Ali Koç ilk kez itiraf etti: Pişman değil, üzgünüm
FENERBAHÇE HABERLERİ... Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, sarı-lacivertli kulübe başkan olduğu için pişman olup olmadığıyla alakalı konuştu. Üzgün olduğunu bildiren Koç, ayrıca başkanlık döneminde Fenerbahçe'ye 'pervasız' bir şekilde haksızlık yapıldığını söyledi. İşte Ali Koç'un çarpıcı sözleri...

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, iş insanı Murat Ülker'e konuştu. Başkan Koç; başkanlık süreci, hakem kararları, finansla durum ve diğer konular hakkında çarpıcı sözler söyledi.

İlk olarak, "Bugün itibariyle Ali Koç’un Fenerbahçeli imajından memnun musun? Yoksa 2018’de başlayan Başkanlık sürecini 'keşke hiç yaşamasaydım' dediğin oluyor mu?

Futbolun bu kadar içine girdiğinize pişman mısın? Fenerbahçe Başkanlığı sana neler kattı, neye mal oldu?" sorusuna yanıt veren Ali Koç, şunları söyledi:

"Hayat, 'keşke' diyecek kadar uzun değil. Fenerbahçe için yaptıklarımdan bir gün pişmanlık duymadım. Allah bana Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlık makamını nasip etti.

Bu makamda oturuyorsanız 'keşke' değil 'iyi ki' dersiniz. Fenerbahçe Başkanı iseniz, zaten futbolun içine sonuna kadar girmek zorundasınız. Bu konuda pişmanlığım değil, üzgünlüğüm var.

Üzgünüm; zira Türk futbol iklimi ne yazık ki hem daha kötüye gidiyor hem de kutuplaşan bir toplumun daha da kutuplaşmasına sebep oluyor. Üzgünüm, çünkü başkanlık dönemimde göz göre göre pervasızca Fenerbahçe’nin hakkı yendi.

Türk futbolundaki adaletsizlik ve haksız rekabetin boyutu artık herkes için aşikâr. Fenerbahçe başkanlığı bana hem pek çok şey kattı hem de pek çok şeye mal oldu, detayları bu röportaja sığmaz!"

Ardından, "Bir süredir Fenerbahçe maçlarında görünmüyorsun, sözcü olarak da ortalarda yoksun. Bu yeni bir strateji mi, yoksa?" sorusuna da cevap veren Ali Koç, şu ifadeleri kullandı:

"Bu sezon tüm maçları izliyorum. Bazen işlerimin yoğunluğu sebebiyle katılamadığım maçlar oluyor, fakat bu sezon mümkün olduğunca içerideki ve dışarıdaki maçlara katılım sağlıyorum. Artık bu sezon Acun Bey, futboldan sorumlu yönetici olarak sözcülüğümüzü üstlendi. Medya sektöründeki deneyimiyle bu anlamda bize oldukça faydalı oluyor ve daha çok onu görüyorsunuz. Yeri geldiği ve gerektiği zaman tabii ki ben de konuşacağım."

ŞAMPİYONLUK BİR TAKINTI MI?
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, "Fenerbahçe sizin başkanlığınız sırasında başta basketbol olmak üzere sporun nerdeyse her dalında başarıdan başarıya koştu. Bu başarılar bize yetiyor mu? Amaç tabii futbolda şampiyonluk. Bu bir tür takıntımız mı? Yoksa bunu kaşıyan spor kamuoyu mu? Başarıyı sadece futbol ligi şampiyonluğu olarak mı görüyorlar?" sorusu üzerine ise şunları söyledi:

"Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, 'Dünyanın en büyük spor kulübü' mottosunu kullanıyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz tüm branşlarda, olması gerektiği gibi, şampiyonluğu hedefliyor ve bunda da çoğu zaman muvaffak oluyoruz. Dünyada bizim kadar çok amatör branşı ve bu branşlarda istikrarlı bir şekilde üst düzey başarısı olan bir spor kulübü daha olduğunu düşünmüyorum.

Ülkemiz adına son üç olimpiyata en çok sporcu yollayan kulübüz. Futbolda başarı olmadığı zaman ne yazık ki diğer branşlardaki başarımız yeterince değer görmüyor. Diğer bir deyişle, hiçbir branşta olmayan, olimpiyatlara çok sınırlı katkı sağlayan bir kulüp futbolda başarı sağladığı zaman çok başarılı kabul edilebiliyor. Kısacası, ülkemizde futbolda başarılı iseniz yeterli oluyor."

Ali Koç, "Futbol kulüplerinin gelirleri ile giderleri arasında büyük farklar var. İnanılmaz derecede hesapsız kitapsız borçlanma var. Normal bir işletme böyle borçlansa iki güne batar. Siz bu mali disiplini nasıl sağladınız? Zor oldu mu? Bu konuda tüm kulüpler için yapılması gerekenler nelerdir?" sorusu üzerine ise şunları söyledi:

"Mevcut durumda, Fenerbahçe’nin futbol operasyonlarının gelir gider dengesi aslında çok sağlıksız değildir. Faaliyet kârı seviyesinde kesinlikle denge vardır. Fakat, geçmişten gelen ağır finansal borçların yarattığı faiz yükü eklenince vergi öncesi kâr seviyesinde büyük zararlar söz konusudur.

Sağ olsun devletimiz kulüplerimize yardımcı olmak için muhtelif bankaların içinde bulunduğu bir borç yapılanmasına öncülük etti. Bu anlaşmaya göre her gelirimizin %50’si bankalara gidiyor ve takdir edersiniz ki kulüplerin günlük ihtiyaçlarını karşılaması ve sezon boyunca taahhütlerini yerine getirmesi çok daha güçleşti. Bu yapılanmaya göre de %50 faiz ödüyoruz ki, bunu sürdürebilmek çok zor.