Matematik testini yapan sınavı kazanır!

2 Haziran 2018

‘Sınav kolaydı veya zordu’ demenin bir manası yok! Sınav kolay da olsa, zor da olsa sonuç değişmeyecek. Sınava katılan yaklaşık 1 milyon öğrenciden sadece 126 bin 510’u nitelikli olacak. Sınava katılan adayların sadece yüzde 8’i kazanacak! Geri kalan yüzde 92’si evleriyle okul arasındaki yarıçapı ölçecek… Türkiye genelinde bin 367 okulun, 4 bin 217 sınıfına 126 bin 510 öğrenci alınacak. Diğerlerinin geleceği ise ‘çember’in genişliğine sığdırılacak.

***

Nitelikli bir liseye yerleşebilmek için yaklaşık 1 milyon 8’inci sınıf öğrencisi LGS’ye girdi. Kendisini üniversiteye taşıyacak ‘nitelikli lise’ye yerleşebilmek için. Çocuklar, nitelikli bir gelecek için yaklaşık üç saat ter dökecek. İsteğe bağlı bir sınava, son sınıfta okuyan tüm adayların katılması ayrı inceleme konusu. Sınavsız sistemde, tüm adaylar sınava giriyor! Tarih yazmamıştır…

***

Üniversitenin kapısını açacak iyi bir liseye yerleşmek elbette önemli. Ancak ortada çözülmesi gereken iki sorun var. Birincisi: Nitelikli gelecek, üç saate sığmayacak kadar geniş bir zam anı kapsar! İkincisi: Çocukların geleceği, çemberin yarıçapına sığmaz! Bunlar güzel günler. Alpay’ın ‘Eylülde Gel’ şarkısı aklıma geldi… Eylül sıkıntılı geçecek!

***

LGS’yi PISA’ya benzetme çabaları var. Beyhude bir arayış! İki sınavın mantıkları çok farklı; biri seçme ve sıralamaya yönelik, diğeri hayatı anlamaya! Biri ‘nitelik’ arayışında, diğeri ‘herkesi nasıl başarılı yapabiliriz’ derdinde. PISA sınavında öğrencilerin okuduklarını özetleyip aktarmaları beklenmiyor. Öğrencilerin neyi bildiklerini değil, bildiklerini gerçek yaşama nasıl uygulayabildiklerini sorguluyor. Muhakeme yeteneği ve yeterliliklerini ölçen sorular da soruluyor. LYS’de ise zamana karşı bir yarış var! Puana dayalı bir sıralama var. Daha da acısı, bir eleme var! Buna rağmen, ülkemizde uygulanan değerlendirme anlayışının PISA ile ilişkilendirilmesi yönünde somut bir modelin oluşturulamaması çok vahim bir tablo…

***

Devamını Oku

Kontenjan durumları

31 Mayıs 2018

LGS’de yüksek puan almak ve rakiplerinizden bir adım öne geçmek için önerilerimize kulak verin...

- PANİK YAPMAYIN: Çoğunuz yıl içinde birçok deneme sınavına girdiniz, önceki MEB’in örnek sorularını incelediniz ve çözdünüz. Cumartesi günü gireceğiniz sınav, bunlardan farklı olmayacak. Korkmanıza gerek yok. Deneme sınavlarında karşılaştığınız sorulardan daha kolay sorularla karşılaşacaksınız. Heyecanınızı kontrol altına alırsanız, yıl içinde uyguladığınız sınavlardan çok da farklı bir sınavla karşılaşmadığınızı göreceksiniz.

- DERİN NEFES ALIN: Sınava başladığınız anda her şeyi unuttuğunuz duygusuna kapılabilirsiniz. Bu, geçici bir durumdur. Sınava giren her aday bu durumla karşılaşabilir. Dert etmeyin, geçer. Birkaç soruyu yanıtladıktan sonra bu duygu kendiliğinden yok olur. Değişimi hissetmezsiniz bile.

- İLK SORUDAN BAŞLAMAYIN: Yıllardır hep dikkat etmişimdir, sınava başlayan her aday hemen ilk sorudan başlıyor. Sınavda, birinci sorudan başlayacaksınız diye bir kural yok. Ya ilk soru, zor soruysa... Moraliniz bozulacak, her şey birbirine karışacak. Önce hangi testten başlıyorsanız, o testin bütün sorularını gözden geçirin. Bir dakikanızı bu işe ayırın. Bu, zaman kaybı değildir. Bu tarama işlemi, o bölümdeki soruların genel yapısını görmenizi, testin yapısındaki değişikliklere hazırlıklı olmanızı sağlar.

- ACELECİ DAVRANMAYIN: Doğru yanıtı bulduğunuzu sanıp diğer seçeneklere bakmamanız sizin zararınıza olur. Mutlaka sorunun bütün seçeneklerini okuyun. Bu, zaman kaybı değildir. Yanıtınız doğru olsa bile mutlaka diğer seçenekleri de okuyun.

- BAŞLADIĞINIZ TESTİ BİTİRİN: Hangi testten başlıyorsanız, o testi bitirmeden diğerine geçmeyin. Bu durum, sizi çok rahatsız eder, aklınız sürekli diğer testte kalır. Şaşkın bir vaziyette testler arasında dolaşıp durursunuz.

Devamını Oku

LGS’nin şifreleri

30 Mayıs 2018

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sisteminin yerine getirilen yeni Liseye Geçiş Uygulaması (LGS), iki aşamalı olarak gerçekleştirilecek. Birinci olarak, sınavla öğrenci alan okullara merkezi tercih ve yerleştirme sistemi ile öğrenci yerleştirilecek; ikinci olarak da, sınavsız öğrenci alacak okullara mahalli yerleştirme sistemi ile kayıt yapılacak. Her iki yerleştirme sisteminin nasıl yapılacağı ile ilgili lise tercih ve yerleştirme kılavuzunun yayınlanma tarihi belli oldu. Kılavuz, 25 Haziran’da yayınlanacak.

2017-2018 öğretim yılı sonunda yaklaşık 1 milyon 300 bin öğrenci 8. sınıfı bitirecek. Bu öğrencilerden 126 bin 240’ı beş farklı türde sınavla öğrenci alan bir okula yerleştirilecek.

LGS’ye başvuru yapan 1 milyon adayın gerçek hedefi, bu beş okul türü içinde toplam kontenjanı 78 bin 480 olan Fen Lisesi, Anadolu Lisesi veya Sosyal Bilimler liselerinden birine yerleşmek. Yani LGS’ye başvuran adaylardan yaklaşık yüzde 8’i hedefine ulaşacak.

90 soru sorulacak

TEOG’un yerine getirilen Liselere Geçiş Sınavı (LGS), 2 Haziran Cumartesi günü yapılacak. LGS, aynı gün iki bölüm halinde uygulanacak. Sınavda adaylara çoktan seçmeli 90 soru yöneltilecek. Sınavın birinci bölümü saat 09.30’da, ikinci bölümü ise saat 11.30’da başlayacak. LGS’nin birinci bölümü 50 soruluk SÖZEL alandan oluşacak ve 75 dakika sürecek, sınavın ikinci bölümde SAYISAL alandan adaylara 40 soru yöneltilecek ve 60 dakika sürecek.

SÖZEL bölümde, 8’inci sınıf Türkçe dersinden 20, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Yabancı Dil derslerinden 10’ar olmak üzere 50 soru; SAYISAL bölümde ise, Matematik ve Fen Bilimleri derslerinden 20’şer olmak üzere 40 soru yöneltilecek.

İki bölüm arasında verilen süre, öğrencilerin ihtiyaçlarını gidermesi ve dinlenmesi için kullanılacak. Bu sürede öğrenciler, okullardan ayrılamayacak.

Yanlış cevaplar, bu kez doğru cevaplarınızı etkileyecek. Üç yanlış yanıt, bir doğru yanıtın azalmasına yol açacak.

Devamını Oku

Okula değil sınıfa giriş sınavı

21 Nisan 2018

Milli Eğitim Bakanlığı çok fazla sayıda öğrencinin sınava başvurmasına hazırlıklı olduklarını söyledi. Fakat, buna hazırlıklı olduklarını tahmin etmiyorum. Çünkü baştan öngörülen sayı neredeyse 300 bin dolaylarındaydı. 126 bin kontenjan var, süre bitene kadar bütün öğrenciler buraya başvuracak. Bu kimsenin tahmin edemediği bir tablo. Sınavda ilk başta 60 soru sorulacağı açıklandı daha sonra 90’a çıkarıldı. Ancak 90 soruda 1 milyon 200 bin kişinin elenmesi sorun olacak.

Bir diğer nokta ise sınavın kaldırılacağı gerçeğinin sadece kağıt üzerinde olduğu ve pratikte hala sınavın var olduğu. Bakanlık, mahalle mektebine sınavsız alacağız dese de herkes en azından şansını denemek amacıyla bu sınava girecek. Bakanlık sınavı kaldırdı ancak öğrenciler sınavı kaldırmadı. Demek ki öğrenciler bu sınavı istiyor. Bu uygulama kaygıyı ortadan kaldırmadı aksine arttırdı. İnsanlar şu anda ne yapacaklarını bilmiyorlar. Hiçbir umudu olmayan öğrenci bile sınava başvurdu. En azından var olan belirsizliği sınav sonrasına saklıyorlar.

Eskiden sınav varken okul sayısı çok fazlaydı. Sınavları kaldırdıklarını söylediler ancak nitelikli okul sınavlarını koydular. Bu sefer öğrencilerdeki kaygı nitelikli okullara girmek için arttı. Eskiden seçenek çok fazlaydı, kontenjan çok fazlaydı. Şimdi ise öğrenci sayısı aynı ama kontenjan azaldı. 126 binin 50 bini zaten Anadolu liseleri. Geriye kalan 70 bin de mesleki liseler ile imam hatip liseleri. Öğrenci mesleki eğitime ya da imam hatip lisesini düşünmediği zaman 126 bin kontenjanla bile karşılaşmayacak. Neredeyse 50 bin kontenjanla karşı karşıya kalacak.

Önceden TEOG’da oturum sayısı fazlaydı ve bu durum kaygıyı azaltan bir unsurdu. Şimdi ise tek sınav var. Kaygıyı çoğalttılar. Nitelikli okul dediler ama nitelikli okulu geçtik, nitelikli sınıflar oluşmaya başladı. Kontenjanlara baktığımız zaman okullarda 100-150 kontenjan var. Bu okul demek değil, sınıf demektir. Bu okula giriş değil, sınıfa giriş sınavı olacak. MEB, gafil avlandı ve şu anda işin içinden çıkılmaz durumda. Bunlar daha iyi günler. Sınavdan sonraki tercih ve kayıt günlerinde asıl sıkıntılar baş gösterecek.

Devamını Oku

YKS’de ortalama daha aşağı iner

19 Nisan 2018

30 Haziran ve 1 Temmuz tarihlerinde yapılacak olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS)’nin küçük bir modeli 18 Mart tarihinde Milli Savunma Üniversitesi Askeri Öğrenci Aday Belirlemi Sınavı’nda (MSÜ) gerçekleştirildi. Bir bakıma pilot uygulama yapıldı. Çünkü iki sınav; içerik - soru sayısı - sınav süresi - puan türleri ve değerlendirmesi açısından aynı.

Ortaya çıkan rapor, YKS ile ilgili bize çok önemli ip uçları veriyor. Çünkü 18 Mart’ta yapılan sınava yaklaşık 300 bin öğrenci başvuruda bulundu. YKS’ye ise 2 milyon 300 bin öğrenci başvuruda bulundu. Bir bakıma büyük sınavın 8’de biri ölçekli daha küçük bir sınav yapıldı ancak bize çok önemli fikirler verdi. Örneğin geçen yıl yapılan YKS’de 40 Türkçe sorusu sorulmuş ve 14 net çıkmıştı. Şimdi bu sınavda da aynı sayıda soru soruldu ve net 15’e çıkmış. Hafif bir kıpırmada var ama 15 net bile çok az çünkü Türkçe bizim ana dilimiz. Fen Bilimleri’ni değerlendirirsek geçen yıl 40 soruda 4 net vardı. Bu yıl 20 soruda 3 net çıkmış. Matematik ise geçen yıl 50 soruda net ortalaması 5,1 iken bi yıl 8 olmuş. Matematik’te hafif bir kıpırdama söz konusu. Sosyal Bilimler’de ise geçen yıl ortalama 40 soruda 12 netti. Bu yıl 20 soruda 5 net olmuş. Oysa Sosyal Bilimler hep kolay olarak yorumlanır buna rağmen düşüş var.

Netler düşecek

18 Mart’ta yapılan sınava daha çok Anadalou Lisesi öğrencilerinin girdiğini görüyoruz. Bir başka ifadeyle kaliteli eğitime tabi tutulan öğrencilerin girdiğini anlıyoruz. Ancak sonuç çok kötü. Bu öğrenciler bu ortalamaları yakalıyorsa, YKS’de ortalamalar çok daha aşağıya iner. Kötümser olmayan bir tahminde bulunduğumuzda bile sonuçlar çok düşük gelecektir. Örneğin Matematik ortalaması 4-5 net gibi çıkar. Türkçe 12-13’te kalır. Sosyal Bilimler’de ise karşımıza 5-6 gibi net tablosu çıkabilir. Ortaya çıkan bu sonuçlardan sonra ÖSYM, YKS’de aynı zorlukta sorular sorarsa, sınavda dökülmeler yaşanacaktır. Diğer taraftan ÖSYM soruların zorluk derecesini düşürebilir. Öyle olunca da çocuklar ikinci sınava yığılacak. Bu durumda da ‘Orta Öğretim Başarı Puanı’ (OÖBP) devreye girecek. Önceden ‘OÖBP’ ödüllendirici bir unsurdu ama sorular kolay olursa ‘OÖBP’ eleyici faktör durumuna gelecektir. Bu da okulların bol keseden not verdiği bir tabloyu ortaya çıkartır.

MSÜ Sınavı’nın ortaya çıkardığı bir tablo daha var. Sonuçlara baktığımızda yaklaşık 50 bin öğrenci baraj altında kalmış. Yani 50 bin öğrenci 4 yıllık fakülte tercihi yapamayacak durumda. Yaklaşık 300 bin başvuruda 50 bin öğrenci dışarada kalmış. Aynı tabloyu 2 milyon 300 bin öğrencinin başvurduğu YKS’ye orantılarsak orataya 400 bin gibi öğrenci sayısı çıkıyor. Yani YKS’de aynı başarısızlık olursa 400 bin öğrenci tercihte bulunamayacak. İşte bu tablo sadece öğrencilerin durumunu gözler önüne sermiyor. Hem sınavın hem de sistemin karnesi olarak karşımıza çıkıyor.

Devamını Oku