3-1'in ardından tozu dumana katacak sözler: Bu futbolla bir daha Fenerbahçe'de çalışamaz
Süper Lig'in 26.haftasında Alanyaspor'u deplasmanda 3-1 yenerek ezeli rakibi Galatasaray'la olan puan farkını 3'e indiren Fenerbahçe'de galibiyetin sevinci yaşanırken, spor yazarlarının Jorge Jesus'un sahaya sürdüğü 11'i eleştirmeleri dikkatlerden kaçmadı. İşte 4 golün atıldığı 90 dakikanın ardından Alanyaspor-Fenerbahçe maçı değerlendirmeleri...

Alanyaspor, Spor Toto Süper Lig'in 26'ncı haftasında Fenerbahçe'yi konuk etti. Heyecan dolu karşılaşma konuk takımın 3-1'lik üstünlüğüyle tamamlandı. Fenerbahçe'nin galibiyetini spor yazarları değerlendirdi.

Sarı-lacivertlilerde Jorge Jesus'un ilk 11'de başlattığı tecrübeli futbolcu için bomba bir iddia ortaya atıldı. Brezilyalı oyuncu için devre arası transfer döneminde takım arandığı öne sürüldü.

İşte Alanyaspor - Fenerbahçe maçı sonrası yazar yorumları
ERCAN GÜVEN: Gerçekten dramatik başladı maçın ilk yarısı ve tamamı aynı şekilde devam etti. Hani “32 kısım tekmili birden” derler ya. Aynen öyle! Henüz 4. dakikada Koulouris’in golüyle 1-0 geriye düştü Fenerbahçe ki, Alanyaspor’un ilk yarıdaki tek pozisyonuydu bu.
İlk çeyrek dolmadan Oosterwolde durduk yerde sakatlandı, yerini Osayi’ye bıraktı. Osayi ile Ferdi mecburen kanat değiştirdiği ve Fenerbahçe hücumları sağdan sola taşındığı için Jorge Jesus’un ilk 11’ini ve oynatmak istediği futbolu eleştirme şansı da kalmadı. Ancak santrfora yerleştirdiği ve maçta var mı yok mu bir türlü anlaşılamayan sakatlıktan çıkmış Pedro tercihi için herkes istediği kadar eleştirebilir Portekizli hocayı. İkinci yarı onun yerine sokup yine herkesle birlikte pişman olduğu sakatlanıp çıkan King için eleştirilebilir pekala.

Jesus, “kimi koysam oynuyor” diyordu ama sonuca kimin etki ettiğini umursamıyordu sanki. Muhtemelen yedek kulübesi sahadakilerden daha verimli olabilirdi. Hele öndeki Galatasaray’ın 3 puan kaybedip arkadaki Beşiktaş 3 puan kazandığı, Fenerbahçe’nin Avrupa serüveninin noktalandığı haftada.

ERSUN YANAL'N FUTBOLUNA ELEŞTİRİ
Ersun Yanal ise gelecek sezonlarda Fenerbahçe’ye dönme şansını tamamen kaybettiren bir negatif futbola ikna etmişti takımını. Ailecek topun arkasına geçtiler ve çok düşük pas isabeti yüzdeleri ile kontra bile yapamadılar. Ev sahibi, savunurken sürekli açıklar verdi ama bu kez Fenerbahçe’nin düşük temposu ve yavaşlığı hücumlarını sonuçsuz bıraktı.

Tamam; maç tek kaleydi ama Fenerbahçe adeta “hayalet takım” gibiydi ilk yarıda. Ve o hayalet takımın hayali şampiyon olmaktı. Bu futbolla zor işti doğrusu. Ancak rakip müsaade ettiğinde ve sahayadoğru adamları monte ettiğinde kazanabildi Fenerbahçe. O zamana kadar topla temas etmek bile istemeyen rakibin kafes gibi kurduğu orta sahasını geçemedi, ceza sahasında çoğalamadı, hızlanamadı. Her şey ikinci yarı Alanyaspor açık oynamayı tercih edince değişti.

Futbolun 10-15 dakika VAR kararı beklediği zaten yavaş Fenerbahçe’nin iyice soğuduğu ilk yarıda VAR’dan dönen bir golü vardı Sarı-lacivertli takımın. Rossi ofsaytmış… Hiçbir şey anlaşılamayan uzaktaki pozisyon görüntüsüne kimin ayağına dokunduğu belli olmayan bir çizgi çekilmiş belgesi vardı ama anlamak zordu açıkçası.

Jesus, hiç yapmadığı bir şey yaptı ikinci yarı başlarken ve yok hükmündeki Pedro’yu, kontenjandan yeri garanti Arao’yu ve son dönemin en formsuzlarından İrfan Can’ı çıkarıp Emre Mor, Zajc ve King’i aldı. Bu futbolcular herhangi bir Fenerbahçelinin ilk 11’e yazacaklarıydı zaten, hoca 45 dakikada emin oldu. 65 dakika beklemedi; ona da şükür!

Kaçınılmaz olarak tempo kazandı Fenerbahçe. Önde adam eksilten maçının sonuna doğru golünü de atan Emre ile ceza sahasına daha kolay girdi. Çünkü, Alanyaspor kalenin önüne otobüs çekmeyi bırakmış, bu da başta Emre, Fenerbahçe’nin işini kolaylaştırmıştı.Muhtemelen Ersun Yanal “artık ayıp oluyor” demişti ofans adına tek şey yapmayan takımına bakıp. Neden o kadar kapalı başlayıp ikinci yarı açık oyunu tercih etti Yanal? Bir gol daha atıp “ne hoca ama” dedirtme hırsı galiba.

Rakip kaleye daha rahat gelen, savunma arkasına daha kolay sarkan Fenerbahçe Osayi ile penaltı kazanıp Valencia gole çevirince skor 1-1 oldu. Ardından Ferdi için de penaltı isteyen Jesus oyuna döndü; lakin kenarda biraz aşırı hareketler yapınca kırmızı kartla tribüne çıktı. Hakem Portekizce mi biliyordu ne?.. İtiraz hareketlerini küfürle mi süslemişti yoksa? Başka türlü kırmızı kart niye? Derbiye hocasız çıkacak Fenerbahçe!

King-Serdar değişikliğinden sonra Alanyaspor kalesini iyice zorlayan Fenerbahçe 84’te kazandığı ve Valencia’nın attığı ikinci golle, ardından Emre Mor’un bireysel çabasıyla attığı üçüncü şahane golle ümitlerini on beş gün sonraki Beşiktaş maçına taşıdı. Hayalet gibi başladığı deplasmanı hayalindeki skorla tamamladı sonuç olarak.

EDİZ SIRAPINAR: Lider Galatasaray’ın Konya’da üç puan bırakmasından sonra Fenerbahçe’den beklenen, oyun ve skor olarak “kocaman” bir adımdı... Şöyle ses getirecek, rakibine korku salacak dev bir adım…

Ama nerede... Şaşkın, dalgın ve adeta emekleyerek başladı maça sarı-lacivertliler... İlk yarı boyunca da sürünerek devam etti.Bu tablodan, oyunculardan çok, Jesus sorumluydu... Maç öncesi mikrofonlara, Sevilla maçındaki futbolu öven Portekizli hoca, Alanya karşısına öyle bir kadro çıkarmıştı ki, takımın perşembe gecesi ortaya koyduğu oyunu tekrarlaması zaten imkansızdı.

Mesela; Szalai’nin yokluğunda, devre arası ülkesine geri dönmesi için elli takla atılan, son güne kadar kendisine takım aranan Gustavo’nun ilk 11’de ne işi vardı?Nitekim yenilen golde ofsaytı bozan yine Brezilyalıydı...Arao - İsmail orta sahasından yaratıcılık beklenebilir miydi? Zajc veya Arda’yı kulübeye oturtacak sebep neydi?

Peki, dört ay sonra ilk 11’de şans bulan, fizik yetersizliği yürürken bile belli olan Pedro mu takımın gol problemine çare olacaktı?Sezonun kendi adına en erken golünü yiyen ve iyice sersemleyen Fenerbahçe, topa yüksek bir oranda sahip olmasına rağmen yan pas, geri pas ve doldur-boşaltlarla geçirdi koca 45 dakikayı... Zaten bu kadrodan fazlası da beklenemezdi. Rossi ile bulduğu gol ise VAR’a takıldı...

Yüzde yüz kanıt sayılmayacak bir görüntü ile... Bu arada sakatlanan Oosterwolde’nin yerine giren Osayi’nin daha bir dakika geçmeden rakibine yaptığı sert hareket tam bir sorumsuzluk örneğiydi... Bu pozisyondan sarı kartla kurtulması hem kendisinin hem Fenerbahçe’nin şansıydı.Jesus, yaptığı hatanın farkına soyunma odasında varmış olacak ki, doğrudan oyuna dokundu. Arao-İrfan Can-Pedro üçlüsünün yerine Zajc-Emre Mor-King ile ikinci yarıya başladı.
Çalışmayan orta saha kendini buldu. Üzerindeki ölü toprağını biraz olsun atan Fenerbahçe, Osayi’nin kazandırdığı penaltı sonrası Valencia ile eşitliği sağladı.Takım tam ivme kazanmış, rüzgârı arkasına almıştı ki, bu kez Jesus’un gördüğü kırmızı kart, tempoyu düşürdü. Hatta Alanya bu sırada net bir fırsatı harcadı. Neyse ki sarı-lacivertli futbolcular çabuk reaksiyon vererek kaldıkları yerden devam etmeyi bildiler. Önce Valencia’nın yine penaltıdan gelen golü, ardından maça damgasını vuran Emre’nin uzatmalardaki füzesi, geceyi Fenerbahçe adına mutlu sonla bitirdi.

Valencia’ya burada bir parantez açmak gerek; evet belki sarı-lacivertli forma altında gol rekoruna koşuyor ama hiçbir zaman güven veren bir forvet tipi çizmiyor. Kaçırdıkları attıklarının neredeyse üç katı olan bir oyuncu ile büyük hedeflere ulaşmak ne kadar gerçekçi sorgulamak lazım..

Fenerbahçe, Jesus’un gel-gitlerine, sanki mayısı beklemeden evine gitmek ister gibi gözüken hamlelerine ve vasat oyuna rağmen Galatasaray’ın ensesine yapıştı. Zor Mor!.. Hesap tuttu ya; ona bakın siz.