İnsanlığı değiştiren müthiş fikir

Dünyanın en harika fikirleri...

Haberin Devamı

n Demokrasi mi, internet mi, romantizm mi... Yoksa matbacılık mı, kanalizasyon mu, seri üretim mi... Dünyanın en harika fikri nedir? John Farndon’un yeni kitabı “Dünyanın En Harika Fikri”nde tüm bunlara yanıt veriyor.

ağdaş konuları ele alan pek çok kitabın yazarı olan John Farndon’dan harika fikirler üzerine bir kitap yazması önerilince, ilk tepkisi, “çok saçma” olmuş... Büyük fikirlerin insanlığı değiştirdiği gerçek olsa da, bir fikrin büyük olduğuna nasıl karar verileceği, en harika fikrin insanlığa en büyük yararı sağlayan fikir mi, yoksa en büyük etkiyi yaratan mı olduğu gibi çelişkiler nedeniyle böyle bir konseptin başarısızlığa mahkum olacağını düşünse de, bu kitabı yazmış Farndon. Nedenini ise şöyle anlatıyor:
“Dünyanın En Harika Fikri kavramında insanın aklını çelen, ‘Yok canım saçmalık bu’ demeden önce konu üstünde düşünmek için insanı sinsice başta çıkaran bir şey vardı. Fikirler önemlidir. Hayatı deneyimleyişlerimizi şekillendirir. Bize iyi ve kötü şeyler getirir... Geleceğe dair inanç ve umutlarımızı değiştirir... İşte tüm bunlar o fikirleri, üstünde düşünmeye değer kıldı. Kitabı yazmamdaki esas amacım da buydu, düşünmeyi tetiklemek... Bir diğer amaç ise insanın pratik zekası karşısında keyiflenmek ve insanın çağlar boyu ortaya attığı parlak fikirleri takdir edebilmek...”

Hepsi de hayatı kolaylaştırdı

Keyifli bir dille yazılan kitapta “İnsanlığı Değiştiren 50 Müthiş Fikir” sıralanırken, fikrin oluşumu, geçmişten günümüze olan süreci hakkında da bilgiler veriliyor. İşte onlardan bazıları:
n EVLİLİK
Her yıl dünyada yaklaşık 100 milyon insan evlilik tımarhanesine kapatılmayı gönüllü olarak istiyor... Dünyanın pek çok yerinde çoğu insan için evlilik hâlâ normal bir deneyim. Evlilik tüm kayıtlı tarih boyunca bir kuraldı ve görünüşe bakılırsa aynı şey, dünyanın en ilkel kabileleri için bile geçerliydi. Tüm dezavantajlarına rağmen çoğu insan hâlâ resmi evliliğin ağır yükümlülüğünü tercih ediyor.
n DOKUMA VE İPLİKÇİLİK
Dokuma ve eğirmeyle kumaş yapmak kadar mütevazı, ama bir o kadar da kalıcı değeri olan hiçbir iş yoktur... Endüstri devrimi döneminde iplikçilik ve dokumanın otomatikleştirilmesiyle birlikte çok sayıda hünerli el dokumacısı ve iplik eğiricisi geçimsiz kaldı... Otomatikleştirilmiş dokuma ve eğirme, Endüstri Devrimini tetikleyen sanayilerden biriydi ve bir anlamda bugünkü modern dünyayı bize sundu. Tekstil imalatı ilk büyük endüstri kentlerinin gelişiminde kilit rol oynadı ve hızla büyümekte olan nüfusun ihtiyaç duyduğu ucuz giysileri de sağlamış oldu... Ghandi elde iplik eğirmeyi dünyanın en harika ve vakit harcamaya değer faaliyeti olarak görüyordu: “Sadece kazandıran ve hiçbir şey kaybettirmeyen tek faaliyet varsa, o da elde ip eğirmedir”...
n ÜZENGİ
Yarım yüzyıl önce Stanford Ortaçağ Profesörü Lynn Townsend White, “Ortaçağ Teknolojisi ve Toplumsal Değişim” isimli çığır açıcı bir kitap yazdı... Kitabın en dikkat çekici yanı, feodal sistemin gelişmesine yol açan şeyin, üzengi icadı olduğu fikriydi. White şunları söylüyordu: “Çok az icat üzengi kadar basittir ama yine çok azı tarihte böylesine dönüştürücü bir etki yaratmıştır. Üzenginin mümkün kıldığı yeni savaş stillerinin getirdiği zorunluluklar, batı Avrupa toplumunun yepyeni bir şeklinde ifadesini buldu. Yeni ve uzmanlaşmış yöntemlerle savaşma olanağına sahip, toprak sahibi savaşçı aristokratların hükmettiği bir toplumdu bu”... Üzenginin bir fikir olarak harikalığı şövalyeliğin ve feodal toplumun ortaya çıkışı gibi büyük ve dünya değiştiren özelliklerinde değil, ayakları çok daha yere basan bir özellikte yatıyor diyebiliriz. Sonuçta atı, asker ya da uzman bineği olmaktan çıkarıp çağlar boyu milyonlarca sıradan insanın kişisel gündelik ulaşım vasıtasına dönüştüren şey belki de üzengiydi...
n KAPİTALİZM
Kapitalizm bazı yönleriyle tarihin kendisi kadar eski, çünkü satıcılar ve alıcılar, pazarlar ve tüccarlar daima var oldu. Ancak kapitalizmin ilk kıpırtıları olarak yaygın biçimde benimsenen dönem, derebeyleri ve seferlerden oluşan Ortaçağ feodal sisteminin çökmesiyle birlikte tacirlerin geniş bir alanda ortaya çıkmaya başladığı 1500’lü yıllardı... Kapitalizm ile özgürlük arasındaki yapısal bağlantı, bazılarına göre sistemin en büyük ahlaki gücüdür. Serbest piyasa güdüsü aynı zamanda kişisel ve politik özgürlük güdüsünü de tetikler. Hatta kimileri kapitalizmin özgürlüğün en büyük destekleyicisi oldruğunu ileri sürer. Kapitalizm aslında eşitsizlikler ve acılar yaratan korkunç bir sistem. Ancak belki yine de bunca zaman hayatta kaldığı ve pek çok eksiğine rağmen bunca insanı dünyayı yönetmenin en uygun yolu olduğuna ikna ettiği için harikat bir fikir olduğu söylenebilir.
n YELKENLİ
Yelkenli insan üretimi teknolojilerin belki de en güzelidir. Dünyanın dört bir yanını gezmek için atmosferin bolca verdiği enerji dışında hiçbir enerjiden yararlanmadan, rüzgar esintisiyle denizlerde süzülmekten hoş bir yol düşünülemez. İnsanı mücadeleye sürükleyen zorlu hava koşullarında bile yelkenliyle seyahatin başka hiçbir seyahat türüyle karşılaştırılamayacak bir ihtişamı vardır... Yelkenli 5000 yıl boyunca dünya seyahatinin önde gelen yöntemi oldu. Keşfin ticaretin ve iletişimin ardındaki itici güçtü. Yelkenli olmasa Colomp Atlas Okyanusu’nu geçemez, Cook Avustralya’yı asla bulamaz, İbn-i Batuta Afrika keşif seferlerine asla çıkamazdı. Yelkenli olmasa Avrupalılar Amerika’yı asla sömürgeleştiremezdi...


Sağlık sistemindeki
gelişmeleri unutmamalı!

n AŞI
Tüm zamanların en büyük tıbbi başarısı... Gelişmiş ülkelerde aşılar pek çok bulaşıcı hastalığı ortadan kaldırmada öyle etkili oldu ki o hastalıkların bir zamanlar ne kadar korkunç olduğunu unuttuk.
n KALKÜLÜS
Profesör Ian Stewart “Sonsuzun Ehlileştirilmesi” adlı kitabında kalkülüsü “matematik tarihinde kaydedilen en önemli gelişme” diye nitelendirmişti. Kalkülüs 17. yüzyılda başlayan ve bugüne dek devam eden bilimsel devrimin ardında yatan itici güçtü. Nihayetinde kalkülüsün doğal dünyanın matematiği olduğu ortaya çıktı ve gezegenlerin yörüngesinden, karınca nüfuslarının gelişimine dek her şeyin matematiksel olarak analiz edebilmesini sağladığı anlaşıldı. Kalkülüs sayesinde matematikle, değişen ve farklılık gösteren hızlarda hareket eden cisimleri araştırmanın önü açıldı...
n BİLİMSEL YÖNTEM
Galileo’dan itibaren bilimsel yöntem çeşitli yollarla ve çeşitli titizlik dereceleriyle uygulandı, ancak gerçek dönüm noktası mevcut tavrın değişimi oldu. Çok sayıda insan dünyayı inceleyerek, yaptıkları gözlemler üstüne kendi adlarına düşünerek ve fikirlerini başkalarına iletip onlardan yorum ve öneri alarak bilgi edinilebileceğine inanmaya başladı. Bilimsel yöntem, zihinleri özgürleştirdi ve yanıtların ilahi yollar ya da eski alimler tarafından kendilerine söylenmesinin şart olmadığını düşünmelerini sağladı. İnsanlar yanıtları kendi kendilerine bulabilme gücüne sahip olduklarını fark etti. Bu farkındalık insanın tabiatında varolan merakı tetikleyerek pek çok insanı son derece heyecanlandırdı...
n SERİ ÜRETİM
1860’larda olağanüstü et üreticisi Gustavus Swift, Chicago’daki mezbahasının ününü hak etmesi için elinden geleni yapmıştı. Mezbahanın içindeki tepeden hareket eden mekanizma her hayvanı çeşitli çalışma istasyonlarına taşıyordu. Bu istasyonlarda işçiler etin belli bir parçasını kesiyor, önlerinden geçerken gerekli işlemi yapıyorlardı. Sonradan dediğine göre Ford’a fikir veren şey de işte bu olmuştu... Ford tanıtımını yaptığı sırada seri üretim ve montaj hatları aslında yeni fikirler değildi. Yeni ve devrim niteliğinde olan kimsenin buna daha önceden elle üretilen araba gibi büyük ve karmaşık bir mal için kalkışmamış olmasıydı.

İnternette oy kullananlar ne dedi?

4 Anestezinin icadı da en harika fikirlerden biri sayılmaz mı? Bu icattan önce en küçük ameliyatın ya da dişle ilgili en ufak bir işlemin ne kadar acılı olduğunu hayal edebiliyor musunuz? (Susan)
4 Dünyayı tamamen değiştiren hayatımızdan atamayacağımız ve herkesin her gün faydalandığı bir fikri arıyorsanız, aradığınız şey, matematiktir. (Geoff)
4 Psikoanalizin kesinlikle listede olması gerekir. Kendimizi algılayışımızı ne kadar değiştirdiğini düşünsenize... (Helena)
4 Bence en harika fikir, zamanı söylemek ya da zamanı
ölçmekti. (Anon)

8 bin yıllık geçmişiyle şarap en eski içki

Victor Hugo’nun unutulmaz sözleriyle: “Tanrı sadece suyu yarattı, insansa şarabı“... Şarap aslında gelmiş geçmiş buluşların en gereksizi, üstelik muhtemelen işe gidememe sebepleri arasında soğuk algınlığından çok daha fazla yer sahibi. Şarabın püf noktası, küçük miktarda alındığında kaygıları yatıştıran bir merhem gibi olması.
Çoğu sosyal ortamda hissettiğimiz rahatsızlık duygusunu ortadan kaldırır ve basit bir yemeği keyifli bir etkinliğe dönüştürür. “Şarap dünyanın kusursuzluğa eriştirilmiş en medeni ve en doğal şeylerinden biridir” der Ernest Hemingway. Şarap 8 bin yılı aşkın süredir içiliyor. Fakat belki de Romalı oyun yazarı Plautus’un şu uyarısına kulak vermemizde fayda olabilir: “Şarabın en büyük kötülüğü, insanı öncelikle ayaklarından kavramasıdır, pek hünerli bir güreşçidir kendisi...”

DİĞER YENİ YAZILAR