’ydu. Celal Kolot gibi Ali Gültiken’i de idari kısımda görmek lazım.

"DIATTA'NIN SON HALİNİ BİLMİYORDUM"

Sezon başı transfere başladıktan sonra biraz yol aldık ve ekonomik anlamda çok rahat değildik. Temmuz ayının sonunda bonservisi olmayan ve ucuz bir futbolcu olarak Diatta’yı aldık. Diatta bir önceki sezon St. Etienne’de 25 maç 11’de oynamış. Senagel’de de takım kaptanıydı. Diatta’yı daha evvelden ben tanıyordum ama son halini açıkçası bilmiyordum. St. Etienne de Fransa’nın önemli takımlarından birisi. Gökhan Zan, İbrahim Toraman gibi stoperlerimizin yanında böyle bir oyuncu aldık. 400 ya da 450 bin euro kaybettik Diatta’dan.

"LEGROTTAGLIE'YI ALSAK BATARDIK"

Bir sonraki sezon başkanımız fedakarlık yaptı ve Sivok ve Zapotocny’yi aldık. O dönem Legrottaglie’yı da gündemimize aldık. Onun maliyeti 8 milyon euro’ydu. Bir tarafta 1 milyon euro, bir tarafta ise 8 milyon euro. Biz bu transferi yaparsak batarız diye düşündük. Böyle bir ortamda ben illa bu oyuncuyu isterim diyemezdim. Biz nerede çalışırsak çalışalım kurumu sahiplenen insanlarız. Böyle bir yaklaşımda bulunma fırsatımız yoktu. Sonra değerlendirdiğimiz zamanlarda keşke yapsaydık dediğimiz zamanlar oldu ama o dönemler bu şekilde davranmak zorundaydık.

"ONUR, ACI VE MUTLULUĞU BİR ARADA YAŞADIK"

Bir antrenörün her zaman mutlu olma durumu olamaz. Skorlarla yaşayan insanlarız!.. Skorlara göre değerlendirmeler yapıldığı için biz de o değerlendirmelerden nasibimizi alıyorduk. Onur, acı ve mutluluğun hepsini bir arada yaşadık.


"BEŞİKTAŞ'A ZARAR GELMEMESİ İÇİN KONUŞMADIM"

Ayrıldıktan sonra Beşitkaş’a zarar gelmemesi için konuşmadım, bundan sonra da konuşmam. Hassas bir dönemde geçiyorlar. Mustafa Denizli geldikten sonra kendi odasında başarılar diledim. Oradaki oyuncuların başarılı olmasını çok istiyorum çünkü bu takımı biz oluşturduk. O çocuklarla ben başarılı olmak için çok çaba sarf ettik. Zaman geldi soyunma odasında beraber zıpladık, zaman geldi üzüldük. Ben ayrılırken ‘Bizi mutlu etmek istiyorsanız şampiyon olun’ dedim.

"TELLO'NUN BANA MİNNET BORCU VAR"

Benim Tello ile bir sıkıntım olmadı. Bana minnet borcu olan bir oyuncu varsa bunların başında Tello gelir. Tello’yu en kötü zamanında oynattım. Tello Lizbon’da sol bek oynuyordu. Biz onu İbrahim Üzülmez ile önlü arkalı oynattık. Şimdi Tello çok daha farklı bir yerde oynuyor. Biz esas mevkiinde oynattık Tello’yu.

"HAYATIMDA BÖYLE KAVGA GÖRMEDİM"

İbrahim Üzülmez bizim birinci kaptanımız, Toraman da ikinci kaptanımız. Maalesef bu arkadaşlarımız biz kamptayken toplantıda terlik yüzünden kavga ediyorlar. Bu olay oyuncuların önünde gelişiyor. Yardımcı antrenör bana geldi ve olayı anlattı. Akşam da antrenmanımız vardı. Ben yaptıkları olaydan pişman olmuşlardır diye düşündüm. Sinan ağabey ‘Ben bunlarla bir konuşayım’ dedi. İkisi de bu görüşmeyi kabul etmediler. ‘Sinirliyim ağabey görüşmeyelim. Görüşecek bir şey yok’ gibi yaklaşımlarda bulunmuşlar. Antrenmanda bir sıkıntı olmadı. Akşam yemeğini yedikten sonra kapının önünde birbirlerine tekrar giriyorlar. Ben hayatımda böyle bir kavga görmedim. Bir takımın iki kaptanı, arkadaşlarının ve hocalarının önünde böyle kavga ediyor. Kimileri önceden de husumetleri olabileceğini söylüyor ama bilemiyorum. Bütün takımın önünde bu olay olduktan sonra bizim o kararı almaktan başka çaremiz kalmıyor.

"BEŞİKTAŞ'I KÖTÜLEDİĞİMİ KİMSE SÖYLEYEMEZ"

Benim futbolcu olarak Beşiktaş’tan ayrılışımda bir Allah’ın kulu çıkıp da kulübü kötülediğimi gösteremez. Profesyonellikte böyle olaylar olur. Bunu bana bildirdiler ve ben de kabul ettim. ‘Hayır kardeşim! Ben oynatsanız da oynatmasanız da buradayım’ diyemezdim.

KORAY'IN AYRILIŞI...

Koray’ın ayrılışı diğerlerinden farklıydı. Holosko bize geliyor. Para artı o günkü antrenör Giray Bulak’ın Koray’ı çok istemesi nedeniyle Koray gitti. Serdar Kurtuluş ve Cisse gibi alternatif oyuncularımızın olması da bu kararda etkendi.

"TÜRK FUTBOLUNUN EN ÖNEMLİ FUTBOLCUSU HAKAN ŞÜKÜR'DÜR"

Bazı gerçekleri göz ardı etmemiz lazım. Bence Türk futbol tarihinin en önemli futbolcusu Hakan Şükür’dür. Futbolun içinde hangi olay varsa Hakan Şükür onu hak eder. Yorumcu da antrenör de olabilir. Hakan Şükür TRT’de yorumcu olduysa bunu başka nedenlere bağlamak çok ayıp bir şey. Hakan Şükür olmayacak da kim yorumcu olacak!..

"DÜNYA GÖRÜŞÜM NEDENİYLE BEŞİKTAŞ'A GETİRİLMEDİM"

Benim dünya görüşümden dolayı Beşiktaş’a getirildiğim söyleniyor ama öyle bir şey olsa 5 yıl çalışırdım. Herkesin özel hayatı ve dünya görüşü kendinedir. Herkes kendi inancını yaşasın. Bugün Beşiktaş kulübü 100 -150 milyon Euro’luk bir değerde. Böyle bir değerin başına hatır gönül ilişkileriyle gelemezsin. Abdullah Gül’ün Kayserili olması nedeniyle Kayserispor’dan gelen bir yakınlığımız var. Ayrıca kendisi çok iyi bir Beşiktaşlıdır… İnanıyorum ki Mustafa Denizli’yi de aramıştır tebrik etmek için.


"DEMİRÖREN'E KIRGIN DEĞİLİM"

Beni Beşiktaş’a futbolcu olarak getiren Sayın Seba, antrenör olarak getiren de Sayın Demirören’dir. Dolayısıyla benim Yıldırım Demirören’e kırgın olmam söz konusu değil. O haklıdır, ben haklıyım gibi bir düşüncede bulunmam olamaz. Benim 2010’un Ocak’ına kadar sözleşmem sürüyordu. Görevi bırakmasam 2 trilyon 700 bin Euro’yu almaya hakkım olacaktı. Ben Beşiktaş’tan bugüne kadar çok para da kazandım. Beşiktaş bana vereceğini hem maddi hem de manevi olarak verdi. Ben Beşiktaş’ı sıkıntıya sokacak bir şey yapamam. Sonuçta insanlar gidiyor. Benim Beşiktaş’a gönül bağım var. Samsunspor, Kayserispor ve Beşiktaş gibi gönül bağımın olduğu kulüpleri zor duruma sokmam mümkün değil.

"EN ÜZÜLDÜĞÜM VE SEVİNDİĞİM MAÇLAR LIVERPOOL MAÇLARIYDI"

Beşiktaş'ta en üzüldüğüm maç Liverpool maçıydı. İnönü'deki Liverpool galibiyeti ise en sevindiğim olaydı. Üzüntü ve sevinci 15 gün içinde yaşadık. Liverpool galibiyeti Beşiktaş tarihinin en önemli üç zaferinden biridir.

LEVENT ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI...

Ben burada kişileri konuşmak istemiyorum. Konuşarak da polemik yaratmak ve Beşiktaş’a zarar vermek istemiyorum.

KAYSERİSPOR'DAN TEKLİF ALDI MI?

Kayserispor ve Kayseri şehir benim hayatımda çok önemlidir. Bize destek veren taraftarlara, yöneticilere teşekkür ediyorum. Bizim başkanla bir baba-oğul ilişkimiz var. Maçtan önce ararım başarılar dilerim. Süleyman Hurma ile de 8 yıldır süregelen bir ağabey-kardeş ilişkimiz var. Ayrıca Tolunay hoca da benim kardeşimdir. İnsanın her şeyini teslim edebileceği insanlardan birisi Mutlu hoca ise diğeri de Tolunay hocadır benim için. Kayseri’de teknik direktör değişikliğine gerek yok. Ligde 5. olmuş ve kupayı kazanmışlar… Hocaya ve takımlarına mutlaka sahip çıksın taraftarlar…

"KADLEC'İ İSTEDİK AMA OLMADI"

Zapotocny’yi geçen sezon devre arasında almak istedik ama şartlar uyuşmadı. Sivok’u da ikinci yarı boyunca 6-7 kez izledik. O dönemde sol bek için Sparta Prag’da oynayan Kadlec’i istedik ama ekonomik şartlar uyuşmadı ve alamadım. O adam şimdi Leverkusen’de başarılı bir şekilde oynuyor.

"TEKNİK DİREKTÖRLERİ ELEŞTİREMEM"

Bir teknik adamın başka bir teknik adamı eleştirmesini hiç kabul edemedim bugüne kadar. Böyle bir olayın içerisinde olup da Mustafa Hoca hakkında konuşmak istemiyorum.

"MEHMET TOPUZ VE GÖKHAN ÜNAL'I HEP İSTEDİM AMA..."

Mehmet Topuz ve Gökhan Ünal’ı hep istedim ama Kayserispor olayın başında kendi tavrını belli etti. Bir olabilirliği varsa biz öncelik alalım istedik ama öyle bir konu hiç gündeme gelmedi.


"DERBİ İNÖNÜ'DE OLSAYDI..."

Bu maç İnönü’de olsaydı yüzde 70 Beşiktaş kazanırdı diyebilirdim. Rakibin kazanmak zorunda olduğu bir hava çok farklı olabiliyor. Konum itibariyle Beşiktaş daha önde gibi. Ama işin diğer tarafına baktığınızda F.Bahçe kazanmak zorunda. Bu onlara farklı bir motivasyon getirecektir. Porto yenilgisinin izlerini silmek de isteyeceklerdir.

"BEŞİKTAŞ ŞAMPİYONLUK YARIŞINDA ÖNDE"

Beşiktaş şampiyonluk yarışında bütün rakiplerinin önünde. Trabzonspor’un çok transfer yapmasının onlara olumsuz yansıyabileceğini düşünüyordum. Kötü oynadıkları maçları kazanmaları Trabzonspor için bir artı. Kadro yapısı bu konuda Beşiktaş’ı öne çıkartıyor. Biz ne dersek diyelim futbolda dengeler çok çabuk değişebiliyor. Fenerbahçe iki maç üst üste kazanırsa yarışa dahil olabilir. Ankaraspor, Sivasspor ve Kayserispor’u da yabana atmamak lazım. Lig 7-8 takımla oynanır hale geldi. Bu seyir zevkini arttırıyor. Bir çok takımın birbirini yakalaması açısından fırsatlar doğuruyor bu. Takımlar arasındaki ekonomik fark yavaş yavaş kapanmaya başladı!.. Anadolu’da çıkan yıldız futbolcu 1 sene sonra İstanbul’a geliyordu ama artık bu oyuncuları kadrosunda barındırabiliyor Anadolu takımları."

maraton.com.tr

Haberin Devamı