Fenerbahçe'yi karıştıracak sözler: Takımda yeri yok, çenesi durmuyor, İsmail Yüksek ve Tadic...

UEFA Konferans Ligi Play-Off Turu rövanş maçında Fenerbahçe, Twente ile kozlarını paylaştı. Kadıköy’de oynanan ilk maçı 5-1 kazanan ve büyük bir avantaj elde eden sarı-lacivertli ekip Hollanda'da tur için sahaya çıktı. Rakibini Hollanda'da 1-0 yenmeyi başaran sarı-lacivertli ekip, UEFA Konferans Ligi'nde grup aşamasına kalmayı başardı. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, ilk maçın 11’ine göre 6 değişiklikle sahaya çıktı. Tecrübeli teknik adam; Mert Müldür, Djiku, Ferdi Kadıoğlu, Szymanski, Kent, Batshuayi’nin yerlerine Osayi-Samuel, Serdar Aziz, Becao, Mert Hakan, Cengiz Ünder, Dzeko'ya görev verdi. İsmail Kartal, Twente maçına şu 11’le çıktı: “İrfan Can Eğribayat, Osayi-Samuel, Serdar Aziz, Becao, Oosterwolde, Fred, İsmail Yüksek, Mert Hakan, Cengiz Ünder, Tadic, Dzeko.” Maçın 26. dakikasında sinirler gerildi. Twente'den Sadilek, rakibinin müdahalesi ilşe yerde kalan Osayi-Samuel'in çıkan çıkan ayakkabısını alarak uzağa fırlattı. Bunun üzerine iki futbolcu arasında tartışma yaşandı. Maçın 37. dakikasında sinirler yine gerildi. Twente atağında Daan Rots ile Fenerbahçe kalecisi İrfan Can Eğribayat topa hamle yaptı. Sarı Lacivertliler'in ceza sahası içerisinde topun sahibi İrfan Can olurken, Hollandalı futbolcunun diz darbesi yüzüne geldi. Fenerbahçe'ye galibiyeti getiren golü yeni yıldızı Edin Dzeko, 72. dakikada penaltıdan kaydetti. Hızlı atakta cezasına giren Joshua King, rakibinin müdahalesi ile yerde kaldı. Hakem penaltı kararı verirken topun başına geçen Dzeko fileleri havalandırdı. Öte yandan spor yazarları Twente - Fenerbahçe maçını dikkat çeken ifadelerle değerlendirdi. İşte o yazılar... Twente beklediğimiz gibi çıktı ama Fenerbahçe'nin buna yanıtı öyle değildi. Evet; maçın kendine özgü felsefesi var, 3-0'lık yenilgi bile hedefe yetiyor. Bu arkasından seyirciliği, sonra da Bitsin de gidelim maçını getirdi. Pozisyonlar verdiler üst üste… Defansın arkasına sürekli sızdı, sızmaya çalıştı Twenteli oyuncular.Merkez orta saha baskıda yetersiz kalıyor, hatta izin veriyordu topla oynamalarına. Bir anda test maçı haline geldi dakikalar. Devre bittiğinde üç defans, bir de defansif orta saha İsmail sarı kartı gördü. Tadic – Dzeko önde top tutamadı. Cengiz'i oyuna sokacak organizasyon da oluşturulamadığı gibi, oyuncu da kendine bir saha yaratamadı. Kaleci İrfan Can'ın da içinde olduğu seri sarsaklıklar izledik.Fred ve İsmail maçı yaşadılar, Mert Hakan temposuyla onların peşindeydi. Sonrasında İsmail Kartal hamleleri yaptı. Josua King'in 80 metre top sürüp, penaltıyı aldığı ana kadar, maçı kazanmakla ilgili hiç işaret yoktu Fenerbahçe'nin oyununda. Bu sezonun sihri de burada aslında. Takım her maça ayrı bir kahraman çıkarabilecek kaliteye geldi. Aslında ilk yazmamız gereken detay var.; Ferdi Kadıoğlu… Genç oyuncunun önemi, baskı altındayken takımı rakip sahaya taşıması, önündeki oyuncuyla oluşturduğu pozisyonları hatırlayınca bir kez daha çıktı ortaya. Ferdi, takımın yıldızlarına o ışığı veren dinamo. İsmail Hoca bunların analizini yapacaktır. Rakibin gerip, sahadan uzaklaştırmaya çalıştığı stratejiden de az hasarla çıktılar. Şimdi daha rahat düşünüp, daha çok risk alabilecekleri ortama giriyorlar. Bu tip skor üstünlüğünün olduğu maçlarda yapılacak iki tür taktik vardır. Birincisi kendi oyununu oynayıp rakibi önde karşılayıp göz korkutmak. İkincisi ise skoru korumaya gidip oyunu kendi sahanda oynayacağını göstermek. Futbol öyle bir oyun ki inanın her şeye gebe. İlk maçı farklı skorla kazanmak asla turun geçileceği anlamına gelmiyor. Her daim dikkatli olmak gerek ki İsmail Kartal böyle, ne olur ne olmaz kadrosuyla sahaya çıktı. Rakip Twenteli oyuncuların hedefi, sinirimizi bozup bizi eksik bırakmaktı. Hakemin çok kolay kart çıkartması aslında az kalsın onları hedeflerine ulaştıracaktı. İsmail hocanın Mert Hakan sevdasını hala anlayabilmiş değilim. Lig maçı olsa 8+3'ten dolayı oynatıyor diyeceğim ama burası Avrupa! Hangi süper performansıyla formayı hak ediyor bilmiyorum. Sahada sürekli hem takım arkadaşlarıyla hem de rakiplerle uğraşıyor. Kardeşim sarı kart görmüşsün; hakem tehlikeli, hala çenen durmuyor. Senin yüzünden takım eksik kalsa kime neyi anlatacaksın? Artık şu tuhaf sinirine hakim ol! Uzay Gökerman: ''Fenerbahçe sezon başından bu yana çıktığı tüm resmî maçları kazanarak bu u bir alışkanlığa dönüştürmeyi de başardı. Bunu yaparken de ortalamada iyi futbol da oynuyor. Liderlik vasfı yüksek oyuncu grubunun takıma sahip çıkmasının bu seriye önemli bir katkısı olduğuna da şüphe yok.'' (Milliyet) Faik Çetiner: ''Sahadaki görüntü, Kartal’ın ikinci hamlesi ile değişti. Mert Hakan ve Tadic’i dışarı alıp İrfan Can Kahveci ve Szymanski sahaya sürdü. Rakip baskılı oynarken King’in topu orta alandan alıp ceza sahasına kadar götürüp, penaltı kazandırışı alkışlanır cinstendi. Usta Dzeko’nun vuruşuyla Fenerbahçe öne geçti. Aslında bu tur Kadıköy’de geçilmişti. Twente karşısıdaki futbola pek kafayı takmamak lazım, ne de olsa 5-1’in rehaveti vardı. Gruplara kalan Fenerbahçe’yi kutlayıp yeni yolculuğunda başarılar dileyelim. Ustalar topluluğu bu takım Avrupa’da da yüzümüzü güldürmeye devam edecektir.'' (Fanatik) Mehmet Ali Sabuncu: ''Sonuçta ev sahibi ekibin inançlı maça başlaması dikkat çekse de Fenerbahçe aldığı sonuçla Konferans Ligi’nde gruplara kaldı. Becao müthişti, İsmail’i beğenmedim. Bir iyi, bir kötü olmaz... Hep iyi olmalı. King’in penaltı sürecinde ok gibi topu alıp ilerlemesi müthişti. Sonuçta istenilen alındı. Aynen böyle devam. Bizim Anadolu takımlarının biraz Twente Kulübü’nü kendilerine örnek alması lazım. Maç kaybedilse de taraftar coşkusu ve oyun içindeki disiplin bozulmuyor. Bizde olsa 60’ta tribünler boşalırdı. İşte taraftar böyle olur.'' (Fanatik)