Küresel düzeltme

Yaşlı kurt Greenspan’in Amerikan ekonomisinin durgunluğa sürüklenebileceğini söylemesi küresel ekonomiyi sallamaya yetti. Salı günü Çin borsası yüzde 9 değer kaybetti

Haberin Devamı

Yaşlı kurt Greenspan’in Amerikan ekonomisinin durgunluğa sürüklenebileceğini söylemesi küresel ekonomiyi sallamaya yetti. Salı günü Çin borsası yüzde 9 değer kaybetti. Ardından güneşin doğudan batıya hareketine paralel olarak diğer borsalarda büyük düşüşler yaşandı. Bu satırların yazıldığı çarşamba günü öğle saatlerinde sarsıntının şiddetini kaybettiği gözlemleniyordu.

Küresel sarsıntı Türkiye’yi de etkiledi. En çok İMKB, kısmen de faiz ve kur etkilendi. Faizler biraz artarken dolar-euro sepetinde yüzde 2,5 civarında sınırlı değer kaybı yaşandı. Şimdi herkes şunu merak ediyor: Bu sarsıntı daha büyük bir sarsıntının öncüsü mü?

Soruya yanıt ararken finans piyasalarındaki spekülatif davranışlardan çok küresel ekonominin temelindeki dengesizlikleri yeniden masaya yatırmak gerekiyor. Küresel dengesizlikten kastım tek cümleyle şudur. ABD’de yüksek bütçe ve cari açık, yüksek faiz, Çin’de ihracata ve yatırıma dayalı aşırı büyüme, düşük değerli para ve yüksek dış ticaret fazlası. İkincil aktörler olarak AB ile Japonya’yı geçiyorum. Ekim ayında “Küresel dengesizliklerin çözümü” başlıklı yazımda, Kenneth Rogoff, John B. Taylor, Olivier Blanchard ve Takotashi İto gibi ünlü makro iktisatçıları izleyerek şu saptamaları yapmıştım:

1- Küresel ekonomide oluşan dengesizlikler sürdürülebilir değildir.

2- Çözüm talebin ve döviz kurlarının yeniden dengelenmesindedir.

3- Yeniden dengeleme özel kesimin davranışlarının değişmesine bağlıdır.

4- Hükümetlerin uygulayacakları politikalarla bu değişimler kolaylaştırılmalıdır.

5- Bir şey yapılmazsa, dengelemeyi er ya da geç piyasa sert biçimde yapacaktır.

Düzeltme piyasaya havale
Küresel ekonominin önünde iki yol vardı. Birincisi, dengesizliklerin ABD’de durgunluğa yol açmasına, bunun da peşinden de tüm dünyayı sürüklemesine götürüyordu. İkinci yol, küresel düzeltmenin ABD ekonomisinin durgunluğa sürüklenmeden gerçekleşmesine çıkıyordu. Bunu başarmak için ABD ve Çin’in önce teşhiste ve tedavide anlaşmaları, sonra koordineli şekilde ihtiyaç duyulan iktisat politikalarını uygulamaları gerekiyordu. ABD’nin bütçe açığını azaltması şarttı, tabii askeri harcamaları düşürerek. Yoksa daha çok vergi alarak ve daha az sosyal harcama yaparak değil. Bu sayede faizlerin gevşemesi, dolayısıyla doların değer kaybıyla birlikte ihracatın artıp ithalatın frenlenmesi, kısacası devasa cari açığın gerilemesi mümkündü. Ancak bu sürecin istenilen sonuçları vermesi için diğer yanda Çin’in de dalgalı kura geçerek parasının değerlenmesine izin vermesi, iç talebi artıracak politikaları devreye sokması, böylelikle devasa dış ticaret fazlasını azaltması gerekiyordu. Küresel ekonomiyi durgunluğa sürüklemeden düzeltmenin temel koşulları bunlardı.

ABD ile Çin anlaşamadı. Anlaşamayınca küresel dengesizliklerin düzeltilmesi piyasanın insafına kaldı. Piyasanın elinin ayarının olmadığı malum. Artık Amerikan ekonomisinin gidişatı gelecek sarsıntıların şiddetini belirleyecek. Durgunlukla birlikte ABD ithalatının düşmesi Çin ihracatını ve büyümesini vuracaktır. Aşırı yatırım durumu ve yavaşlayan ihracat Çin’de büyümeyi etkiler ve halının altına süpürülen pislikler banka sistemini zorlar. Çin daha da agresif hale gelebilir. Sonuçta küresel durgunluk kaçınılmaz olur.

Türkiye’nin durumu gelecek yazıda.

DİĞER YENİ YAZILAR