Gazete Vatan Logo
Futbol G.Saraylı hanımlar bile bana küfrediyor

G.Saraylı hanımlar bile bana küfrediyor

"İyi de niye küfrediyorlar diye araştırdım. Yanıt, 'F.Bahçe'yi bu kadar büyütmeyecektin' oldu." "2 yıl önce Sami Yen'in VlP'inde bana küfrettiler. Gözüm döndü, herkese ağzıma geleni söyledim."

F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, dün piyasaya çıkan Futbol Ekstra dergisinde Tahir Kum ve Habertürk'ün sevilen yüzü Tuğrul Yenidoğan'la 5.5 saatlik çarpıcı bir röportaj yaptı. İşte Yıldırım'ın ağzından F.Bahçe ve ailesiyle ilgili gerçekler:

"Normal hayatta bana kimse küfür etmedi. G.Saraylı'sı, Beşiktaşlı'sı dışarıda 'Sizi çok seviyoruz' diyor. Statlarda ise bana bayanlar bile küfür ediyor. Bu işin en kötü tarafı bu. Bayanlar bile bu hale geldi. Beşiktaş'ta fazla bayan yok, G.Saraylı bayanlar bana küfür ediyor. 'Peki niye ediyorlar?' diye sordum, aldığım cevap 'Bu kadar büyütmeyecektin F.Bahçe'yi...' oldu

'Sami Yen'de ne oldu?'
A.Sami Yen'e küfürler için gitmiyorum. Ama kafam kızarsa bir gün giderim. Canaydın veya Demirören'in küfürü önleme konusundaki pozisyonunu bilemiyorum. Ama bana göre görevlerini yapıp, küfürü durdurmalılar. Geçen sezon Sami Yen'deki derbi sonrası tepki verdim. Maç bitti, yenildik ve VlP'e geçtik Orada oturmuş, medenice konuşuyoruz. Pencereden birisi gelip bize ana avrat sövdü. Ben de çıldırdım o zaman. Ağzıma ne geldiyse oradaki herkese söyledim. Bizim arkadaşlar camdan fırlayıp peşinden gittiler ama adam kaçtı. O olay bizi o kadar çıldırtmıştı yani!

'Ulusoy rica etti'
Küfürle sonuna dek mücadele edeceğim. Ama sadece kendi stadımdaki küfürü durdurabilirim, diğerlerine bir şey yapamam. Maalesef ötekilerden gereken desteği göremedik. Hayâl kırıklığı yaşadım demeyeceğim. Türkiye'nin gerçeği bu. Federasyondan bir yönetici bile bazılarına para verip, aleyhime bağırttırdı. Ulusoy'un ricası üzerine ismini açıklamadım. Küfür eden, gelsin yüzüme etsin bakayım.

'Kimse tehdit edemez'
Kulüplerin taraftara bilet vermesi 15-20 yıllık bir mesele... Kulüpler, takımı destekleme adına stada gelen bazı kişilere biletler verdi. Biz de verdik, inkâr etmiyoruz! Ama 2 yıldır bunu kestik Devlet hepimizi çağırdı ve 'Bu işin sorumlusu sizsiniz' dedi. Biz de 'Devlete karşı gelinmez' deyip bu uygulamayı başlattık. Kimseden korkmadık. Zaten beni kimse tehdit edemez. Etraftan 'Yapma, etme başkan' diyen çok oldu, dinlemedik. Biri aleyhinde pankart asıyor, ki astılar 1-2 ay önce. Localardan talimatla tezahürat yaptırıyorlar. Ama 55 bin kişilik stadımızdaki sağduyulu insanlar o 100-150 kişinin sesini bastırır. F.Bahçe'yi böyle başarılı bir noktaya getirmeseydim, bu kadar küfür yemezdim."

Sami Yen'i çoktan bitirmiştim
"Bugüne dek devletten tek kuruş yardım almadık. Ama G.Saray'ın bir TOKİ olayı var. Tamam, rakamlar açıklanmadan tam resmi bir şey söylemek yanlış ama görüntü devletin G.Saray'ı desteklediği anlamında... Bakın, eğer devlet yardım yapıyorsa herkese yardım yapacak. G.Saray'ın olayı sonuçlandıktan sonra herkes gibi bizim de isteklerimiz olacak. Spor kulüpleri spor yapmak için var. Buralar rant kapılan değil. G.Saray'ın yerinde olsam stadı, Sami Yen'in olduğu yere yaparım. Hatta şimdiye dek bitirmiştim bile. 40 bin kişilik yapardım, çünkü Türkiye'de G.Saray'ın F.Bahçe hariç, 40 binin üzerine çıkacak maçı da yok. Beşiktaş'ın ise inönü Stadı'nı bu şekilde yapması hataydı.

G.Saray altyapıyı oluşturmadan Avrupa'da başarılı oldu. Biz de 'Avrupa'da başarı' diyoruz. Bu hedefe giderken maddi anlamda güç kazanmalısın ki başarılı olasın. Yoksa çıktığından daha çabuk inersin aşağıya. 'G.Saray'ın UEFA şampiyonluğu tesadüfi' derken bunu kastetmiştim."

Federasyon ihanet ediyor
"Federasyonun yabancı konusundaki kararı Türk futboluna ihanet. 18 takımın 9'u 'Serbest kalsın' derse ve bunu uygulamazsan keyfi davranıyorsun demektir. Sınırlama kalksaydı, Kore veya Japonya'dan iyi bir yıldız getirecektim. Yabancı artarsa, altyapılardan Türk çocukları çıkmaz' diyorlar. Hamit-Halil Altıntop, Yıldıray, Deniz Almanya kökenli. Önder Belçika'dan... Peki bu nasıl Milli Takım? O zaman bunlara da yasak koyacaksınız, çünkü bunlar da o Türk çocuklarının önünü kesiyor.

'Sporcular alkolik'
Türk sporcularını eğitimden geçirmeliyiz. O zaman kalite artacak, bu oyuncuları ondan sonra Avrupa'ya götüreceksin. Türkiye bunu yapmazsa Milli Takım başarıyı yakalayamaz. Türk oyuncusu alkolik, sigara içiyor, her haltı yiyor, sonra futbolu bıraktığında, alıp onu hoca yapıyorsun. O da geleceğin Türk futbolcusunu yetiştiriyor! Futbolcularımız topa vurmayı, kafa atmayı biliyor ama nerede duracağını bilmiyor. Almanya bile zenci futbolcuyu milli yaptı.

'Ulusoy'la konuşmam'
Biz Haluk Bey'le konuşmuyoruz. İşleri Şekip Mosturoğlu kanalıyla yürütüyoruz. O da
Federasyon'dayken F.Bahçeli oluşundan dolayı çok yıpratıldı. Federasyon da bu konuda Mosturoğlu'na gereken şekilde sahip çıkmadı. Biz de camia olarak o vefasızlığı örtmek için Mosturoğlu'nu yönetime aldık. Deniz Barış olayında en büyük ve ilk hata Levent Bıçakçı'nındır."

'Yılda 400 milyon $ kazanacağız'
"İki yılda bitecek bir projem var. Bu 2010'a kalmadan F.Bahçe'yi, Avrupa'nın bir mı maralı kulübü yapacak Yani her yıl kasasına 400 milyon dolar giren bir kulüp olabiliriz.

Haziran başında da 30 trilyonluk bir piyango çıkıyor. Bir banka ile konuştuk, hepsini istiyor. 'Biz hepsini alıp satacağız, başka bir şeye gerek yok' diyorlar. O zaman bizim bir
piyango daha yapmamız lazım. Kulübün başına geçtiğimde bugünlerin hesaplarını yapıyordum. 1998 seçim kitapçığımda, programımda bunların hepsi vardı. O zaman Dereağzı ile statla ilgili ne yazdıysam yapmışım. Biz 'Yaparız' dedik mi, yaparız. Sözlerimiz makette, kağıtta kalmaz. 100. yıl için ise biraz daha bekleyin. İçerisi çalışıyor. Ben yalnız değilim, yanımda çok değerli beyinler var.

'Ergani'liyim tabii'
"İlhan Cavcav, basın yoluyla 'Ey Erganili Yıldırım' diye bana meydan okuyor. Ben memleketimi saklamadım ki! Ama Cavcav'ın bilmediği bir şey var. Ergani ilk medeniyetin bulunduğu yerdir. Orada doğmuşum, inkâr mı edeceğim?"

'Şikayet etseydim, o gazeteciler kovulurdu'
"Bugüne kadar hiçbir gazeteciyi patronuna şikayet etmedim. Eğer şikayet etseydim, hepsini görevden alırlardı. O kadar gücümüz var yani.
Saraçoğlu Stadı'nı gezerken maçtan daha çok heyecan duyuyorum. Bana zevk veriyor. Çünkü bir eser ortaya çıkarıyorsun. Öbürü gelip geçici başarı. Kazanırsın, yenersin, o unutulabilir ama bu yapılan unutulmaz. Ben bunu sadece F.Bahçe'ye değil, Türkiye'ye yapıyorum. Stadımızda Milli Takım da oynuyor. Burası Türkiye'nin stadı.

Yeni projelerimizde bir spor salonu, bir de Kenan Evren Lisesi var. Alaşehir'in arkasındaki kısımda 6 bin kişilik salon yapacağız. Sonra Seyrantepe'nin gelişmesine göre bazı yeni şeyler yapabiliriz. Faruk İlgaz Tesisleri'nin yanını yani G.Saray'a ait kısmı da alacaktık. Nereye giderse gitsin, alacaktık. Ama olmadı. Kulübü de stada taşıyacağız. Orayı misafirhane gibi kullanıp, aynı zamanda otel yapmak istiyoruz. Sporcularımız geldiğinde orada kalacak. Dışarıdan da insanlar gelebilsin. Sponsorluk gelirlerimizi de yılda 30 milyon dolara çıkarmak istiyoruz."

Papermoon yemekleri Kutlualp'i şaşırttı
"F.Bahçe'de muhalefet yok. Muhalefet olması için bazı şeyleri kötü yapman lazım. Neyimiz kötü ki? Yönetimden haber sızdıranları temizledim. Şimdi yönetimdeki arkadaşlar bu konulan hiç affetmediğimi biliyor. Hakan Bilal Kutlualp'e Divan Kurulu'nda yaptığım ağır konuşmadan dolayı üzülmüyorum. Aracılarla yönetime girmişti, edindiği çevreden, basındaki dostlarından, büyüdüğünü sandı. Papermoon'da fazla yemek yedi, orada şaşırdı bana göre..."

10 milyon dolar verdim Eto'o'yu bırakmadılar
"Eto'o'yu elimizden kaçırmadık. R.Madrid'in malı olduğu dönemde istedik ama gözlerinin önünde olması gerektiğini söyleyip, Mallorca'ya kiraladılar. Sonraki pazarlıkta 10 milyon $'a dek çıktık ama yine vermediler. Irkçılık hadiseleri yüzünden bonservisinin yarısına Mallorca'ya bıraktılar. Henüz Türkiye Eto'o'yu bilmiyorken, biz takipteydik. Ortega, Alex, Anelka için de 'Gelmez' diyorlardı, hepsini getirdik. Appiah da öyle. Daum'a 'Appiah'ı getireyim mi?' diye sordum, 'Gelmez ki başkan' dedi. Appiah Juventus'ta banko oynuyordu, biz alıp geldik. Bir tek Zola'yı getiremedik."

Dayım ayrı, ben ayrıyım
"Hayatım boyu, dayım (Faruk Yalçın) da dahil, kimseden para almadım. Dayıma saygı duyarım ama ailede herkesin kasası ayrıdır. Ancak saygıdan dolayı bugüne dek herkesin konuştuğu 'Aziz Yıldırım'a parayı dayısı veriyor' söylentisini yalanlamadık. Hayatımla ilgili kararları ben veririm. Ben vermesem amigoları, şunları bunları temizleyebilir miyim?

Bütün icraatımın doğrusu-yanlışı benimdir. Dayımın yanında, mühendis olarak işe başladım, tecrübesinden faydalandım, 'işlerin başına geç' dedi, geçmedim ve kendi işimi kurdum. Ne kadar param varsa, ne alıyorsam, ne harcıyorsam hepsi benim.

Dayıma saygı duyarım ayrı, ama para veya herhangi o anlamında hiçbir şeyi aile vermemiştir bana. F.Bahçe kötü gitti mi 'Dayı parayı kesti' oluyor. Ama dayı para vermiyor ki, kessin. Ondan bırak kulüp için, özel hayatım için bile para almadım. Kardeşlerim de benden almaz. Herkesin kasası ve işi ayrı. Allah'a şükür, ailede herkes varlıklı. Ailem F.Bahçe'ye para vermeye mi meraklı? F.Bahçe'nin aileme ne faydası var? Aziz Yıldırım F.Bahçe'den ne almış ki?"

İnce bir mesaj!
'Diğer başkanlarla arkadaşlar görüşür'
"G.Saray ve Beşiktaş başkanları ile hiç konuşmuyorum. Gerekirse, arkadaşlar görüşüyor. Özhan Bey geçen aradı 'F.Bahçe Burnu'ndaki deniz feneri ihalesiyle ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz?' dedi. 'Almayı düşünüyoruz' dedim, o kadar. Bir Murat Aksu ile görüşüyorum ara sıra. (Not: Bu röportaj 16 Nisan'daki basket maçından önce yapıldı Artık bu ikili de küs!) Murat iyi çocuktur. Zaten o da olmasa Beşiktaş yönetimi 1 gün bile ayakta duramaz, yıkılır. Demirören'in, G.Saray'ın şampiyonluğu ile ilgili demecine de zamanı gelince cevap veririz."

Haberin Devamı